Yasadışı balık avcılığı tüketicileri ve bir de dürüst balıkçıları dolandırıyor ve bunun durdurulması gerek. | TED | يخدع الصيد غير القانوني المستهلك ويخدع أيضا الصياد النزيه، وهذا الأمر يجب أن يتوقف. |
Testler Amerikan tüketicileri ile şirketler arasındaki... güven anlaşmalarıdır. | Open Subtitles | الإختبار إتفاق مقدس بين الشركة و المستهلك الأمريكي |
20. yüzyılın sonundan itibaren kurşun boya imalatçıları tüketicileri, kurşunun çocuk dostu olduğu konusunda ikna etmek için yeni emeklemeye başlayan reklam sanayisini istihdam ettiler. | Open Subtitles | منذ بداية القرن العشرين قام صناع الطلاء المحتوي على الرصاص بتأجير شركات الإعلان لإقناع المستهلك |
Sadece terörizmi finanse eden, ona yardım eden pazarlamacıların yanı sıra, aynı zamanda terörizm tüketicileri de hedef kitlemizdir. | TED | ولا نستهدف فقط مسوّقي الإرهاب، أولئك الذين يدعمون الإرهاب ويقدمون التسهيلات له، لكنه أيضاً يشمل المستهلكين للإرهاب. |
Dün, Charlie Ledbetter sanırım, tüketicileri, insanları üretim süreci içine çekmenin gerekliliğinden çok açık bir şekilde bahsetti. | TED | في اعتقادي أن تشارلي لدبيتر تحدث أمس ببلاغة شديدة حول هذه الحاجة لإدخال المستهلكين ، إدخال الناس في عملية خلق الأشياء. |
Bu yapmalarının bir nedeni de kullanıcıları üretcilere, tüketicileri tasarımcıya dönüştürmeleridir. | TED | و أحد الأسباب أنهم يفعلون ذلك لأنهم حولوا المستخدمين إلى منتجين المستهلكين إلى مصممين |
tüketicileri istemeye yönlendirebilirsiniz ve böylece ürünlerinizi satın almaya. | Open Subtitles | يمكنك التلاعب برغبة المستهلكين وبالتالي يقبلون على شراء منتجاتك. |
Aynı zamanda Tarım Bakanlığı peynir tüketimini desteklerken, tüketicileri koruyan ve obeziteyle mücadele eden küçük birimi, insanların daha az peynir yemeleri gerektiği konusunda broşürler dağıttı. | Open Subtitles | لذا في نفس وقت ترويج قسم الزراعة لإستهلاك الجبن،إنها وحدة صغيرة مكلفة بحماية المستهلكين ومحاربة البدانة |
Umuyoruz ki hükûmet, tüketicileri, bir kaskla ne kadar güvende olduklarını bilgilendirerek yeniliği teşvik etmek için kullanabilir bizim bilgilerimizi. | TED | ونتمى أن تستخدم الحكومة هذا النوع من المعلومات لتشجيع الإبداع عن طريق جعل المستهلكين يعرفون إلى أي درجة هم محميون بالخوذ المعطاة لهم. |
tüketicileri beklemek yerine şirketlerden bunu isteyerek, üretimi daha hızlı dönüştürebiliriz. | TED | إذا بدأت الشركات بالمطالبة هكذا، نستطيع التحكم بالإنتاج بشكل أسرع جدا مما لو انتظرنا المستهلكين ليطالبوا بمنتجات مستدامة. |
Ben de tüketicilerin gücüne inandım. Size çocuk işçiliği olmayan halılara talep oluşturmak için tüketicileri eğitmek ve duyarlılaştırmak amacıyla dünyada ilk kez benim tarafımdan yürütülen kampanyadan bahsedeyim. | TED | واعتقدت بقوة المستهلكين ، واسمحوا لي أن أخبركم أنها كانت المرة الأولى التي تم فيها طلاق حملة من قبلي أو في أي مكان في العالم، لتثقيف وتوعية المستهلكين لخلق طلب لحماية الأطفال من العمل . |
tüketicileri panik sardı. Ürünlerin tehlikeli olabileceğinden korkuyorlar. | Open Subtitles | الخوف والقلق أثقل المستهلكين |