Bu yüzden biz de bir grup araştırmacı ile Güneş Sistemi'nin farklı yerlerinden gelen bu verileri toplar ve analiz ederiz. | TED | ولذا أقوم أنا ومجموعة من الباحثين بجمع وتحليل تلك البيانات القادمة من مواقع مختلفة في النظام الشمسي. |
Mars Güneş Sistemi'nin en büyük kanyonuna sahip, Valles Marineris. | TED | ولديه الصدع الأكبر في النظام الشمسي ويدعى " فاليس مارينريس" |
Küçük bir uydu olmasına rağmen, Güneş Sistemi'nin volkanik olarak en faal kütlesi. | Open Subtitles | أكثر جسم نشط بركانياً في النظام الشمسي وهو مُجـرد قمـر صغـير |
Güneş Sistemi'nin başka hiçbir yerinde bulunmayan, kıpır kıpır ve sürekli değişen yer şekilleri yaratıyor. | Open Subtitles | فقد خلقت مناظر متغيرة على الدوام بخلاف أي كوكبٍ آخر في النظام الشمسي. |
Sana her şeyin en iyisini vermeye çalıştım ama sen Güneş Sistemi'nin ayaktakımının arasında pis bir evlatlık gibi yaşamayı tercih ettin. | Open Subtitles | حاولت منحك أفضل العوالم وقد اخترت العيش مثل الخادمات القذرة بين حثالة القوم في النظام الشمسي |
Uranüs'le Neptün'ün oluşumları, Güneş Sistemi'nin oluşumundaki en büyük gizemlerdir. | Open Subtitles | "تكوين "اورانوس" و"نبتون اللغز الأعظم في النظام الشمسي |
İlk gök bilimcilere göre, Satürn Güneş Sistemi'nin son gezegeniydi. | Open Subtitles | "لكل الفلكيين كان يُعتقد بأن "زحل الكوكب الأخـير في النظام الشمسي |
Yaşam için en önemli unsur olan suyun yüzeyde var olabileceği en uygun sıcaklıktaki, Güneş Sistemi'nin yegâne bölgesinde bulunduğumuz için oldukça şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون بما يكفي لنكون في المكان الوحيد في النظام الشمسي بحرارة ملائمة للماء، المكوّن الأكثر أهمية لوجود الحياة على السطح. |
Güneş Sistemi'nin dış gezegenlerinin aksine galaksideki dış yıldızlar, içteki yıldızlarla aynı hızda hareket ediyor ve beklenenden çok daha hızlı ilerliyordu. | Open Subtitles | بعكس الكواكبِ الخارجية في النظام الشمسي كانت جميعُ النجوم الخارجية للمجرة تسيرُ بنفسِ سُرعةِ النجوم التي كانت أقرب في الداخل |