O kadın ve bebeği için ne kadar suçlu hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا اعرف انك تشعر بالذنب بشان المرأة وطفلتها الرضيعة |
Kendini suçlu hissettiğini biliyorum, ama plana sadık kalalım, olur mu? | Open Subtitles | , أعرف أنك تشعر بالذنب لكن لنحافظ على الخطة |
Sonra elin iyileşti ve kariyerini geri kazandın ve kendini suçlu hissettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وبعدها استعدت يدك واستعدت عملك، وأظنك تشعر بالذنب. |
Dava açma kararından ötürü suçluluk duyduğunu ve bu kadar para aldığımız için kendini suçlu hissettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنك تشعر بالذنب بشأن قرارك القيام بمقاضاتهم وأظنك تشعر بالذنب بشأن الحصول على كل هذا المال. |
Evet, kendisini suçlu hissettiğini ve doğru olanı yapmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | نعم, لقد قال انه شعر بالذنب وأراد أن يقوم بالصواب |
suçlu hissettiğini biliyorum; ama sana bu şekilde davranmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | أعرف أنك تشعر بالذنب, لكن لا يمكنك تركها تتمادى بمعاملنك بهذه الطريقة. |
Salamura yüzünden yeterice suçlu hissettiğini görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن ترى بأنها تشعر بالذنب بما يكفى بشأن اللحوم |
Peki seyirci Sylvia'nın kendisini suçlu hissettiğini nasıl bilecek? | Open Subtitles | كيف يمكن للجمهور معرفة أن " سيلفيا " تشعر بالذنب ؟ |
Ona olanlar yüzünden ne kadar suçlu hissettiğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أفهم كم تشعر بالذنب |
Yaptığın şeyle ilgili suçlu hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّك تشعر بالذنب بشأن ما فعلته |
Ne kadar suçlu hissettiğini söyle. | Open Subtitles | قل كيف تشعر بالذنب |
Haydi. Ne kadar suçlu hissettiğini söyle. | Open Subtitles | تابع , قل كيف تشعر بالذنب |
suçlu hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكَ تشعر بالذنب |
evlat jamie'ye yaptığın şey için suçlu hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | اسمع يا بني، أعرف أنك تشعر بالذنب (لما فعلته بـ(جايمي |