Ben sadece, bu dünyadan uzakta sessiz bir hayat sürmek istedim. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أتمناه ، هو أن أعيش حياة هادئة ، بعيدا عن كل هذا |
Saçlarımıza ak düşer, sessiz bir hayat yaşarız | Open Subtitles | سيشيب شعرنا ونصبح عجوزين ونعيش حياة هادئة |
Önsuç sonlandırıldıktan sonra, Ön Kahinler gizli bir yere gönderildiler sessiz bir hayat yaşıyorlar ve tanınmadan mutlu bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar. | Open Subtitles | بعدما تم حل مكتب وقف ارتكاب الجرائم قبل حدوثها، تم إرسال المتنبئون، إلي مكان غير معروف، إلي حياة هادئة ،لا يعلم أحد بها، |
Neyse ki çok sessiz bir hayat sürüyor gibi. | Open Subtitles | لحسن الحظ ، يبدو أنه يعيش حياة هادئة |
sessiz bir hayat istiyor Tayvan'da. | Open Subtitles | وقالت انها تريد حياة هادئة ... في تايوان. |
sessiz bir hayat yaşıyorum. | Open Subtitles | أني أعيش حياة هادئة. |
1742 Victory Caddesi'ndeki evinde epey sessiz bir hayat geçiriyormuşsun. | Open Subtitles | "يبدو أنّكَ تعيش حياة هادئة في شارع (1742 فكتوري)" |
sessiz bir hayat ve sonra.. | Open Subtitles | حياة هادئة ثم وقف |
Hayır, ben sessiz bir hayat istiyorum. | Open Subtitles | إنّي أريد حياة هادئة |