Bekçiler yemek için mutfak kulübesine çağrıldığında tüfeklerini daima geride bırakıyorlar. | Open Subtitles | ان الحراس عندما يذهبون الى المطبخ لوقت الطعام دائما يتركون بنادقهم خلفهم, دائما |
Bekçiler yemek için mutfak kulübesine çağrıldığında tüfeklerini daima geride bırakıyorlar. | Open Subtitles | أنه عندما يتم استدعائهم من لكوخ الطعام من أجل الغداء فإنهم يتركون دائما بنادقهم خلفهم |
Sık sık, mecburen, subaylar tüfeklerini kullanarak yerlileri başlarından vurmak zorunda kalıyorlardı. | Open Subtitles | وفى اوقات الضرورة اجبرالضباط على استخام بنادقهم مطلقين النار على رؤوس السكان المحليين |
Bu boyutta para vermek için insanın piyade tüfeklerini çok sevmesi lazım. | Open Subtitles | عليك حقا مثل بنادق هجومية لإعطاء هذا النوع من المال. |
Alıcılarımdan birine saldırı tüfeklerini kargoladığın zaman sana kızı vereceğim. | Open Subtitles | سأوصل لك الفتاة و بالمقابل تقوم بتوصيل شحنة بنادق قتال لأحد المشترين |
tüfeklerini doldurdukları anda bunun böyle olduğunu kanıtlamışlardır. | Open Subtitles | و الفعل ذاته يسحبون بنادقهم ولم يتراجعوا ابداً، أثبت هذا لنا |
Kutup ayılarının yaklaşma ihtimaline karşın güçlü tüfeklerini hazır tutuyorlar. | Open Subtitles | وهم متاهبون مع بنادقهم العالية الدقة في حال قررت الدببة القطبية الاقتراب |
Bütün olarak hep birlikte insanlardan oluşan bütün bir hat tüfeklerini kaldırıp nişan alırlar ve ateş ederler. | Open Subtitles | معاً، كوحدة صف كامل من الرجال يرفعون بنادقهم ويصوبون ويطلقون |
Bir şey tüfeklerini birbirlerine doğrultup kafalarını uçurmalarını sağladı. | Open Subtitles | هنالك ما جعلهم يصوبون بنادقهم نحو بعضهم وفجروا رؤوسهم |
Askerler coşkuyla bağırarak, tüfeklerini ateşleyerek ve Enternasyonel'i söylerek bütün köye dağıldılar. | Open Subtitles | -تفرق الجنود في القرية كلها.. -يصرخون بغضب ويطلقون نيران بنادقهم |
Sudrow'da başarısız oldum, Rynders'ın tüfeklerini kızılderililerden alamadım. | Open Subtitles | فشلت فى "سدرو"، فشلت فى منع وصول بنادق "ريندرز" للقبائل |
FN tüfeklerini de bulmuşsunuz, harika. | Open Subtitles | لقد حصلت على بنادق(إف-إن) أيضاً هذا عظيم |