Bir soyguncu Mary'i Central Park'a kadar sürükleyerek götürüp gömmezdi. | Open Subtitles | السارق لن يسحب ماري كل الطريق صعودا إلى المنتزه لدفنها |
Ve sonra soyguncu, hasta manyağın teki, gidip bir çekiç bulmuş. | Open Subtitles | ثم أتى هذا اللص المجنون ذهب ووجد واحد من مضارب الكرة |
Ne türden bir soyguncu bir evi soyar ve böyle bir yüzüğü kurbanın parmağında bırakır? | Open Subtitles | أي لص يسطو منزل ويترك خاتماً كهذا على اصبع الضحية ؟ |
Şu anda o bir soyguncu mu yoksa seks suçlusu mu? | Open Subtitles | فى تلك المرحلة هل هو سارق بنوك ام مجرم جنسى ؟ |
Tanıdığım salak soyguncu sayısı ne yaptığını bilenlerden daha fazla. | Open Subtitles | اعرف لصوص مصارف فاشلين اكثر من اللذين يعرقون ما يقومون به |
Bu soyguncu için akşam biraz erken bir saat, değil mi, Komiser? | Open Subtitles | مبكر جداً على مساء اللصوص ألا تعتقد مفوض ؟ |
Söylemek istediğim, efendim, şu ki, soyguncu daha önce asla kimseye zarar vermemişti, buna karşın daha işin başında yatak odasının penceresinden beni sordun. | Open Subtitles | ما أقصده هو لم يؤذي السارق أحد من قبل حتى الآن من نافذة غرفة نومك |
Anlaşılan soyguncu daha çok genç. Çünkü dükkanda sadece sahibi ve karısı var. | Open Subtitles | يبدو أن السارق مراهق صاحب المحل وزوجته داخل المحل فقط |
soyguncu gittikten 9 dakika sonra 911'i aramışsın. | Open Subtitles | لقد استغرقك الامر 9 دقائق لتتصل ب 911 بعد مغادرة السارق |
Hiç aklınıza geldi mi, belki de soyguncu telefonu ondan sonra kullandı ve sonra da onu silip temizledi? | Open Subtitles | هل تبادل لك أن اللص ربما استعمل اتصال هاتفي بعدها ثم مسحه جيداً ؟ |
- En iyi kısmı henüz anlatmadım. Bu soyguncu, henüz birkaç metre gitmişken vatandaşlar tarafından yakalanıyor. | Open Subtitles | الأمر الجيد سيأتيك الآن , هذا اللص مشى لبضعة ساحات |
Ben hep soyguncu olmak istedim. Kelepçelenmek isterdim. | Open Subtitles | كنت دائماً أنا اللص, و كنت دائماً مُقيّد |
Dinle, niçin gidip evden saat 23:00'te kaçacak ve bir soyguncu gibi davranacak birini bulması ve kendisine bir tanık sağlaması olanaksız olsun. | Open Subtitles | لماذا لا يوظف شخص آخر للهرب من المنزل في الحادية عشرة متظاهراً أنه لص هذا يزوده بحجة غياب |
Haze adında bir soyguncu ve şişman atlı bir Meksikalı da onunla berabermiş. | Open Subtitles | ويرافقه دائما لص يسمى هاز ومعهم مكسيكي يركب بغلا ذو كرش |
Üçüncü bir soyguncu varmış, bankada çalışan biri. | Open Subtitles | كان هناك لص ثالث في البنك عندما تمت سرقته |
Müthiş bir ilerleme kaydediyorum, fakat, görüyorsunuz, bir soyguncu arayacağımızı sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أحرز تقدماً كبيراً لكن لا أعتقد أن علينا البحث عن سارق |
Fakat biz bir soyguncu arıyoruz, korkudan bir kadını, susturmak için de, bir başkasını öldüren bir adamı. | Open Subtitles | لكننا نبحث عن سارق شخص قتل امرأة بدافع الخوف وأخرى لكي يخرسها |
soyguncu profiline uymadıkları kesin. | Open Subtitles | هم بالتأكيد لا تناسب الملف الشخصى لصوص مسلحين. |
Bize nasıl soyguncu gözüyle baktıklarını da gördün, değil mi? | Open Subtitles | لابد أنك شعرت من نظراتهم لنا، كأننا لصوص.. صحيح؟ |
Ailesinden biri yada hepsi bir soyguncu tarafından öldürülen birini arıyor olabiliriz. | Open Subtitles | ..من الممكن أن نكون نبحث عن رجل لديه عضو أو أعضاء من عائلته قتلوا بواسطة اللصوص |
- İşi uzamıştı, iki soyguncu tarafından işyerinde öldürüldü. | Open Subtitles | تم إحتجاوه و قتله في مكان عمله -من قبل سارقين |
Çocuk hastanelerinden tekerlekli sandalye çalan küçük çaplı bir soyguncu olarak bilinirdi. | Open Subtitles | وايضاً للملابس كان لصاً صغيراً عٌرِف في الغالب بسرقة الكراسي المتحركة للمستشفيات |
Garip olan, başka bir soyguncu geldi ve bu sefer ben onu kurtardım. | Open Subtitles | ما كان غريبا كان ركضنا إلى قاطع طريق آخر و هذه المرة ، وأنا أنقذته |
"soyguncu", benin hassas Rus kıçım. Bu büyük ihtimalle geri ödeme çünkü... | Open Subtitles | ليتهم كانوا لصوصاً أغلب الظن أن هذا عقاب |
O silahlı bir soyguncu. Onu burada istemiyorum. | Open Subtitles | إنهُ سارقٌ مُسلّح أريدهُ أن يخرُج من هنا |
Genellikle en az süphelendigin çikar. Koca baygin, ve iki soyguncu bu kadar yaralandigi halde kadin hala hayatta? | Open Subtitles | الفاعل هو آخر من يتطرق إليه الشك دائماً كان الزوج فاقداً للوعي ولكنها نجت على حين مُزق اللصين |