Bu gerçekten harika bir slogan ama gerçekte nasıl peki? | Open Subtitles | إنها لوحة شعار عظيمة لكن كيف تجري الأمور الآن ؟ |
Kampanya Arapça'yı korumak için bir slogan başlattı, "Ben senle doğudan konuşuyorum, Sen bana batıdan cevap veriyorsun." | TED | حملة الحفاظ على اللغة العربية أطلقت شعار يقول: أخاطبك من الشرق، فترد من الغرب. |
Bana iyi bir slogan lazım ve siz insanlara ilham verdiğiniz için bana yardım edebileceğinizi düşünmüştüm... | Open Subtitles | أحتاج شعار جيد أعتقد أنك قد تلهمنى إياه أعتقد أنك قادر على مساعدتى |
Buradaki asıl slogan: Evren'in dışında hiç bir şey yok. Yani evrenin dışında bulunan bir şeyi açıklamaya çalışmak yersiz. | TED | لذا الشعار الأساسي هنا، لا يوجد شيء خارج الكون، و هذا يعني أنه لا يوجد مكان لتقوم بتفسير شيء ما في الخارج |
Lakin 1914'te coşkuyla "Hedef Berlin!" diye slogan atanlar artık "Ne olacaksa olsun!" diyorlardı. | Open Subtitles | لكن فى حين كان الشعار السائد فى عام 1914 هو : إلى برلين كان الشعار السائد هذه المره هو : |
Boyarız, ama üstlerine slogan yapmayız. | Open Subtitles | نعم لكننا لا نضع شعارات بالطلاء على جميع جسمه |
Dışarıdaki bu uyuşukların hoşuna gidecek bir slogan bulman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك إمعان التفكير وابتكار شعار... يناشد جميع الكسالى الأوغاد بالخارج |
- Bu güzel bir slogan. - İyi, sana tampon etiketi alırım. | Open Subtitles | ــ ذلك شعار جيد ــ حسناً ، سأضعه لك على مُلصق |
Bu kız, reklam kampanyası için aklıma bir slogan getirdi: | Open Subtitles | تلك البنتِ حَصلتْ عليني أَعتقدُ حول a شعار لحملةِ إعلانِ: |
South Caddesindeki her göt üzerinde ironik slogan olan bir tişört giyiyor. | Open Subtitles | و كل احمق في الشارع الجنوبي يرتدي قميص يحمل شعار ساخر |
İşin uzmanı değilim ama başka bir slogan olabilir. | Open Subtitles | انا اقول فقط بأني لست خبيرة لكن ربما سيكون هناك شعار آخر |
Kullandığım o slogan, şehri geliştirmek için seçmenlere yönelik bir çağrı. | Open Subtitles | شعار الحملة هذا الذى اتيت به كان مجرد تحدى شعبى نداء لتحسين المدينة |
yılan sigorta şirketi için iyi bir slogan olurmuş. | Open Subtitles | سوف يكون شعار جيد لشركه تأمين الثعبان هيه , فكره رائعه , براد |
Bence inan. Çünkü Tanrı aşkı sadece bir slogan değildir. | Open Subtitles | حسنا، يعتقد، لأن الله الحبّ ليس فقط بعض الشعار. |
Değişen ne olursa olsun, marka,logo,slogan, | Open Subtitles | مع ذلك نحن نمضي في إعادة التسمية أيا يكن الشعار والزاوية التي نستخدمها |
Üstelik, slogan hala deneme aşamasındaydı. | Open Subtitles | كما أنّ ذاك الشعار ما زال في مرحلة الاختبار |
Boyarız, ama üstlerine slogan yapmayız. | Open Subtitles | نعم لكننا لا نضع شعارات بالطلاء على جميع جسمه |
Bana iyi bir slogan lazım ve siz insanlara ilham verdiğiniz için bana yardım edebileceğinizi düşünmüştüm... | Open Subtitles | أحتاج شعاراً جيداً أعتقد أنك قد تلهمني إياه أعتقد أنك قادر على مساعدتي |
Ve slogan atıp insanları öldürmek için kullanacaksınız. | Open Subtitles | ويكبر ليردد الشعارات ويطلق النار على الشعب |
ismini koyduk. Bu ilham verici bir afişten bir slogan değil. | TED | هذا ليس شعارًا من مُلصَق مُلهِم. |
İlk işimiz şu; yeni bir slogan bulmak. | Open Subtitles | في بداية عملنا نحتاج إلى شعارٍ جديد |
Hiç. O kadar da kötü slogan sayılmaz, Jack. | Open Subtitles | "لا شيء" ليس بشِعار سيئ، جاك. |
Ve en güzel yanı slogan önümüzdeki 100 yıl boyunca şehrin sloganı olacak. | Open Subtitles | شعارك يصبح شعار المدينة للمائة عام المقبلة |
Yeni bir slogan üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | هو مثل، وشعار جديد أحاول. |
Bu kadın senin psikiyatrın mıydı... ve şimdi de binamızın duvarına slogan mı yazıyor? | Open Subtitles | هذه المرأة كانت طبيبتك النفسية والآن تدهن وتغطى جدار بنائنا |
Ne bu, slogan mı yoksa sara nöbeti mi? | Open Subtitles | ما هذا، مصطلح شائع أم هذا صرع؟ |
Sıradan adamlar her gün gelip slogan atmak için özgür değildirler. | Open Subtitles | الرجل العادي ليس حرا ليأتي ويهتف بالشعارات يوميا |