siyasetçiler suçlanması gereken tek kişiler olmayabilir çünkü sıradan insanlar ve aynı zamanda birçok genç siyaseti umursamıyor. | TED | لا يجب أن نلوم السياسيين وحدهم، لأن بعض الأشخاص والكثير من الشباب أيضاً، لا يهتمون بشأن السياسة. |
Benzer şekilde, siyasetçiler tüm halkı etkileyecek kararlar verirken halkın pek fazla söz hakkı olmaz. | TED | ونرى التشابه في أن السياسيين يتخذون القرارات التي تؤثر على الشعب كله، بينما الأفراد لا يشاركون كثيراً. |
siyasetçiler o kağıdı yaksın. | Open Subtitles | واخبر السياسيين بأن يحرقوا معاهدتهم الان |
siyasetçiler fedakarlıktan söz etmeye bayılır. | Open Subtitles | دوماً السياسيون يحبون الكلام عن التضحية. |
Afgan siyasetçiler, bunu acımasızca kötüye kullandılar. | Open Subtitles | استغل السياسيون الأفغان بلا رحمة هذا التنافس |
siyasetçiler ve vatandaşlar, bir gezegeni parçalayacak güçte olduğu söylenen bombanın ahlaki olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | سياسيون ومواطنون على حدّ سواء** **... قلقون حول المبادىء الأخلاقية لاستعمال قنبلة أشيع عنها أنها قوية جداً... |
Kendi ayrı ayrı alanlarında. Biraz, büyük yazarlar büyük işadamları, birkaç büyük siyasetçiler ve. | Open Subtitles | بعضهم كتّاب عظماء والبعض رجال أعمال والبعض سياسيين |
Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçiler bile tüm dünyayı uçakla gezmeye devam edip et ve süt ürünleri tüketiyorlar. | TED | فحتى معظم علماء المناخ والسياسيين المهتمين بالبيئة يستمرون في السفر حول العالم ليأكلوا اللحم ومنتجات الألبان. |
Herkes orada. Polisler, siyasetçiler, yargıçlar. | Open Subtitles | الإصلاح الضخم فيها، الشرطه و السياسيين و القضاه |
Evet. Sistemi içeriden değiştirmek isteyen siyasetçiler gibiyiz. | Open Subtitles | نحن يُمكنُ أَنْ نَكُونَ مثل السياسيين الذين غيّرْ النظامَ مِنْ ضمن. |
Yufka yürekli batılı siyasetçiler için ısmarlama hikâyeler. | Open Subtitles | قصص محبوكة بدقة لتأثر على السياسيين الغربيين |
Rüşvet yedirdiği siyasetçiler kendilerini ondan veba varmış gibi sakınacaklar. | Open Subtitles | السياسيين الذين رشاهم سوف . يتجنبونه مثل الطاعون |
Dünyayı siyasetçiler başkanlar ya da seçilmiş yetkililer yönetmiyor. | Open Subtitles | لا يحكم العالم من قبل السياسيين والرؤساء أو المسؤولين المنتخبين. |
siyasetçiler ve pazarlamacılar, doğaya dostluğu bir 'hayat tarzı' olarak pazarlamaktan korkuyor. | TED | السياسيين والمسوقين خائفون من التسويق الأخضر "كاختيار أسلوب حياة". |
siyasetçiler Miami'deki kontrol altına alamadıkları şiddetten dolayı onları suçlarlardı. | Open Subtitles | طريقة يفسر بها السياسيين " العنف الذي لا يسيطرون عليه في " ميامي |
Aksini söyleyen siyasetçiler olduysa yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | وإن أخبرك بعض السياسيون بغير ذلك فقد كانوا يكذبون عليك |
O merdivenden bugünkü tüm siyasetçiler aynı görünüyor ve politika giderek sosyal uyumdan çok saldırganlık ve kötümserliği harekete geçiren bir spora benziyor. | TED | و بالمراقبة من تلك المدرجات، كل السياسيون اليوم يبدون متشابهين، و أصبحت السياسة تمثل رياضة تحفز المزيد من العنف و التشاؤم ، اكثر من التماسك الاجتماعي و الرغبة في دعم المدنية. |
Toledo'daki yurttaşlar gibi olabilir, kendi yerel halkınızla beraber, eğer siyasetçiler yazmıyorsa, kendi kanunlarınızı yazarak suyun tüzel kişiliğini tanıyabilirsiniz. | TED | يمكنك أن تكون مثل سكان مدينة توليدو والبناء انطلاقا من جذور العشب، وكتابة تشريعك الخاص إذا رفض السياسيون كتابته، التأكيد على الشخصية القانونية للماء. |
Şairler dışında siyasetçiler onları hiç heyecanlandırmaz. | Open Subtitles | السياسيون لا يطالبون بها، فقط الشعراء. |
siyasetçiler! | Open Subtitles | سياسيون |
Mafya patronu "Lucky" Luciano'nun etrafı sahtekar siyasetçiler ve katillerle doluydu. | Open Subtitles | (مع عصابة الزعيم (لوتشيانو المدعوم من قبل سياسيين منحرفين وجيش من القتلة |
Sanayiciler ve siyasetçiler. | Open Subtitles | .الصناعيين والسياسيين |
Insanlar tüm siyasetçiler aynı dediklerinde, kendinize Obama'nın Bush ile aynı olup olmadığını sorun, ya da François Hollande'ın Sarkozy ile aynı olup olmadığını. | TED | عندما يقول الناس أن كل الساسة متشابهون اسأل نفسك إن كان أوباما مثل بوش، و إن كان فرانسوا هولاند مثل ساركوزي. |