Başını belaya soktuğum için özür dilerim ama hey, dostlar ne güne duruyor? | Open Subtitles | اسف على هذة التفاهات التى وضعتك بها, لكن هاى0000 لماذا يكون الاصدقاء؟ - |
Ama üzgün olduğumu söylemek istiyorum , ...seni içine soktuğum şey için.. | Open Subtitles | لكنى أود أن أقول إنى آسف لما قد وضعتك فيه |
Başımızı böyle bir belaya soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أسف ياهايلي لأني جعلتكِ تعانين مع ذلك |
Ben.. seni... bu duruma soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | .. لعلمكِ أنا آسف لأنني وضعتكِ في موقف كهذا |
Evet, ama kıçına yok yere soktuğum 10 santimlik kolonoskoptan olsa gerek bunu kötü bir şekilde algıladı. | Open Subtitles | لقد اعتبره أخباراً سيئة, لربّما بسبب عدم الاحتياج لمنظار القولون والذي أدخلته لثلاث أقدام في مؤخرته؟ |
Sizi bu duruma soktuğum için üzgünüm ama bunu asıl yapan ben değilim ne de olsa, değil mi? | Open Subtitles | آسفٌ لوضعكِ بهذا الموقف لكنني لستُ حقاً من وضعكِ هناك، أليس كذلك؟ |
...seni sıkıntılı bir duruma soktuğum için özür mahiyetinde. | Open Subtitles | وهو اعتذار بالمناسبة لأنني وضعتك في موقف محرج |
Başaracağız." Ve Bassem Doaa'ya dedi ki, "Seni bu duruma soktuğum için çok üzgünüm aşkım. | TED | سوف ننجح" قال لها: " آسف يا حبيبتي لأني وضعتك في هذا الموقف.. |
Dün gece senden benim için yalan söylemeni istemekle seni zor bir duruma soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | ليلة أمس، يطلب منك ي لي... أنا آسف وضعتك أبدا في ذلك الموقع. |
Seni bu duruma soktuğum için özür dilerim Felson. | Open Subtitles | - أسف لأننى وضعتك بهذا الموقف " فيلسون " -لا تأسف |
Seni bu duruma soktuğum için özür dilerim Felson. | Open Subtitles | - أسف لأننى وضعتك بهذا الموقف " فيلسون " -لا تأسف |
Seni bu kadar gereksiz sıkıntıya soktuğum için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنني جعلتكِ تمرّين بمتاعب غير ضرورية |
Seni, bu duruma soktuğum için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف على كلّ ما جعلتكِ تمرّين به |
Seni, benim için yalan söylemeni gerektiren bir pozisyona soktuğum için üzgünüm ama bu konu seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | ـ لقد كذبت من أجلك آسفة لأنني وضعتكِ في موقف اضطررتِ فيه للكذب من أجلي ولكن هذا لا يجعل الأمر من شأنك |
Seni oraya soktuğum için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنني وضعتكِ في هذا الموقف. |
Gördün mü, o yine kaybediyor ve onu bu işe ben soktuğum için yine beni suçlayacak. | Open Subtitles | أرأيت سوف يخسر مجددا وسوف يلومني لأني أدخلته الانتخابات |
Seni bu duruma soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة للغاية على وضعكِ في هذا الموقف. |
Tanrım, seni bu duruma soktuğum için çok aptal hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالسخافة لأني ورطتك في هذا الوضع |
Ben hiç seni, o duruma soktuğum için özür dilemedim Liz. | Open Subtitles | أَبَداً حقاً... إعتذرَ عن وَضْعك في تلك الحالةِ، ليز. |
Seni bu duruma soktuğum için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لوضعكم يا جماعة في هذا الموضع |
Bak, başını derde soktuğum için üzgünüm. Bir daha olmayacağına söz veriyorum. | Open Subtitles | اُنظر، أنا آسفة لإقحامك بالمشاكل أعدك بأنّ ذلك لن يحدث مُجدّداً |
Seni bu işe soktuğum için üzgünüm. | Open Subtitles | انا آسف اذ أقحمتك في كل هذا |