"Kayıp Sırpların anneleri ve eşleri sevdiklerinin bulunması için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | الزوجات و الأمهات للصربيين المفقوديين يرجون أن يجدو أحبائهم المفقودين |
Kasabalının sevdiklerinin daha güzel ve büyük bir hayata gittiklerini bilmeleri daha iyiydi. | Open Subtitles | و أن ندع سكان البلدة يظنون أن أحبائهم قد هربوا بعيدًا لحياة أفضل |
Bu sesleri saklayarak ve paylaşarak sevdiklerinin ruhlarını hayatta tuttuklarını söylediler. | TED | قالوا أنهم بحفاظهم على تلك الأسرار ومشاركتها، ساعدهم ذلك على إبقاء روح أحبائهم حية. |
Gecmise dönmek cok zor... ve sevdiklerinin gerceklerini görmek de zor. | Open Subtitles | .. من الصعب أن تراجع وتنظر الحقيقة بشان الناس الذين تحبهم |
Programın, sevdiklerinin yabancılaşmasının, hayatının geri kalanı boyunca yalnız olmanın... | Open Subtitles | البرنامج عزل أحبائك بقائك وحيدة لبقية حياتك |
13 kurban sevdiklerinin telesekreterlerine mesaj bıraktı, 5 tanesi biriyle doğrudan konuştu, | Open Subtitles | الضحايا 13 قامو بسؤال أحبابهم عن طريق الرسائل |
Diğer fikir ise destek gösteren çalışanların bakım ile ilgili ailelere ve sevdiklerinin bedeninin hazırlanma sürecine yardım etmeleri. | TED | الفكرة الأخرى هي أن يكون طاقم الدعم تحت إمرة العائلات لمساعدتهم في رعاية وتجهيز جثث أحبّائهم. |
Çoğu insan ofisinde sevdiklerinin fotoğrafını bulundurur. | Open Subtitles | أغلب الناس يحتفظون بصور لأحبائهم في مكاتبهم |
Amazon kadınları, sevdiklerinin yüzüne tükürürlermiş. | Open Subtitles | النساء من الأمازون أظهرن حبهن عن طريق البصق في وجه شريكهن |
İnsanlar sevdiklerinin geri döndüğüne inanıyor Ama bunlar onlar değil. | Open Subtitles | الناس تظن أن احبائهم عادوا ولكنهم ليسوا هم. |
Yemektekilerin akrabalarını ellerinden tutar, ve her birini enkazın ortasındaki sevdiklerinin yanlarına götürür. | TED | ويمسك الأقرباء بيده ويدلهم على أحبائهم في وسط الحطام |
Neredeyse her gün insanlar sevdiklerinin cesetlerini yollardan topluyordu. | TED | في كل يوم تقريبا، كان الناس يجمعون جثث أحبائهم من الشوارع. |
Şimdi de onları sevdiklerinin daha iyi bir yerde olduğuna inandırıyor. | Open Subtitles | و الان قام باقناعهم ان أحبائهم في مكان افضل |
Şimdi de onları sevdiklerinin daha iyi bir yerde olduğuna inandırıyor. | Open Subtitles | و الان قام باقناعهم ان أحبائهم في مكان افضل |
İnsanlar sevdiklerinin cesetlerini parka bırakıp gidecekler mi? | Open Subtitles | سيأخذ الناس أحبائهم إلى المقابر ليواروهم هناك |
Kurbanların aileleri sevdiklerinin, olaydan sorumlu Özel Ajan William Hopter birkaç basit talimatı yerine getirmedi diye bir hiç uğruna öldüklerini öğrenirler. | Open Subtitles | أن تعرف عائلات الضجايا أن أحبائهم مانوا هباء لأن الضابط المسؤول ويليام هابتر لم يستطع أن يتبع تعليمة بسيطة |
Aileler sevdiklerinin samimi ve huzur verici bir ortamda olduğu görmek ister. | Open Subtitles | يجب أن تشعر العائلات أن أحبائهم موجودون في بيئة صديقة ومريحة |
Ve Elektra gibi Yunan kadınları sevdiklerinin öcünü her zaman alır. | Open Subtitles | والمرأة اليونانية مثل الكترا دائماً تنتقم لمن تحبهم |
Seni aşağılık herif. Tüm sevdiklerinin elimden öldüğünü göreceksin. | Open Subtitles | أيها الحقير,سوف ترى كل من تحبهم قتلى بيدي |
Haydi mütevazı ol, sevdiklerinin önünde ve milyonlarca yabancının ve benim. | Open Subtitles | هيا، ذلّ نفسك أمام أحبائك |
-Eski Çinliler bunların içinde sevdiklerinin küllerini saklarmış. | Open Subtitles | الأباطرة الصينيين القدامى حفظوا رماد وأرواح أحبابهم في هذه الأشياء |
Sayın Başkan, kusura bakmayın ama onlara söyleyeceğimiz ya da söylemeyeceğimiz hiçbir şey onların sevdiklerinin öldüğü gerçeğini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | مع كامل احترامي، يا سيادة الرئيس لا شيءَ نقوله أو نخفيه عنهم سيغيّر حقيقة موتٍ أحبّائهم |
sevdiklerinin kül tablası gibi kokan bir şeyde gitmesini istemezler. | Open Subtitles | إنّهم لا يريدون لأحبائهم الركوب بشيء رائحته كمنفضة السجائر. |
Amazon kadınları, sevdiklerinin yüzüne tükürürlermiş. | Open Subtitles | الزواج موجود منذ بداية الزمن النساء من الأمازون أظهرن حبهن عن طريق البصق في وجه شريكهن |
Ama yas tutan insanlar genelde sevdiklerinin hayalini görür ve hayalet gördüklerine inanırlar. | Open Subtitles | الناس من حزنهم يرون احبائهم في الاحلام ويعتقدوا بأنهم رأو اشباح |