ويكيبيديا

    "sonradan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لاحقاً
        
    • لاحقا
        
    • بعدها
        
    • لاحقًا
        
    • بعد ذلك
        
    • لاحق
        
    • لاحقة
        
    • تبين
        
    • بعد فترة
        
    • مكتسب
        
    • ولاحقاً
        
    • اتّضح
        
    • أسعى وراء
        
    • منذ ذلك
        
    • وحينما ادرك
        
    Ne yazık ki sonradan yıldızların gaz kütlesinden oluşan ateş topları olduğunu öğrendim. Open Subtitles من المحزن، أنا لاحقاً تَعلّمتُ تلك النجومِ فقط كرات نارية هائلة مِنْ الغازِ،
    Senin de tahmin ettiğin gibi sonradan hapse girdiğimde tuvalette sorun yaşadım. Open Subtitles عندما دخلت السجن لاحقاً كما ذكرت، واجهت مشاكل في الذهاب إلى الحمّام
    - sonradan içeri sıvıştım. Durumu gördüm. Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Open Subtitles لقد تسللت لاحقاً ورأيت كيف يكون الوضع وهذا لن يغير شيئاً
    sonradan gelecek bir miktar yağmur haricinde güzel bir gün olacak. Open Subtitles سيكون يوما جميلا بغض النظر عن هطول قليلا من المطر لاحقا
    sonradan anlaşıldı ki gördükleri tam olarak orada olanlar değildi. Open Subtitles وإتضح لاحقا أن ما رآه ليس هو بالضبط الموجود هناك
    Ve sonradan senin için bir anlam ifade etmediğini anlıyorum. Open Subtitles ثم بعدها أدرك أن هذا لا يعني شيئا بالنسبة لك
    Fakat sonradan anladım ki kız olduğum içim amcam okula gitmemi uygun bulmuyordu. TED ولكن اتضح لي لاحقًا أن عمي قد رأى أن ذهابي إلى المدرسة لا يلائمني. ببساطة لأنني كنت فتاة.
    Çarşamba günü denedim, dün denedim ve bugün de deneyecektim ama sonradan kızlı erkekli olduğunu öğrendiğim bir voleybol maçına gittin. Open Subtitles أنا حاولت يوم الاربعاء،أنا حاولت بالأمس و لكُنت حاولت اليوم و لكنك رحلت للعب الكرة الطائرة تلك، و التى لاحقاً أكتشفت
    sonradan anladım ki, bana ikram ettiği şeyler bütün ailesinin iki günlük yiyeceğiydi. TED أدركت لاحقاً أن ما أطعمني إياه هو طعام أسرته كاملة ليومين.
    sonradan o ayakkabıların rahatsız olduğunu keşfettim ama o zaman hayrandım. TED اكتشفت لاحقاً أنهم غير مريحة، ولكن أنا معجب بذلك.
    Onları dondurarak saklayabileceğimizi biliyoruz, sonradan kullanabiliyoruz. TED نحنُ نعلمُ أننا يمكننا حفظها بالتجميد، ويمكننا استخدامها لاحقاً.
    Hangisini seçerdiniz? Tekrar, kolay bir seçim, çünkü hepimiz biliyoruz ki şimdi sonradan daha iyidir. TED ماذا ستختار؟ مجدداً، قرار سهل، لأننا جميعاً نعرف أن الآن أفضل من لاحقاً.
    Aslında, bu pediatristin delillerine dayanılarak suçlanan ve sonradan beraat ederek salınan iki kadın daha var. TED في الحقيقة، هناك إمرأتين أخريات تم إدانتهن على أساس الدليل من ذلك الطبيب , اللتان أفرج عنهما لاحقاً في الإستئناف.
    sonradan öğrendiğime göre yaklaşık o zamanda Javier ve Octavio Honduras'ta reformun zorlukları hakkında düşünüyorlardı. TED لاحقا علمت انه تقريبا في نفس الوقت, جافير و اوكتافو كانا يفكران في تحدي الاصلاح في الهندوراس
    Şanslıydım ve sonradan gerçek anne-babamla bir araya gelebildiğim için iki kat şanslıydım. TED كنت محظوظة، وجد محظوظة لأني عثرت لاحقا على والدي الحقيقيين.
    sonradan öğrendim ki bir bahçe kapısı açıldığında vahşi bir geyik o yolda koşarken bana çarpmış. TED لقد عرفت لاحقا أنّه بعدما فُتِحَت بوّابة الحديقة، اندفعَ ظبيٌ برّيٌ في الطريق واصطدم بي.
    Başlarda evet ama sonradan sen yoğunlaşacaksın sonra da ben yoğunlaşacağım. Open Subtitles أجل، في البداية، لكن بعدها ستصبح مشغولًا، وبعدها أنا سأصبح مشغولة.
    Çatışmanın öncesinde çok, sonrasında inanılmaz korktum. İşte, sonradan gelen o korku yıllarca devam edebilir. TED كنت خائفا جدًا سلفًا وخائفا جدًا بعدها، وذلك الخوف الذي يأتي بعدها يستمر لسنوات.
    Bir anı kodlanınca, hatırlanabilir veya sonradan düzeltilebilir. TED وما إن تُشفّر إحدى الذكريات، سيصبح بالإمكان تذكرها، أو استرجاعها، لاحقًا.
    Ya kemik iliği nakli kararını doktorlara bıraksaydık ama sonradan "ruh iliği nakli" diyeceğimiz bir şey yapmış olsaydık? TED ماذا لو تركنا أمر زراعة النخاع العطمي إلى الأطباء، وفعلنا شيء آخر الذي أطلقنا عليه لاحقًا "زراعة نخاع روحنا؟"
    Kabarcık sonradan ışık hızında yayılır, tüm uzayı doldurur ve Higgs alanını bildiğimiz halden yeni bir hale dönüştürür. TED بعد ذلك ستتمدد الفقاعة بسرعة الضوء, محتلة الفضاء كله, و محولة مجال هيقز من الحالة المعروفة الى الحالة الجديدة.
    Bunun yarısının, 600.000 kişide, kalbinde kalıcı hasar meydana gelir ki bu durum sonradan çok kötü problemler yaşamalarına sebep olur. TED نصفهم تقريبا ،أي ٦٠٠ ألف لديهم ضرر دائم بالقلب التي من شأنها أن تسبب لهم مشاكل سيئة للغاية في وقت لاحق
    Şeriatı oluşturan bu gibi şeyler, Şeriatın sorunlu yönleri, İslam'ın daha sonraki yorumlarına, sonradan katılmıştır. TED ان هذه القوانين الاسلامية أو المفاهيم الخاطئة للإسلام التي تطورت تبعاً لتفاسير لاحقة للقرآن الكريم
    sonradan anlaşıldı ki odadaki ışık normalde olduğundan biraz farklıymış. TED لقد تبين أن الضوء في تلك الغرفة كان مختلف قليلاً.
    Yere baktığımda- sonradan asırlar sürmüş gibi gelmişti- öylece yatıyordu. Open Subtitles عندما نظرت إليها بعد فترة طويلة على ما يبدو , كانت ترقد على الأرض
    Bunu benzersiz yapan şey virüs gibi sonradan edinilen bir hastalık olması değildi. Open Subtitles ما يجعل هذا المرض فريد من نوعه هو انه ليس مرض مكتسب
    Lideri ise sonradan Israil'in ilk basbakani olan David Ben-Gurion'du. Open Subtitles قائدها ولاحقاً أول رئيس وزراء "لإسرائيل كان "ديفيد بن جوريون
    sonradan değerli olduğunu öğrendimiz birşeyi sen... onlara satmış olsaydın nasıl hissederdin? Open Subtitles حسنٌ، كيف ستشعر لو بعناهم شيئا اتّضح فيما بعد أنّه ذو قيمة؟
    "Kardeşin Leonid, benim sonradan görme, para canlısı olduğumu söylüyor." Open Subtitles "أخوكِ (ليونيد) يقول أني مغرور. أسعى وراء أموالكِ."
    sonradan farkettimki, Ne olursa olsun suçla savaşmalıyım. Open Subtitles شعرت بهذا منذ ذلك اليوم قررت أن أبذل قصارى جهدى لمحاربة الجريمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد