ويكيبيديا

    "seveceğini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سيعجبك
        
    • ستحب
        
    • ستعجبك
        
    • ستحبينه
        
    • ستحبني
        
    • ستحبين
        
    • سيحب
        
    • ستحبه
        
    • ستحبينها
        
    • ستعجبكِ
        
    • ستحبيه
        
    • ستحبّ
        
    • سيحبه
        
    • سيستمتع
        
    • سيروق
        
    Orayı biliyorum. seveceğini sanmam. Open Subtitles اعرف هذا المكان، لا اعتقد انه سيعجبك كثيرا
    Sürprizleri seven bir adam olarak, kendine süpriz yapılmasını seveceğini düşündüm. Open Subtitles بما أنك من محبي المفاجآت أعتقد أنك ستحب واحدة من صنعك
    Ah, fark ettim, bu yüzden küçük planımızı seveceğini düşündüm. Open Subtitles أوه ، لقد لاحظت هذا ، لهذا أعتقد أن خطتنا الصغيرة ستعجبك
    Görüyorsun işte, seveceğini biliyordum. Open Subtitles أترين , لقد علمت انك ستحبينه , شيرل
    Bilirdim... ~ ...istediğin sürece beni seveceğini ve... ~ Open Subtitles ♪ كنت أعلم ♪ بأنك ستحبني ♪ ♪ طالما أردت ذلك
    Yani bu yeri seveceğini düşünüyorum. Çok güzel bir yer. Open Subtitles أظن أنك ستحبين ذلك المكان إنه جميل لم يذهب إليه أحد من قبل
    - Bir kez daha duymayı seveceğini düşünüp ikinci bir kurtarma operasyonunu onaylamayacağını bildiğim kadar tanıyorum. Open Subtitles بشكل كافي لاعرف أن لن يؤيد مهمة إنقاذ ثانية ولكنه سيحب أن يسمع بخصوصه
    Bir zamanda yolculuk filmi. seveceğini düşünüyorum. Open Subtitles هذا وقت السفر عبر الزمن أعتقد بأنك ستحبه
    - ...ama çok seveceğini düşünüyorum - Hı hı. Open Subtitles لكنني أظن أنّكِ ستحبينها فعلاً
    Güney Pasifik'teki en iyi donanıma sahip olabilirim ve bunu seveceğini düşündüm. Open Subtitles أظن سيعجبك هذا، لديّ أفضل أسلحة في جنوب المحيط الهادي.
    Aslında seveceğini düşünmüyorum. Open Subtitles في الحقيقة لا اظن انه سيعجبك بالمرة
    Evet, şey, söylemek zorunda olduğum şeyi seveceğini sanmıyorum. Open Subtitles أجل، لا أظن انه سيعجبك ما لديّ
    O kızı seveceğini biliyordum. Open Subtitles لقد عرفت بأنّك ستحب تلك الفتاة المتشرّدة الصّغيرة
    - Yemeklerini seveceğini söylemiştim. - Daha önce gitmediğime inanamıyorum. Open Subtitles ــ لقد أخبرتُك أنّك ستحب هذا المكان ــ لا يمكنني تصديق أنّني لم ألاحظ ذلك أبداً
    Bu yüzden senin oyunu seveceğini düşünmüştüm. Open Subtitles لهذا اعتقدت بأن المسرحية ستعجبك
    Onu gerçekten seveceğini beklemiyorduk. Ama sevdim. Open Subtitles لم نتوقع أنك ستحبينه فعلاً
    Beni yeniden seveceğini söyle. Open Subtitles أخبرني أنك ستحبني مجدداً في المستقبل.
    Bunu seveceğini biliyordum. Böyle yemeye devam edersen ying yang şeklinde bir ganimetin olacak. Open Subtitles عرفت بأنك ستحبين الخضار تابعي الأكل هكذا وستصبحين
    Bay Resor'ın kendi ilacının tadını seveceğini düşünmüştüm. Open Subtitles اعتقدت أن السيد روس سيحب ان يتذوق أفعاله
    Oradaki oteli seveceğini biliyorum. Open Subtitles اعلم أن هذا النزل الضخم الذي ستحبه.
    O'nu her zaman seveceğini biliyorum. Open Subtitles بأنك أعرف الآن، دائماً ستحبينها
    - seveceğini düşündüm. - Hayır. - Doug'a hitaben yapılmış kelime oyunu. Open Subtitles اعتقدتُ أنها ستعجبكِ, إنها تلاعب لفظي بطريقة ذكيّة عن (دوغ)،
    - seveceğini sanmam. Open Subtitles لا أعتقد أنكي ستحبيه
    Evde eğitimi seveceğini düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنك ستحبّ الدراسة في المنزل
    6 yaşında bir çocuk babasının onu ne olursa olsun seveceğini bilir mi sence? Open Subtitles تظن أن طفل في السادسة من عمره سيعلم أن والده سيحبه مهما يكن؟
    Kendimden tatmin olmamı izlemeyi seveceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أظن أنه سيستمتع بمشاهدتي أمتع نفسي جنسياً
    Komiseri seveceğini biliyordum. Sağlam adamdır. Open Subtitles سيروق لك المفوض فشخصيته حازمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد