Bu arada, Davis ve Sweet'in_BAR_yarın benim ekibimde olmalarını istiyorum. | Open Subtitles | بالمناسبة,أرغب بأن يكون سويت و ديفيس في فرقتي للإسناد غداً |
Bam, bam. Şerif, dinle beni! Sweet ve Devereau hakkındaki her şeyi biliyorlar. | Open Subtitles | شريف , استمع لى , انهم يعرفون كل شئ عن سويت و ديفرو |
Bazen koruma işlemi aksar. Bunun nedenini sadece Bay Sweet biliyor. | Open Subtitles | شئ ما في عملية الحفظ خاظئ السيد سويت فقط يعلم لماذا. |
Roketim atmosferin üzerinde patlayacak, ...ve bütün insanlığın üzerine Bay Sweet'in lütfunu yağdıracak. | Open Subtitles | صاروخي سينفجر عاليا في الغلاف الجوي سيمطر على الانسانية كلها افضال السيد سويت |
İkiniz Minnie'yi, Sweet Dave'i ve bu sabah Minnie'nin Tuhafiyesi'ni ziyaret etmek için bu talihsiz günü seçen kim varsa öldürdünüz. | Open Subtitles | و كلاكما قد قتلتم مايني و سويت دايف و أي أحد أختار هذا اليوم سيء الحظ لزيارة كوخ مايني هذا الصباح |
Mart 2010'da Hakim Sweet kararı açıkladı-- 152 sayfa-- sonuç bizim zaferimizdi. | TED | في مارس 2010، أصدر القاضي سويت رأيه 152 صفحة و نصر كامل لصالح قضيتنا |
Kendince bir tarzı olduğu belli. Adın Sweet miydi? Hey, hiç fena değil. | Open Subtitles | بالتأكيد اظهرت أسلوباً مميزاً,تدعى سويت,أليس كذلك؟ |
Sweet iyi bir adama benziyor. Sabah ilk iş olarak balistik raporlarını alacağım. | Open Subtitles | يبدو سويت رجلاً طيباً,سأدقق في تقرير المقذافية صباح الغد |
Davis ve Sweet'ten_BAR_gözünü ayırmamanı istiyorum. | Open Subtitles | حسناً أريدك أن تبقي عينك على ديفيس و سويت |
Sweet'i vurdular. Yardım gönderin! | Open Subtitles | قتلوا سويت ,قتلوا سويت ارسلوا الإسناد بسرعه |
- Elbette emininim. Polis Sweet'in cesedini bulduğunda her şeyi almış olmalı. | Open Subtitles | لابد وان الشرطه اخذت كل شئ عندما و جدوا جثه سويت |
Orada Johnny ve Toots Sweet'in, bir gitaristin resmi var. | Open Subtitles | هناك صوره ل جونى مع عازف الجيتار توتس سويت |
Polis, adımı ve adresimi Toots Sweet'in elinde bulmuş. | Open Subtitles | البوليس وجد إسمى و عنوانى فى يد توت سويت |
Eski çocuk yıldız Sam Sweet'in davasında 54. gün sona erdi. | Open Subtitles | لذالك يَنتهي يومُ 54 مِنْ المحاكمةِ حول النجمِ السابقِ الطفلِ ، سام سويت |
Bay Sweet bir ay sonra istifa etti. | Open Subtitles | أقرَّ بذلك السّيدُ سويت بعد شهرِ واحد لاحقاً |
Eric Roberts "Tatlı Kardeşim"'de Sam ve Stan Sweet rolünde. | Open Subtitles | إيريك روبرتس هو سام وستان سويت "في "أَخّ سويت الأخ |
Sam Sweet Davası'nda jüri karar vermek üzere. | Open Subtitles | في محاكمة سام سويت إنّ هيئةَ المحلفين اقتربت من القرار |
Bir kez daha soruyorum. Victor Sweet'e ne oldu, Mercer? | Open Subtitles | دعنى أسألك مرة أخرة ماذا حدث لفيكتور سويت ياميرسا |
Bayanlar baylar, Sweet Charity'deki güzellikleri böldüğüm için kusura bakmayın ama şu an bir beyi anmamız gerekiyor. | Open Subtitles | السيدات والسادة آسف لمقاطعتكم الاحتفالات هنا في الحلوة الخيرة للحظة لكننا بحاجة للإشادة في الوقت الحالي |
Upper Sweet Side, NYC. Bu isim bir şey çağrıştırdı mı? | Open Subtitles | حلويات الجانب العلوي هل يعني لك الاسم اي شيء؟ |
Cece Matthews, Sweet Catch Me. | Open Subtitles | (سيسي ماتيوز) ، (سويتش كاتش مي) |
Sweet özellikle şahsen bana dedi ki Melvin Carville bize kanı nerede aramamızı gerektiği söylemiş. | Open Subtitles | ميلفن كارفل أخبر سويتس تحديدا بأن يخبرني أين أبحث عن الدم |