ويكيبيديا

    "sorun şu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المشكلة هي
        
    • الأمر هو
        
    • المشكلة هى
        
    • السؤال هو
        
    • المشكلة الوحيدة
        
    • المُشكلة هي
        
    • المشكله هي
        
    • الشيء هو
        
    • إنّ المشكلةَ
        
    • تكمن المشكلة
        
    • النقطة هي
        
    • المشكل هو
        
    • المشكلة هيَ
        
    • المشكلة تكمن
        
    • الامر هو
        
    Sorun şu ki bu büyüme motorunu daha henüz ısıtıyoruz. TED المشكلة هي أننا فقط في مرحلة تسخين محرك النمو هذا.
    Sorun şu ki, sigara içemediğinizde eğer tek başına pencereden dışarıyı seyrediyorsanız asosyal, arkadaşı olmayan bir ahmak oluyorsunuz. TED المشكلة هي عندما لا تستطيع التدخين. إن وقفت وحدقت خارج النافذة بمفردك فإنك أبله غير اجتماعي لا أصدقاء له.
    Sorun şu ki, bir köpeği zehirlemek sadece para cezası gerektirir. Open Subtitles المشكلة هي ، أن وضع السم للكلاب هو مجرد مخالفة بسيطة
    Sorun şu ki dün inmemiş, iki hafta önce iniş yapmış. Open Subtitles لكن الأمر هو أنها لم تهبط يوم أمس بل قبل أسبوعين
    Evet, durumdan haberdarlar. Sorun şu ki, kim olduğunu bilmiyoruz. Open Subtitles انهم على علم المشكلة هى أننا لا نعرف مَن هو
    Sorun şu ki diğerleri de hipnoz altındayken aynı şekilde mi hissedecek? Open Subtitles :السؤال هو إذا كان تحت التنويم المغناطيسى فإن الأخرين سيشعرون بنفس الطريقة؟
    Sana sorunu söyleyeyim Sorun şu, bütün bu pisliği derhal geri götüreceksin. Open Subtitles حسناً سأخبرك بالمشكلة المشكلة هي أنك ستعيد كل هذه القمامة حالاً هيا
    Sorun şu ki, buzullar bu hızla çekilmeye devam ederse sonunda Grönland'daki tüm buzulların yok olmasına sebep olabilir. Open Subtitles المشكلة هي ، اذا استمرّت الكتل الجليدية بالتراجع بهذا المقدار من الممكن أن تؤدي إلى إختفاء جليد جرينلاند كلّيّاً
    Sorun şu ki, bulunmayı istemediği taktirde, kelimenin tam anlamıyla sırra kadem basabiliyor. Open Subtitles المشكلة هي إذا لم يرد أن يعثر عليه يمكن أن يختفي بشكل حرفي
    Sorun şu ki öldüğü halde yılanlar hala iş başında. Open Subtitles المشكلة هي أنّ الافاعي ما تزال حيّة، بينما هو ميّتٌ.
    Ama Sorun şu ki, daha da netleştirmek için aralığı daraltmak zorundayız. Open Subtitles ولكن المشكلة هي من أجل جعلها أكثر وضوحا، يجب علينا تضييق الفتحة،
    Sorun şu ki, eve geldiğinde bile burada değilsin. Takıntılısın. Open Subtitles المشكلة هي حتى عندما تعود للمنزل، تكون شاردًا، أنت مهووس.
    Sorun şu ki, ikimiz de zarar veren o adamın ben olduğumu söyleyemeyiz. Open Subtitles المشكلة هي أنه لا احد منا يمكنه القول بأي حتمية أنني ذلك الرجل
    Sorun şu ki; ...aslında benim hakkımda hiçbir şey bilmiyordu. Open Subtitles المشكلة هي أنه فعلاً لم يكن يعرف أي شي عنّي
    Sorun şu ki, kadınlar benimle ilgilenmiyor sosyete kadınları yani. Open Subtitles المشكلة هي أن النسوة لايولينني اهتمامًا، بل كل مجتمع النسوة،
    Sorun şu ki... Sanki hayat bana saldırıyor gibi davranıyorsun. Open Subtitles الأمر هو أنّكِ تعامليني كما .لو أننّي فاشل في حياتي
    Sorun şu ki bu sabah uyandığımda kız hala oradaydı. Open Subtitles المشكلة هى اننى استيقظت هذا الصباح و كانت لاتزال موجودة
    Sorun şu ki, eğer o zaman yalan söylediyseniz şimdi de söylüyorsunuzdur. Open Subtitles السؤال هو ، فراو هيلم أكنت تكذبين حينها و أنت تكذبين الآن ؟
    Tek Sorun şu ki, senin içini diri diri kepçe ile... Open Subtitles المشكلة الوحيدة أنك سـتكون حيا بينما نحن نفرغك من الداخل حسـنا
    Sorun şu ki, kıyıdan ne kadar uzaklaşırsak, tehlike o kadar artıyor. Open Subtitles المُشكلة هي , كلما جازفنا كثيرا ً من الساحل فإن المخاطر تزيد.
    Sorun şu ki, Senegal'de bir kadın ne zaman bir kliniğe gitse, bu enjeksiyon bitmiş oluyor. TED المشكله هي كل مرة تذهب فيها المراه للعياده في السنغال, الحقن يكون قد نفذ
    Sorun şu ki işte konuşmak çok zor çünkü zerre mahremiyet yok. Open Subtitles الشيء هو أنه من الصعب التحدث في العمل لأنه ليس هناك خصوصية
    "Sorun şu ki; Ben seni seviyorum" ama sen beni sevmiyorsun. Open Subtitles إنّ المشكلةَ بأنّني أَحبُّك وأنت لا تَحبُّني.
    Sorun şu ki buradaki buzun altında ne olduğunu bilmiyoruz. Open Subtitles تكمن المشكلة بأننا نجهل حقاً ما ينتظرنا تحت الجليد هنا
    Sorun şu ki, siz zaten onlara üreteç teknolojisini borçlusunuz. Open Subtitles النقطة هي أنك تدين لهم بتقنية المولد على أية حال
    Sorun şu, burada dikkat dağıtan çok etkili şeyler var. Open Subtitles المشكل هو أن هناك قوى كبيرة تلفت إنتباهي هنا
    - Sorun şu ki bu benim üç yıl içinde yaptığım tek tatil. Open Subtitles - المشكلة هيَ أن - هذهِ هيَ عطلتي الوحيدة خلالَ ثلاثةِ سنوات
    Sorun şu ki, haberlerin hazırlandığı odalarda da yeterli sayıda kadın çalışan yok. TED في الحقيقة ، المشكلة تكمن في أنه، لا يُوجد عدد كافِ من النساء في غرف الأخبار.
    Üzgünüm Melinda, ama Sorun şu ki; Artık yaşamana izin veremem. Open Subtitles انا آسف "ميلندا" الامر هو اني لا استطيع تركك تعيشين الان

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد