Her günümü her yılımı bu stadyuma ulaşmak için harcadım. | Open Subtitles | قضيت كل يوم.. من كل سنة حتى أبلغ هذا الملعب |
stadyuma girdiklerinde ise, bütün kızlar sadece çoraplarını emmek istiyordu. | Open Subtitles | في الثانية التي دخلا فيها الملعب, كل الفتيات عضـن جواربهن. |
Ne yapacağımı bilemedim, o yüzden stadyuma geri götürdüm. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بما يتوجب عليّ فعله، لذا فقد أعدت السيارة إلى الملعب |
En iyisi seni stadyuma götürüp devre arasında sahanın ortasına atalım. | Open Subtitles | لما لا نأخذك بالقرب للملعب ونرميك من المدفع في الشوط الثاني ؟ |
Artık hiç birimiz onları düşünmeden bu stadyuma ayak basmayacağız. | Open Subtitles | لن يدخل أحدنا الاستاد بعد الآن دون أن يفكر فيهم |
Söylediğimde debriyajı pompala ve onları stadyuma götür. Tamam mı? | Open Subtitles | حسناً، شغلي القابض عندما أخبرك، نوصلهم إلى الإستاد. |
Sana gelince küçük serseri, hemen stadyuma gideceksin... ve canın çıkana kadar antrenman yapacaksın! | Open Subtitles | و بالنسبة لك أيها الغبي ستذهب إلى الملعب و ستوضع في التدريب طوال حياتك |
Hala koşuyor üniversiteyi geçip John'un izlediği stadyuma doğru. | Open Subtitles | انه ما زال يركض عبر الجامعة و في الملعب بينما يشاهده جون |
O ikisini geri getirmek için, stadyuma gidiyorum. | Open Subtitles | سأعود إلى الملعب كي أعيد هذين الولدين لبعضهما |
Güvenli bir yere gitmelisin. stadyuma git. O insanlardan kurtul! | Open Subtitles | نحتاج الى الوصول الى الارض الامنة الى الملعب , ابعد هؤلاء الناس |
Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar sıra halinde stadyuma doğru yürüyorlardı. | Open Subtitles | كان هناك نساء ، كبار السن و أطفال يمشون في خط باتجاه الملعب الرياضي |
'Bu muhteşem stadyuma bakıyorum da... '... heyecanı gerçekten hissedebiliyorsunuz. | Open Subtitles | انظروا إلى هذا الملعب الرائع يمكنكم حقّـاً أن تحسّوا شعور الحماس الآن |
Bana 98'deki Güney Amerika'daki stadyuma ateş edilme olayını hatırlattı. | Open Subtitles | ذكرني اطلاق النار في الملعب بالعودة عام 98 في أمريكا الجنوبية |
Cumartesi günü o sahaya çok taşaklı bir güven ile çıkıp sonra o güveni alıp bütün stadyuma yayacaksın. | Open Subtitles | سوف تجري في هذا الملعب يوم السبت مغموراً بالثقة و ستأخذ تلك الثقة |
stadyuma karşı savaşan sadece o var. | Open Subtitles | إنسى ذلك إنهُ الوحيد الذي يعارض بناء الملعب |
Dokuz yaşındaki bir çocuğu, yetişkin adamların sigara içip alkol aldıkları bir stadyuma götürmezsin ki. | Open Subtitles | أنـتَ لا تـأخذُ ، طفل عمره تسع سنوات إلـى الملعب حـيثُ الرجال البالغـون يـشربون ويدخنون |
Sonra yeni stadyuma taşındılar ve ben de loca kiraladım. | Open Subtitles | حسناً بعدها بنوا الملعب الجديد وحصلت على المقاعد التعاونية |
Yarın, eğer ben stadyuma gitmezsem bu evdeki herkes benim gibi bitecek. | Open Subtitles | غداً، إن لم أذهب للملعب.. الجميع سينتهي به الحال مثلي |
Pazar sizinle stadyuma gelmen için davet etti beni. | Open Subtitles | حسناً, لقد دعاني للذهاب معكم يا رفاق, للذهاب للملعب يوم الأحد |
Kanalizasyonun altında tam burada stadyuma bir ağız bulduk. | Open Subtitles | فى اسفل المجارى اكتشفنا قناة صرف قاعدة الاستاد |
Okulun altında bizi stadyuma çıkaracak bir tünel var. | Open Subtitles | هُناك نفق أسفل المدرسة يؤدى إلى الإستاد. |
Lütfen o CDlerin peşinden gitme. Değmez. Lütfen o stadyuma gitme. | Open Subtitles | رجاءً ، لا تتخطى إلى ذلك المدى، الأمر لا يستحق ، لا تذهب إلى ذلك الأستاد. |
O gün milli bayram, bütün ülkede yayınlanıyor. Ben stadyuma geldim. | TED | وكان يوم عطلة وطنية ، وكان الخطاب يبث عبر البلاد ، فحضرت في الملعب . |