Tatilde bir akşam yemeği sofrasında belki Bob amca sizinle aynı fikirde değildir ama belki Bob amca torunları için endişeleniyordur veya kuşları seviyordur. | TED | على مائدة العشاء في المناسبات وقد لا يوافق العم بوب على ذلك، ولكن، تعرفون، فقد يكون العم بوب قلقاً على أحفاده، وقد يحب الطيور. |
Bu konuşma esnasında, müteahit tam olarak şöyle dedi, "Şimdi kapıyı kitliyeceğim çünkü karşınızdaki müteahit siz bu sözleşmeyi imzalayana kadar sizinle aynı fikirde olmayacak." | TED | وكنا في هذا الاجتماع و قال المقاول حرفيا: "سأغلق الباب، لأن هذا المطور لن يوافق على أن تغادر إلى أن توقع على هذه" |
Her ne kadar bazen sizinle aynı fikirde olmasam da size karşı asla tek kelime etmedim. | Open Subtitles | بالرغم من انني اختلف معك احيانا لم اقول ابدا كلمة ضدك |
Burada araya girip... sizinle aynı fikirde olmadığımı söylemeliyim. | Open Subtitles | اختلف معك بهذا الشأن |