| Bu çocuğu soğukta ölüme terk edersek, o canavarlardan ne farkımız kalır? | Open Subtitles | إذا تركنا هذا الطفل في البرد ليموت من حينها سيصبح الوحش ؟ |
| Bu çocuğu soğukta ölüme terk edersek, o canavarlardan ne farkımız kalır? | Open Subtitles | إذا تركنا هذا الطفل في البرد ليموت من حينها سيصبح الوحش ؟ |
| Böylece dondurucu soğukta dışarı çıktım ve iki sene öncenin şubatında ulaşabileceğimi bildiğim her bir insanı fotoğrafladım. | TED | خرجت في البرد القارس وقمت بتصوير كل شخص أعرفه واستطعت الوصول إليه في فبراير منذ حوالي السنتين |
| Yine de fikir iyi. soğukta bir şeyler muhafaza edilebilir. | Open Subtitles | هى ما زالت فكرة جيدة البرودة يمكن أن تحفظ الأشياء |
| Sonrasında, soğukta dışarıda ve çıplak ruhumla karlardaydım. | Open Subtitles | الشيء التالي عرفت كنت في البرد والثلج القاسي روحي الصغيرة العارية |
| On dakika önce ormanda soğukta kalakalmıştık. | Open Subtitles | العشر دقائق الماضية،كنا عالقين في البرد مسافة أميال عن أي مكان |
| Onu orada, karda mı bıraktın yardım etmeden, soğukta? | Open Subtitles | و تركته هناك فى الثلوج دون أن تمد له يد العون فى هذا البرد ؟ |
| soğukta savaşmamızı sağlayacak hiçbir teçhizat yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدينا أى شكل من أشكال المعدات تجعلنا نصمد أمام البرد |
| soğukta fazla dayanmazlar. | Open Subtitles | انهم لا يستمرون في البرد فالبرد يجعلهم فارغين |
| Bir yerde sıcak bir kahve içeceğine bu soğukta dışarıda dolaşıyor. | Open Subtitles | يتمشى في البرد بينما بوسعه الاحتماء في الداخل مع كوب مع القهوة |
| Bu soğukta, o daha ne kadar hayatta kalabilirdi ki? | Open Subtitles | في هذا البرد القارص، كم يُمكنها أن تعيش؟ |
| Hangi anne-baba çocuğunu bu soğukta dışarıda bırakır? | Open Subtitles | أي نوع من الأهل يتركون طفلتهم خارجاً بهذا البرد ؟ |
| Vurulacaksam soğukta değil, sıcakta vurulmayı yeğlerim. | Open Subtitles | إن كنت سأتعرض لطلق ناري فإني أفضل الحر عن البرد |
| Vurulacaksam soğukta değil, sıcakta vurulmayı yeğlerim. | Open Subtitles | إن كنت سأتعرض لطلق ناري فإني أفضل الحر عن البرد |
| Hep yaz mevsiminin son günüdür ve yeniden içeriye girebileceğim bir kapı olmadan soğukta bırakıImışımdır. | Open Subtitles | كانت دائما اخر ايام الصيف ويتركونى خارجا فى البرد بدون ابواب لاعود الى الداخل |
| - Onları soğukta bıraktın. - Burası çok daha soğuk. | Open Subtitles | لقد تركتهم في البرد - إنها أبرد بكثير هنا - |
| Orada soğukta durup donmak istemezsin. Soğuk algınlığı kapabilirsin. | Open Subtitles | لن تبقى واقفاً هناك ترتجف، ستموت من البرد |
| O kadar soğukta insan bedeni 45 dakika içinde donarak ölür. | Open Subtitles | سيتجمد الجسم حتى الموت في 45 دقيقة في مياه بهذه البرودة |
| O soğukta beni takip edip randevu aldın ...bir şeyler hissedebilesin diye mi? | Open Subtitles | سررت بتتبعك لي هذا الموعد البارد والقافز لذا هل يمكنك الشعور بشيء ؟ |
| Sevdiğin birisini o soğukta dışarıda aç bırakamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تترك أحدهم هناك يشعر بالبرد و يتضور جوعاً |
| Yaşlı bir adamı soğukta dışarıda mı bırakacaksın yoksa beni içeri davet edecek misin? | Open Subtitles | أستتركين رجلاً مسناً يبقى واقفاً هنا فى الصقيع ، أم ستطلبين منى الدخول ؟ |
| Eşyalarını toplayıp bizi soğukta bırakmak için bu sana bir şans olur. | Open Subtitles | ستكون فرصتك الثمينة لتحزم أمتعتك وتتركنا فى العراء |
| Buna ek olarak ta, geceleri soğukta uyuyorum. | Open Subtitles | .بالإضافة الى الروماتيزم وعدم النوم في الليالي الباردة |
| Evet, soğukta yürümeye özgürüz. Dalga geçilmeye. | Open Subtitles | أجل , أحرار للإصابة للبرد ولكي نكون موضع سخرية |
| Bu soğukta buraya kitap almaya mı geldik yani? -Yani sinemaya falan değil... sadece kitap almaya mı geldik? | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس يتجمدون هنا لشراء بعض الكتب ؟ |
| Üzgünüm. Tek yapabildiğim seni soğukta bırakmak. | Open Subtitles | آسف، كل ما بوسعي فعله هو جعلكِ تشعرين بالبرودة |