ويكيبيديا

    "sevgilisiyle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • صديقها
        
    • حبيبها
        
    • صديقته
        
    • خليلها
        
    • حبيبته
        
    • عشيقها
        
    • عشيقته
        
    • خليلته
        
    • عشيق
        
    • خليل
        
    • خليلة
        
    • فتاته
        
    • وصديقته
        
    • وصديقها
        
    • وخليلته
        
    Olayı nasıl eline yüzüne bulaştırıp Penny'i sevgilisiyle barıştırdığını tekrar anlat. Open Subtitles أخبرنا ثانية كيف أفسدت الأمور و جعلت بيني تعود إلى صديقها
    En azından ben gidip bir kıza, birinin sevgilisiyle flört ettiğini söylemeyeceğimi biliyorum. Open Subtitles على الأقل اعلم بألا اثرثر بالكلام امام فتاة بخصوص شخص ما يغازل صديقها
    Lisedeki sevgilisiyle evlenip üç çocuk doğuran ve sonra da başka neler olabilirdi diye merak eden o kızlardan biri olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أكون كواحدة من تلك الفتيات التي تتزوج حبيبها من مدرسة الثانوية ثم تلد ثلاثة أطفال وتندم على ما حدث
    Çoğu kadın, kocasının, birinin gözetiminde olmadan eski sevgilisiyle çalışmasından çok rahatsız olurdu. Open Subtitles أكثر النساء سيصيبهن الذعر إن وظف أزواجهن صديقته السابقة وسيعملون سوية برقابة شديدة
    - Evet sevgilisiyle kavga etti. - Michael Blake. Open Subtitles نعم، كان لديها مشاجرة مع خليلها مايكل بليك
    Bütün gün telefonda sevgilisiyle. Open Subtitles وهو يتحدث على الهاتف طوال الوقت مع حبيبته
    Ertesi sabah temizlikçi kadının eve gelip karınızı yatakta sevgilisiyle beraber bulması esrarlı bir şekilde 38 kalibrelik mermilerle, burası biraz bulanık. Open Subtitles يبدو لى الموقف غامضا حيث أتت عاملة التنظيف فى الصباح و وجدت زوجتك و عشيقها فى السرير و قد أطلق عليهما طلقات عيار 38
    - Eski sevgilisiyle öpüşürken mesaj atarak terk etti beni. Open Subtitles لقد تركتني برسالة بينما كانت تتبادل القبل مع صديقها القديم
    Lisedeki sevgilisiyle çıplak bir fotoğrafını paylaştı, ona güvenebileceğini sanıyordu. TED قامت بمشاركة صور عارية لها مع صديقها من المدرسة الثانوية، معتقدةً أنه من الممكن أن تثق به.
    Biricik kızımızın beceriksiz sevgilisiyle karı koca gibi yaşamasını sorun etmiyorsan öyle olsun. Open Subtitles اذا كنت لا تمانع بإن ابنتنا الغالية تمضي الوقت مع حبيبها ليكن ذلك
    Aşık olduğum kız, eski sevgilisiyle birlikte olmak için buraya taşındı. Open Subtitles هذه الفتاة التي أحبها إنتقلت إلى هنا مع حبيبها السابق
    Geçen yıl Kate sevgilisiyle beraberken ben de böyle hissettim. Open Subtitles هذا ما شعرته السنة الماضية ...عندما كانت كيت مع حبيبها
    En son gece yarısına doğru kulüpten sevgilisiyle çıkarken görülmüş. Open Subtitles هو شوهد خارجا من النادي آخر مرّة مع صديقته حوالي منتصف الليل
    Ben ailesiyle birlikte kalan ve sevgilisiyle sevişebilmek için bebek bakıcılığı yapan yetişkin bir erkeğim. Open Subtitles انا رجل راشد يعيش مع والديه ومضطر للقبول برعاية الأطفال كي يتمكن من معانقة صديقته
    Eski nişanlım, benim arkadaşım olan yeni sevgilisiyle burada olduğu için mi? Open Subtitles هل هو كذلك؟ ماذا! فقط لأن خطيبتي السابقة هنا مع خليلها الجديد
    Resepsiyonistin sevgilisiyle kavga ederken kendimi eğlendirecek bir şeyler yapmam gerekti. Open Subtitles كان عليّ عمل شيء لتسلية نفسي بينما تتشاجر موظفة استقبالكَ مع خليلها
    Belki onu acayip derecede seksi sevgilisiyle daha az seks yapacağı heyecanlı bir maceraya yönlendirebilirim. Open Subtitles بأن يُقلل من ممارسة الجنس مع حبيبته المثيرة ربما أُعبر له بكلمات مختلفة
    sevgilisiyle konuşuyordu. Open Subtitles لقد كنت اريد ان اطلب شطيرة لحم مع الذرة وهي كانت تكلم عشيقها
    Onu unut artık dostum. Muhtemelen sevgilisiyle birliktedir. Open Subtitles بإمكانك أن تنسى أمره يا صاح من الأرجح أنه منشغل مع عشيقته
    Ev sahibine göre sevgilisiyle taşınacakmış. Open Subtitles طبقاً لكلام صاحبة العقار وسينتقل إليها برفقة خليلته
    Kız kardeşinin sevgilisiyle takılırken motorsikletiyle gördüğün yalanını söylediğin, hani şu polisin hapiste tutmasına yardım ettiğin adamı hatırlıyor musun? Open Subtitles أتتذكرين الذي كذبت بشأن رؤيتك له على دراجته, عندما وقفت, مع عشيق أختك, الرجل الذي ساعدت الشرطة في القبض عليه؟
    Evet, üniversitedeki oda arkadaşının sevgilisiyle yattıktan sonra. Open Subtitles أجل ، بعدما قلَّدت رفيقتها في سكن الجامعة من أجل أن يطاردها خليل الفتاة
    Eğer biri seviyorsan, özgür bırak gitsin. Eğer eski sevgilisiyle takılıp aile kurarsa.. Open Subtitles إن كنتِ تحبّين شخصاً ما، أطلقي سراحه، إن واعد خليلة سابقة و كوّنا عائلة معاً
    Zengin sevgilisiyle beraber, kocaman bir evde yaşayacak. Open Subtitles سيذهب للعيش مع فتاته الغنية، في منزل فسيح شاسع
    Moda yaratıcısı ve manken sevgilisiyle ilgili ClA ve suikastler falan.. Open Subtitles إنهُ فظيع,تدور القصة عن مصمم أزياء ,وصديقته عارضة أزياء. أمسكت بهم السي آي أي ليوقفوا ,معارض البالون ,في الربيع.
    O ve sevgilisiyle aynı karavanda yaşıyorum ve annem her akşam sızdığında odama gelip bana tecavüz ediyor. Open Subtitles أعيش معها وصديقها في منزل متنقل ، ودائما ما يأتي صديقها لاغتصابي
    Babam ve onun psikopat sevgilisiyle birlikte bu kasaba kalmaktan daha iyi gibi. Open Subtitles -يبدو أفضل، من البقاء في هذه المدينة المتعفنة -رفقة أبي، وخليلته المجنونة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد