ويكيبيديا

    "seviyorsun" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تحب
        
    • تحبين
        
    • تحبها
        
    • تحبني
        
    • تحبينه
        
    • تحبّ
        
    • تحبه
        
    • تحبيني
        
    • تحبينني
        
    • تحبّين
        
    • تُحب
        
    • يعجبك
        
    • معجب
        
    • تَحْبُّ
        
    • تحبنى
        
    Bir kızı seviyorsun ve ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor musun? Open Subtitles أنت تحب فتاة ولا تعرف إن كنت معجباً بها ؟
    Ama sen onları içine atıp atıp dolanmayı seviyorsun herhâlde! Open Subtitles ولكن أنت، بالطريقة التي تحملها بداخلك لابد أنك تحب ذلك
    Orayı çok seviyorsun. Sana söylersem bu durumu mahvetmiş olurum. Open Subtitles انت تحب هذا المكان ، إذا أخبرتك فسوف أخرب هذا
    Ne söylersem söyleyeyim, hiçbir şey değişmeyecek çünkü sen başkasını seviyorsun. Open Subtitles لا شيء اقوله سوف يغير اي شيء لانك تحبين شخص آخر
    Cha Dae Woong denen insanı bu kadar çok mu seviyorsun? Open Subtitles لكن أنتٍ تحبين ذلك الانسان تشا داي وونغ لهذا الحد ؟
    Tabii seviyorsun. Yoksa evlenmezdin, değil mi? Open Subtitles بالطبع أن تحبها أنت ستتزوجها ، أليس كذلك ؟
    Misafirin kusuruna bakma. Tamam, kemerini bağla. - Hızlı sürmeyi seviyorsun. Open Subtitles المعذرة على وصول المنزل المجاور حسناً شدي الحزام تحب القيادة السريعة
    Bu hiç bir zaman hayat kurtarmakla alakalı olmadı, bunu seviyorsun. Open Subtitles الأمر كله ليس عبارة عن حفظ حياة الناس, انت تحب هذا
    Gücü ve itibarı seviyorsun, kendini seviyorsun entelektüel hayatını, kitaplarını Havana purolarını ve eminim ki bir zamanlar beni de seviyordun. Open Subtitles أنت تحب السلطة، والشرف وتحب نفسك وحياتك الفكرية، وكتبك وسجائرك الهافانية
    O da seni gördüğüne çok memnun olacak. Titiz traş seviyorsun, değil mi? Open Subtitles سيكون مسرورا لرؤيتك أيضا تحب الحلاقة ، صح ؟
    Madem kızı seviyorsun, aklını ve zekanı kullan da kızı elde etmeye bak. Open Subtitles إذا كنت تحب الخادمة ، منحنى التفكير والذكاء لتحقيق لها.
    Tüm insanlığı seviyorsun ama ne var ki yaşayan tek bir canlıyı bir bireyi sevmekten acizsin. Open Subtitles انت تحب جميع البشر، حتى الأن انت غير قادر على ان احب فردا واحد كائن حي واحد.
    Demek yeni okulunu çok seviyorsun, ve çocuklar geciksin istiyorsun. Open Subtitles إذاً تحبين المدرسة الجديدة لدرجة أن تجعلي الأطفال يتأخرون ؟
    - Evet, demek kıyak olmayı seviyorsun. - Elbette. Kıyak dolanmak için doğmuşum. Open Subtitles ـ أجل، لا بد إنّكِ تحبين النشاط ـ أجل، أعني ولدتُ لأجل النشاط
    Marian, böyle konuşma! Burasını benden çok seviyorsun. Open Subtitles لا تقولي ذلك يا ماريان ، هذه ليست الحقيقة تحبين هذا المكان أكثر مني
    Senin bir karın var ve onu seviyorsun. Bu harika bir şey. Open Subtitles فلديك زوجة, وأنت تحبها, وهذا لطيف للغاية
    Öyle olsan iyi edersin. Eğer öyle değilse beni hala seviyorsun demektir. Open Subtitles من الأفضل أن تكون كذلك لأن غير ذلك يعني أنك مـازلت تحبني
    Bunca yolu geldin, çünkü onu çok seviyorsun. Open Subtitles لقد قطعت كل هذه المسافة لأنك تحبينه كثيراً
    Aklınla ve ruhunla seviyorsun sahiden kalbinle değil. O sadece bir deyiş. Open Subtitles أنت تحبّ بعقلك و روحك و ليس بقلبك, إنه مجرّد قول
    Beni seviyorsun David ve bu kez sevdiğine değer vereceksin. Open Subtitles انت تحبنى يا ديفيد وهذه المرة, ستحافظ على ما تحبه.
    Herkes bir yana... benim adıma seviniyor olman gerekiyordu, çünkü sözde beni seviyorsun. Open Subtitles إعتقد أن من بين الجميع بأنك ستكونين الشخص الذي يفرح من أجلي لأنك من المفترض أن تحبيني
    JK: Seninle çok zaman vakit geçirmedim, ama biliyorum ki yine de beni seviyorsun, ve muhtemelen hala benim için dua ediyorsundur ve beni düşünüyorsundur. TED لم أقضي وقتاً طويلاً معك و لكنني أعلم أنك مازلت تحبينني و ربما مازلت تدعين لي و تفكرين بي
    Çünkü arkadaş olmaya başlıyorduk ve sen koşmayı seviyorsun ve ben de.. Open Subtitles لأننا بدأنا نصبح أصدقاء، وأنتِ تحبّين الركض ..وأنا أحبّ.
    İnsanlar senden çekiniyor Ted... ve sen bunu seviyorsun çünkü biliyorsun ki böyle olunca... Open Subtitles الناس يرونك مُرعباً، تيد وأنت تُحب ذلك لأنه يعني
    Bana ne yapmam gerektiğini söylemeyi seviyorsun, değil mi? Open Subtitles يعجبك ان تملي علي ما يجب فعله , أليس كذلك ؟
    Onu sadece çikolatalı kekle aynı renkte olduğu için seviyorsun. Open Subtitles أنت معجب بها لأن لونها نفس لون الفطائر المحلاة فحسب
    Justine, Retail Rodeo'da çalışmayı seviyorsun değil mi? Open Subtitles جوستين , تَحْبُّ العَمَل في متجرنا , أليس كذلك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد