| İşte tanımı: simetri, bir nesneyi değiştirmeden olduğu gibi bırakarak dönüştürmedir. | TED | إليكم التعريف: التناظر هو التحول الذي يترك ذلك الكائن بدون تغيير. |
| Ancak bu hayvanlarda meydana geldiğinde bu tür simetri radyal simetri olarak bilinir. | TED | لكن عندما يتعلق الأمر بالحيوانات، يعرف هذا النوع من التناظر بـالتناظر نصف القطري. |
| Bence bunların en bıktırıcı olanlarından biri, güzelliğin bir simetri olduğunun söylenmesidir. | TED | واعتقد ان اكثر الابحاث مللاً و تكرار هو القول ان الجمال يكمن في التناظر |
| Düzen ve simetri. İnsan başka ne ister ki? | Open Subtitles | النظام و التناسق ، ما الذي سيحتاجه الإنسان بعد ذلك ؟ |
| Çözememiştim ama simetri bana geometrik şekillerin ayna görüntüsünü düşündürttü... | Open Subtitles | ولم أستطع حل لغزه بعد لكن التناسق بينهم جعلني أفكر في صور المرآة ، والتي تقودنا إلى أشكال هندسية |
| Hangi tip kristallerin oluşmasının mümkün olduğunu simetri matematiği ile anlayabiliyoruz. | TED | أي بنية بلورية يمكن الحصول عليها يمكن أن تفهم عبر رياضيات التماثل. |
| Öyleyse, genel olarak diyebiliriz ki; belli işleyişlerde -ki eğer bu işleyişler fenomeni ya da onun tanımını değiştirmiyorsa, bir simetri vardır. | TED | لذا فنحن نقول، عامة، ان هناك تناظر في عمليات محددة إذا كانت تلك العمليات تترك الظاهرة، أو شرح الظاهرة، بلا تغيير. |
| Teknik açıdan, simetri nesnenin bir özelliğidir. | TED | بهذا المعنى التقني، التناظر هو خاصية الكائن. |
| Bir örnek üzerinden yakından inceleyelim: biyolojide simetri. | TED | لنلقِ نظرة أقرب على أحد الامثلة: التناظر في علم الأحياء. |
| Bu simetri aynı zamanda bitkilerde de vardır, yatay olarak bir elmayı kestiğinizde de görebilirsiniz. | TED | يظهر هذا التناظر بالنباتات كذلك، كما يمكنك أن ترى بنفسك عندما تقسم التفاحة أفقيًا. |
| Bir kafaya sahip olmak doğal olarak iki taraflı simetri gelişimine yol açar. | TED | وجود الرأس يؤدي بالطبع إلى تطور التناظر الثنائي. |
| Üstelik, bu süper simetri parçacıkları karanlık madde olmak için çok güçlü adaylar. | TED | ايضا، تلك الجسيمات الفائقة التناظر هى مرشح قوى ان تكون المادة المعتمة. |
| Ve böylece Bateson simetri bozumu kavramını keşfetti. Şöyle ki; ne zaman bir sistem içinde bir bilgi kaybına uğrasanız, simetriye geri dönüyordunuz. | TED | واخترع بيتسون مفهوم كسر التناظر, وهو أن أينما فقدت معلومات في نظام ما، تعود مرة أخرى إلى التناظر. |
| Hayatlarında müthiş bir çeşit simetri var. | TED | لقد حصلت على هذا النوع من التناظر المدهش على حياتهم. |
| simetri güzel görünürken, asimetri de endamlı kıvrımlarıyla, düzenli karmaşıklığıyla ve çarpıcı kusurluluğuyla kendi cazibesine sahiptir. | TED | في حين أنه قد يكون التناسق جميل، التباين يحمل جاذبية خاصة به، توجد في تموجاتها المتناغمة، وتعقيدها المنظم، وخللها الذي يجذب الإنتباه. |
| Bu otelde simetri temel bir estetikmiş. | Open Subtitles | فى هذا الفندق التناسق هو الجمال الأساسى |
| - Bakın. simetri mükemmel olmayabilir. | Open Subtitles | التناسق ليس كاملا |
| Fakat biyolojinin daha büyük ölçeklerinde, simetri gerçekten önemli çünkü genetik bilgiler ile bağlantılar içeriyor. | TED | لكننا نجد أن التماثل جد مهم، على مستوى المشهد البيولوجي العام، لأنه يكشف عن المعلومات الجينية. |
| Yani simetri genetik bilgi takasını yapabilmemizi sağlayan bir dildir. | TED | فبذالك يشكل التماثل لغة تساعد على إيصال المعلومات الجينية. |
| 16. asırda, bir sanatçının Galileo'nun simetri aşkına övgü olarak yaptığı sanılıyor. | Open Subtitles | صنعه بعض الفنانون كتقدير لحب جاليليو للتناظر. |
| Hayır, teşekkür ederim. İşaret-vâri dilepton süper simetri araştırmasıyla çok meşgulüm. | Open Subtitles | لا شكرا أنا مشغولة حقا في بحثي التناظر الفائق في إشارات دايليبتون المتماثلة |
| Bunda kesin bir simetri mefhumu var, değil mi? | Open Subtitles | هناك شعور معين بخصوص تناسق ذلك ألا تـظـن؟ |