soğuk algınlığı sandım ama sonra midem de ağrımaya başladı ve... | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّه البرد لكن بعدها معدتي بَدأَت بإلامي هذا الصباحِ و |
Bugün bunlardan ortada var, reçetesiz soğuk algınlığı ve grip ilaçları. | TED | ولدينا ذلك اليوم بطريقة تشاركية، في علاجات البرد والإنفلونزا دون وصفة طبية. |
Bazı hastalarımız basit bir soğuk algınlığı için acile gidebilir ki bu binlerce dolar demek. | TED | بعض مرضانا قد يلجؤون لغرفة الطوارئ، التي قد تكلف الآلاف من أجل نزلة برد بسيطة. |
Siz grip için şunu düşünebilirsiniz; kötü bir soğuk algınlığı. Ama grip bir ölüm fermanı da olabilir. | TED | الآن, ربما تظنون أن الأنفلونزا ما هي إلا برد ثقيل الأعراض. و لكنها من الممكن أن تكون حكما بالموت. |
Galiba nezle olacağım. Bana ecza kutusundan bir soğuk algınlığı ilacı getirir misin? | Open Subtitles | أشعر بنوبة زكام قادمة، هلا جلبت لي دواء الزكام من الخزانة؟ |
- Duydum ki hastaymışsın baş ağrısı, nezle ve de soğuk algınlığı iyileşmene yardımcı olmak için geldim çünkü ben hemşireyim ve... | Open Subtitles | سمعت انكى تشعرين بالمرض صداع ,حمى ,و زكام أنا جئت إليكى لتستعيدى عزيمتك |
Çünkü bana verdiği soğuk algınlık hapları, gerçekte soğuk algınlığı için değil. | Open Subtitles | لأن أقراص الدواء التي كانت تعطيها لي لم تكن أقراصاً للبرد |
soğuk algınlığı için ilaç alıyorum. Nefesim pek hoş değil, Majesteleri. | Open Subtitles | ولكنى تناولت دواء من أجل البرد ورائحة فمى كريهة يا صاحب الجلالة. |
Şimdi biraz sütle birlikte hoş meyva aromalı bir soğuk algınlığı hapı geliyor. | Open Subtitles | تصل الآن مع اللبن حبة ضد البرد بنكهة الفواكه |
Boğaz ve soğuk algınlığı sorunları hemen hemen her filmini geciktirmişti. | Open Subtitles | مشاكل الحلق و البرد تسببت في تأجيل معظم أفلامها |
Orada soğukta durup donmak istemezsin. soğuk algınlığı kapabilirsin. | Open Subtitles | لن تبقى واقفاً هناك ترتجف، ستموت من البرد |
Bir sürü soğuk algınlığı hapı. Alerjisi veya ona benzer bir hastalığı olmalı. | Open Subtitles | الكثير من أدوية البرد لا بد أنه يعاني الحساسية |
Ayın 12'sinde yakalandığı soğuk algınlığı yüzünden dinleniyordu. | Open Subtitles | كان يقضي فترة راحة من نزلة برد أصابته باليوم الـ12 |
Üzgünüm. Basit bir soğuk algınlığı için telgraf yollamamaları gerekirdi. | Open Subtitles | أنا آسفة أرسلت المستشفى برقية بالرغم من أنه مجرد نزلة برد |
Fedakarca bir cesaret gösterisinde bir soğuk algınlığı hapı akan bir burnu durdurdu. | Open Subtitles | وفى حركة بطولية جفف قرص برد سيولة الأنف اليوم |
Ve tüm soğuk algınlığı, boğaz şişmesi ve enfeksiyon gibi rahatsızlıkların küçük belirtilerini ciddi şekilde azaltır. | Open Subtitles | و كل الأعراض الصغرى كالسعال و الزكام و التهاب الحلق و الأمراض المعدية ستقل بصورة ملحوظة |
Naoki'nin soğuk algınlığı yüzünden gelemediğini söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لكم أن ناوكي لا يستطيع القدوم للصفّ بسبب الزكام أو أمراض |
Geçen hafta polisin açıklama getirdiği soğuk algınlığı ilacının etkisinde araba kullanmanın kokain etkisiyle aynı olduğu hakkındaki iddiasından bahsetmiştik. | Open Subtitles | بيّنا في الأسبوع الفائت أنّ الشرطة تزعم أنّ القيادة تحت تأثير دواء الزكام تُعادل تماماً القيادة تحت تأثير الكوكايين |
Birkaç soğuk algınlığı ilacı aldım ve kendimi biraz kaçık hissediyorum. | Open Subtitles | لقد تناولتُ دواءاً مضاد للبرد,وأشعر ببعض الارتباك |
soğuk algınlığı hapına ne dersin? | Open Subtitles | لَكنِّي تمنيت لو انى عرفت انك مصاب بالبرد قبل ان قبلتك |
soğuk algınlığı için de bir şey ver. | Open Subtitles | أعطني شيئًا للزكام أيضًا لم أستطع التخلص منه |
Oğlumun soğuk algınlığı var ve hiçbir yere gidemez. | Open Subtitles | ابني مصاب بالزكام ولا يستطيع الذهاب لأي مكان. |
Bununla karşılaştırıldığında, AIDS normal soğuk algınlığı gibi kalır. | Open Subtitles | مما يجعل مرض السيدا كزكام عادي مقارنة معه. |
soğuk algınlığı tehlikesi altında. | Open Subtitles | نعم هي في خطر أن تلتقط برداً |