Bizi soktuğun durumdan memnunsun umarım. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون سعيداً بالحالة التي وضعتنا بها |
Umarım bizi soktuğun durumdan ötürü mutlusundur. | Open Subtitles | آمل أنك سعيد بالموقف العصيب الذي وضعتنا فيه |
Beni bu belaya soktuğun ve belimi kaydırdığın için kıçını tekmeleyeceğim. | Open Subtitles | داي داي سأبرحك ضربا لقد وضعتني في هذه الفوضى و كسرت ظهري |
Tehlike için ödediğin sigorta parası olarak düşün, ayrıca beni aylardır içine soktuğun etik olmayan durumumdan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | اعتبره اجر للخطر والوضع الغير الاخلاقي الذي وضعتني فيه خلال اشهر كثيره |
Yine de şüpheliler ya kardeşin ya da hayatımıza soktuğun o adam çıkıyor. | Open Subtitles | ومع ذلك المُشتبه به الوحيد هي أختكِ التوأم والرجل الذي أدخلته إلى حياتنا. |
Beni soktuğun onca durumlardan sonra. | Open Subtitles | بعدكل شيء ورطتني به |
Bizi soktuğun şu pislikten kurtulana kadar çeneni kapar mısın? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تخرس حتى نخرج من هذه الفوضى التي أوقعتنا بها ؟ |
Beni içine soktuğun her test Benim hayatta kalmamı sağladı. | Open Subtitles | كل الإختبارات التي أخضعتني لها جعلتني محب للبقاء |
İşin içine soktuğun için. | Open Subtitles | أقحمتنىِ فى هذا |
Tamam, eğer merak ediyor olsam bile, bu sırf senin bu düşünceyi kafama soktuğun içindir. | Open Subtitles | حسناً .. و حتى لو تخيلت ذلك .. انه فقط بسبب انكِ جعلتني اتخيل ذلك |
Hepimizi soktuğun çözümü imkansız durumu. | Open Subtitles | هذا الموقف المستحيل الذي وضعتنا فيه |
- Kendisi için çok zor bir zamanda bizi senin soktuğun dağınıklıktan kurtarmak için gelmeyi Livvy önerdi. | Open Subtitles | لقد عرضت "ليفي" المجيء في وقت عصيب جداً عليها لتساعدنا في الفوضى التي وضعتنا بها |
Beni ve Karen'i içine soktuğun işkenceyi neden iyi amaçlar için kullanmıyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تضع ذلك التعذيب الذي وضعتنا به أنا و(كارين) ذو فائدة؟ |
Beni içine soktuğun ahlaki durumun farkında mısın? | Open Subtitles | هل تُدرك الموقف الأخلاقي الذي وضعتني به ؟ |
İşte beni yıllarca, içine soktuğun durum bu. | Open Subtitles | لأن هذا الوضع الذي .وضعتني به سنةً تلو الاخرى |
Bugün beni soktuğun durumlar? | Open Subtitles | كل شيء آخر وضعتني خلاله اليوم ؟ |
- Evime soktuğun adam bu mu? - Kusura bakma. | Open Subtitles | هذا هو الشخص الذي أدخلته لمنزلي ؟ |
Yarışa soktuğun at kısırlaştırılmıştı. | Open Subtitles | . الحصان الّذي أدخلته كان مخصيّاً |
- Kanıt odasına soktuğun suç ortağın. Suç ortağı mı? | Open Subtitles | -الشريك الذي أدخلته إلى مخزن الأدلّة . |
Başımı yine belaya soktuğun için sağ ol. Rahat ol. | Open Subtitles | -شكراً لأنك ورطتني مجدداً |
New Orleans'a geri dönüp bizi soktuğun bu keşmekeşten kurtulmalıyız. | Open Subtitles | علينا العودة إلى (نيو أورلينز) وحل الفوضى التي أوقعتنا فيها |
- Her şeyden önce senin yıllar boyunca beni soktuğun durumlardan daha az küçük düşürücü. | Open Subtitles | -أولا ، هذا أبعد جداً مما أخضعتني له |
İşin içine soktuğun için. | Open Subtitles | أقحمتنىِ فى هذا |
Merak ediyorsam bile, kafama sen soktuğun için. | Open Subtitles | و حتى لو تخيلت ذلك .. انه فقط بسبب انكِ جعلتني اتخيل ذلك |