İnsanlar sizin hakkınızda konuştuklarında, şairlerden, bestecilerden, doktorlardan, bilimadamlarından bahsediyor. | Open Subtitles | حين يتحدث الناس عنكم فانهم يقولون شعرا صانعوا الموسيقى ، الاطباء ، العلماء اين محاربوكم ؟ |
Dolayısıyla Amerika'da sizin hakkınızda ne düşünüldüğü sizin için önemli ve Amerika'da şu anda insanlar Hizbullah'ı tanımıyor. | Open Subtitles | وأنت تهتم بما يقال عنكم في أمريكا وفي هذه اللحظة في أمريكا، حزب الله |
sizin hakkınızda bir şey bilmemem gerektiği dışında hakkınızda hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم شيئا عنكم ماعدا أنه ليس مسموح لي بأن أعرف أي شئ عنكم |
Ne zaman hasta olsam sizin hakkınızda bir reality show izlemek istiyorum adı da "Yosh ve Shosh Şehirde" olsun. | Open Subtitles | أريد مشاهدة برنامج واقعي عنكما يدعى يوش وشوش يتجولان في المدينة. في أي وقت أصاب فيه بالحمى |
Kitaba kovmanız için sizin hakkınızda birkaç hikaye anlatayım mı? | Open Subtitles | يمكنني إخباركم بعدة قصص عنكما لتضعوها |
Biliyor musunuz, sizin hakkınızda söylediklerinin doğru olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أتعلم , أني أتسائل اذا ما كان ما يقولونه عنك حقيقتاً |
sizin hakkınızda çok iyi şeyler söyleyebilirim. | Open Subtitles | لقد حصلت على الكثير من الأشياء الجيدة للكلام عنكم يا رجال، حسناً؟ |
Sorun yok. Tsunade-sama'dan sizin hakkınızda çok şey duyduk. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام, لقد أخبرتنا تسونادي عنكم |
Hayır, hayır bak. Bu sizin hakkınızda olumlu bir hikâye tamam mı? | Open Subtitles | لا ، لا ، إنها بالفعل قصة إيجابية عنكم يا شباب حسنا ؟ |
İnsanlar sizin hakkınızda okuyacak ve yakında Vietnam'a gitmek istemeyecekler | Open Subtitles | الناس ستقرأ عنكم ، وقريبا ، من يعلم ربما لن يكون هناك احد مستعد للذهاب الى فيتنام |
Siz ikiniz kampta ortadan kaybolunca herkes sizin hakkınızda konuştu. | Open Subtitles | اختفيتما في المخيم. والجميع كان يتحدث عنكم. |
sizin hakkınızda her vatandaşın bilmesi gerektiği kadarını biliyorum. | Open Subtitles | معتوه آخر اعرف ما يحتاج اي مواطن ليعرفه عنكم |
sizin hakkınızda söylediğim tüm kötü şeyleri geri alıyorum. | Open Subtitles | سوف أسترجع كل التفاهات التي قلتها عنكم يا رفاق. |
sizin hakkınızda söylediğimiz tüm kötü şeyleri geri alıyoruz. | Open Subtitles | نحن سوف نسحب جميع التفاهات التي قلناها عنكم يا رفاق. |
İnternet sitelerindeki insanlar sizin hakkınızda iğrenç şeyler söyleyebilir. | Open Subtitles | الناس في الانترنت يقولون اشياء قذره عنكم |
sizin hakkınızda çok şey duydum Ne gibi. | Open Subtitles | سمعت اشياء عظيمة عنكما مثل ماذا ؟ |
Etkilendim, ama sizin hakkınızda bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا منبهر، ولكنني لا أعرف أي شيء عنكما |
Sen de Amy olmalısın. sizin hakkınızda çok şey duyduk. | Open Subtitles | لا بد أنك آيمي لقد سمعنا الكثير عنكما |
Bu kadar alçakgönüllü olmayın. sizin hakkınızda duyduklarımla büyüdüm ben. | Open Subtitles | لا تقلل من قدرك كبرت و أنا أسمع عنك حكايات |
Sonra farkına vardık ki eğer teknoloji sizin hakkınızda bilgi sahibi ise size yardımcı olması için kullanabilirsiniz, bundan da daha değerli bir uygulama var. | TED | وأدركنا حينها أن التكنولوجيا يمكنها أن تعرف شيئا عنك وتستخدمه لتساعدك، يوجد هناك تطبيقات أكثر قيمة من ذلك. |
Bu sebeple Apple şunu dedi: "Bu konum verileri sizin hakkınızda değil bulunduğunuz bölgedeki kablosuz ağlar hakkındaki konum verileriydi." | TED | لذلك أبل ردت بقولها هذه لم تكن معلومات موقعية عنك كانت معلومات موقعية عن الشبكات اللاسلكية في المكان الذي كنت فيه |