ويكيبيديا

    "sessizce" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بهدوء
        
    • بصمت
        
    • صمت
        
    • هدوء
        
    • هادئ
        
    • هادئة
        
    • صامت
        
    • هادئاً
        
    • الهدوء
        
    • صامتة
        
    • صامتاً
        
    • وبهدوء
        
    • هادىء
        
    • الصمت
        
    • هادئين
        
    Sadece sessizce kıyafetlerini giyiyordun ve parmak ucunda yürümeye çalışıyordun. Open Subtitles أنتِ فقط ترتدين ملابسك بهدوء فقط وتتحركين ببطء على الأرض
    Burada sessizce otur. Ben de sana bir fincan çay getireyim, tamam mı? Open Subtitles لذا اجلسى هنا بهدوء ، وسأحضر لكى كوبا جميلا من الشاى ، حسنا؟
    Afedersiniz, bunu sessizce yapabiliriz ya da büyük bir yaygara koparabilirim. Open Subtitles معذرةً, هل يمكننا عمل ذلك بهدوء أو يمكنني عمل ضجة كبيرة؟
    Bunun anlamı, o, görünmeden ve sessizce hareket etmeyi öğrenmeli. Open Subtitles وهذا يعني أن عليه التحرك بصمت ومن دون أن يُرى
    Dışarı çıkıp, burada sessizce oturup gülümseyecek genç birini mi bulursun? Open Subtitles إخرج و إحصل على فتاه صغيرة تجلس هنا في صمت وإبتسامة؟
    Brian O'Blivion 11 ay önce ameliyat masasında sessizce öldü. Open Subtitles برايان بوليفيان مات في هدوء علي منضدة منذ 11 شهرا
    Benim bahçede olduğumu sanıyordu ama ben tuvalette çok sessizce çişimi yapıyordum. Open Subtitles كانت تظن أنني في الحديقة لكنني كنت في المرحاض أتبول بهدوء جدا
    Başkanım, neden bu işi sessizce halledip gitmesine izin vermiyoruz? Open Subtitles ايتها الرئيسة لــمَ لا تسوين الامر بهدوء وتدعينه يذهب ؟
    Kızım, açıklandıktan sonra bu kadar insan sessizce oturur mu burada sence? Open Subtitles يا رجل أتظنين ان كل هؤلاء الناس سيجلسون بهدوء هنا بعدما اعلنوه؟
    Onlar için yapabileceğimiz en iyi şey sessizce buradan tüymek. Open Subtitles افضل شئ يمكننا فعله لاجلهم هو ان نتسلل للخارج بهدوء
    Bilmelisiniz ki birisini Ig Nobel'le ödüllendirmeye karar verdiğimizde onunla sessizce temasa geçiyoruz. TED يجب أن تعلم أنه عندما نختار أحدًا للفوز بجائزة إيج نوبل نبقى على اتصال مع ذلك الشخص، بهدوء جدًا
    Gri melek balığı tepede sessizce süzülür. TED وتنزلق السمكة الملائكية بهدوء في المكان.
    İnsanlar genelde acısını sessizce ve kendi kendilerine yaşıyorlar. TED و بالعادة يعاني الناس من النوع الثاني بهدوء و خصوصية ..
    Köy halkı, halkın rastgele seçilmiş bir üyesinin cinayetini sessizce kabul ediyor. Open Subtitles إذا فسكان القرية قبلوا بصمت جريمة قتل عضو مختار بعشوائية من مجتمعهم
    Klavye kayıt programları sessizce bilgisayarınızda otururlar, gözden uzak ve yazdığınız her şeyi kaydederler. TED مسجلات المفاتيح تجلس في الحاسوب بصمت ,مخفية عن الانظار وهي تسجل اي شيئ تطبعه
    Ya dışarı çık yada burada sessizce otur ve bekle. Open Subtitles إما تكمل طعامك بالخارج، أو تجلس هنا منتظرًا في صمت.
    Siz dişçide beklerken, bir makine sizin için sessizce çalışıyor ve bunu dişinize yerleştirmeye hazır ediyor olacak. TED أثناء انتظارك عند طبيب الأسنان، الآلة تقوم بكل هدوء بطلاءه لك جاهز لادراجه الى اسنانك
    Sesini kısması için yalvardım sessizce söylemesi için ama kale almadı. Open Subtitles رجوته أن يخفض صوته، أن يغني بشكل هادئ ولكنه لم يهتم
    Kimsenin itirazı yoksa sessizce oturup çıkış zilinin çalmasını bekleyelim. Open Subtitles إذا لم يمانع أحد ، فسأبقى هادئة حتى نهاية الحصة
    100 000 piyade sabırsız ve sessizce bekliyordu. Open Subtitles مائة ألف من المشاة يقفون متجهمون بشكل صامت
    Bırakma beni. Burada kal ve sessizce durmama yardım et. Open Subtitles لا , لا تتركيني ابقي هنا , وساعديني علي أن أكون هادئاً
    sessizce ilerleriz, bir denizaltında topluiğne bile düşüremedikleri an gibi. Open Subtitles الهدوء يعم، كما يحصل في الغواصات لا تسببي أي إزعاج
    sessizce oturuyordum fakat dışarı çıktığımda gülüyordum. TED بقيت صامتة لفترة طويلة، كنت أذهب للخارج وأبتسم.
    Bazen sadece sessizce tek başınıza, düşüncelerle baş başa kalmak istiyorsunuz. TED أحياناً ترغب فقط في الوقوف صامتاً وحيداً مع أفكارك
    Git ve bir silahlı asker birliği topla. Çabuk ve sessizce. Open Subtitles اذهب و جمّع فرقة من الرجال المسلحين بسرعة وبهدوء
    sessizce ve yavaş yavaş adanın içine doğru ilerleyeceğiz. Open Subtitles حسناً يا رجال. إننا نتقدم بشكل هادىء جداً داخل البلاد.
    Sadece somurtup sessizce durmak istiyorum... sonra laf sokayım, sonra yine sessiz durayım. Open Subtitles ‫لا يهمني إلا الصمت الكئيب ‫الذي تتبعه تعليقات لئيمة ثم المزيد من الصمت
    Mühendislerin hepsi masanın bir ucunda oturdular, tasarımcılar ise benimle masanın diğer ucunda, son derece sessizce. TED المهندسون جلسوا هادئين على طرف من الطاولة, و أنا و المصممين جلسنا على الطرف الآخر, بصمت شديد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد