Bana göre, kapitalizm bir ideoloji olarak değil de bir işletim sistemi olarak düşünülmelidir. | TED | في نظري، ينبغي ألا نفكر في الرأسمالية كأيديولوجية، ولكن يجب اعتبارها كنظام تشغيل. |
Tavandaki kameralar ve bir dizüstü bilgisayar kapalı küresel konumlama sistemi olarak iş görüyor. | TED | الكاميرات في السقف وحاسوب محمول يعملان كنظام تموضع عالمي داخلي. |
Bu aslında beynin zevk sistemi olarak görülen bir sistemdi. | TED | في الاصل هذا تم اعتباره كنظام يمثل نظام المتعة في الدماغ. |
Dünya üzerindeki yaşamın çoğunu dolaşım sistemi olarak görebilirsiniz ve Güneş bizim atan kalbimiz. | TED | يمكنكم اعتبار معظم الحياة على الأرض كنظام الدورة الدموية، والشمس هي قلبنا النابض. |
Bu Gözetleme Kulesi uzaydan gelen diğer istilalar tehlikeleri için bir erken uyarı sistemi olarak çalışacak. | Open Subtitles | وهذا برج المراقبة تعمل كنظام للإنذار المبكر للكشف عن التهديدات الأخرى للغزو من الفضاء. |
Aygıt bir dağıtım sistemi olarak yaratılmıştı, vücudunu işgal etmek için. | Open Subtitles | الجهاز تم خلقه كنظام توصيل لغرض غزو جسمها |
Bu fenerleri bir uyarı sistemi olarak kurduk. Bir fener yanarsa, yardım gelecektir. | Open Subtitles | لقد أنشأنا تلك المنارات كنظام للتحذير عندما تنير المنارة تأتى المساعدة |
Erken uyarı sistemi olarak, başa konulan ödül bir radardan daha iyidir. | Open Subtitles | كنظام مبكر للإنذار، المكافأة تعد أفضل من الرادار |
- Üs ve bir kaç kilometre etrafı aktif savunma sistemi olarak kullanılan çevresel mikrodalgalarla havadan gözetlemeye karşı koruma altında. | Open Subtitles | القاعدة والعديد من الأميال المحيطة به محمية من عيون في السماء بموجات المحيطة كنظام الدفاع النشط. |
İşte bu yüzden, temelde, bir işletim sistemi olarak düşündüğünüzde kapitalizmin kadim savunucularının aksine ideolojiyi anlaşılır hâle getirir. | TED | ولهذا، بصفة عامة، حينما تفكر في الرأسمالية كنظام للتشغيل، فهذا يستبعد كل صبغة أيديولوجية بعيدًا عما يعتقده المناصرون التقليديون للرأسمالية. |
Elbette binanın döngüsünü dolaşım sistemi olarak kullandık, her şeyi birbirine bağlamak ve hem ziyaretçilerin, hem de çalışanların bütün bu farklı işlevleri tam bir bütünlük içinde deneyimlemesini sağlamak için. | TED | وبالطبع، استخدمنا حلقة المبنى كنظام دوري لنظِم كل شيء معًا والسماح للزائرين والموظفين باختبار كل تلك المهام في وِحدة عظيمة. |
Öklid hepsini, tanımlar, ortak kavramlar ve kendisine ait 5 ünlü postulattan oluşan mantıksal bir ispat sistemi olarak düzenlemiştir. | TED | وضع اقليدس كُلَّ شيءٍ كنظام برهانٍ منطقيٍّ مبنيٍّ من مجموعةٍ من التعاريف، والمفاهيم العامّة، ومُسلَّماته الخمس المشهورة |
Gezegenin çevresinde bir halka sistemi olarak. | Open Subtitles | كنظام حلقي حول الكوكب |