ويكيبيديا

    "suriye'deki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في سوريا
        
    • السورية
        
    • وسوريا
        
    Suriye'deki görevi, kadın köle trafiğini ortaya çıkarıp yok etmek. Open Subtitles مهمته في سوريا كانت الكشف و القضاء على تجارة الايماء
    Suriye'deki eski İslam şehri, kendisiyle bütünleşen ve o ruhu kucaklayan çok katmanlı bir geçmiş üzerine kurulmuştu TED لقد تم بناء المدينة الإسلامية القديمة في سوريا على ماض متعدد الطبقات، اندمجت معه و استوعبت روحه.
    Bu yüzden Suriye'deki ve Türkiye'deki mülteci kamplarına gittim, oradaki aileleri oturup dinledim. TED لذا سافرت إلى مخيمات اللاجئين في سوريا وتركيا. و جلست مع العائلات وأصغيت لهم.
    Bu gözlemleri yaptığım sıralarda Irak sınırlarının ötesine baktım ve kaçırdığımız başka bir noktanın olduğunu gördüm; Suriye'deki savaş. TED حوالي وقت إدلائي بتلك الملاحظة، نظرت إلى ما وراء حدود العراق، ولاحظت أن هناك قصة أخرى نفتقدها: الحرب في سوريا.
    Suriye'deki savaş neredeyse 4 milyon insanı sınır dışına sürükledi, ama yedi milyondan fazla insan ülke içinde kaçış halinde. TED تسببت الحرب السورية بنزوح 4 ملايين شخص خارج الحدود، لكن فوق السبعة ملايين في حالة فرار دائم داخل البلاد
    Ve son olarak, Suriye'deki krizle ilgili bir hikâye, yüz binlerce insanın hayatına mal olan ve milyonları evinden eden bir çatışma. TED وفي النهاية، إليكم قصة مرتبطة بالكارثة في سوريا الصراع الذي أنهى حياة مئات الآلاف وشرد الملايين.
    Senin zeki arkadaşın Suriye'deki bir terörist hücre tarafından sağlanan fonu kullandı. Open Subtitles صديقك الذكي استخدم الأموال المزوده عن طريق هاتف ارهابي في سوريا
    Çünkü tek yaptığı Suriye'deki akrabalarının düşüncelerini dile getirmekti. Open Subtitles بسبب كل ماهي ارادته هو تبين وجهة نظرها حول تفكير اقرباءها المتواجدين في سوريا
    Suriye'deki ekonominin çok kötü olduğunu siz de biliyorsunuzdur... Open Subtitles أنت تعرف الأحوال الاقتصادية كانت سيئة في سوريا
    Ben Suriye'deki amcamı ziyarete giderken öğrendim. Open Subtitles انا تعلمت القياده عندما كنت في زياره لـ عمي في سوريا.
    Suriye'deki durumla ilgili gayri resmi bir hamle yaptım. Open Subtitles لقد قُمت بخطوة بشكلٍ غير رسمي حول الوضع في سوريا.
    Teröristler tarafından kaçırıldığı sırada Suriye'deki yetimler için gönüllü olarak çalışıyormuş. Open Subtitles تعمل في دار أيتام في سوريا عندما تم إختطافها من قبل الإرهابيين
    Geçen hafta Suriye'deki iç savaş çatışmalarında öldürüldü. Open Subtitles الأسبوع الماضي في حقول القتال في الحرب الأهلية في سوريا
    Sarah Suriye'deki yetimhaneye dönmek istiyor. Open Subtitles سارة تود أن تعود إلى دار الأيتام في سوريا
    Suriye'deki bir terör örgütü tarafından radikalleştirilmişlerdi. Open Subtitles لكنهم كانوا متطرفين بواسطه خليه أرهابيه في سوريا
    Mısır'da Mursi'yle olanlara ve Suriye'deki dengesiz duruma baktığımızda, doğru, burada yaşananların da farklı şekilde gelişmesi söz konusu olabilir. Open Subtitles اذن ، ما رأيناه يحدث في كل من مصر والرئيس مرسي والحالة الغير مستقرة في سوريا نعم ، انهُ سهل ان نلاحظ
    Bir, Suriye'deki Amerikan silahlı kuvvetler eylemlerinin durması. Open Subtitles أولاً، وقف كل العمليات العسكرية في سوريا
    Suriye'deki anneannesini bulmaya çalışıyoruz. Open Subtitles فقط الجدة الأمومية نحن نُحاولُ تَحديد مكان في سوريا.
    Yüksek Mahkeme'nin Holder, HLP'ye karşı örneğindeki gibi Suriye'deki zavallı adama rağmen mahkemede de bu şekilde karar vermeliyim. Open Subtitles الذي اصدرته المحكمه العليا وهذا ما يجب ان نحكم به هنا بصرف النظر عن حكمي الذي يتعلق بالرجل في سوريا
    Ben de Suriyeli mülteci çocuklarla ilgili gerçekten bir şeyler yapmak istedim, çünkü çocuklar Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenenler. TED ولقد كنت أود فعلًا القيام بشيء لصالح أطفال اللاجئين السوريين، لأن الأطفال ظلوا أشد المتأثرين بالحرب المدنية السورية.
    Yemen ve Suriye'deki yakın zamandaki çatışmalarda PTBlerin kullanıldığı rapor edildi. TED وقد بينت تقارير عن استخدام القنابل العنقودية مؤخراً في الصراعات الجارية في اليمن وسوريا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد