Burası tümüyle sigorta edildiğinden soyguna çok önem vermediğini hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أيضًا أنّك غير قلق بخصوص السرقة لأنّك مؤمن بالكامل |
Strese yaklaşımımı tümüyle değiştiren çalışmayla başlamak istiyorum. | TED | دعوني أبدأ بالدراسة التي جعلتني أعيد التفكير في مقاربتي بالكامل اتجاه الضغط. |
Biz zaten birkaç kere tümüyle farklı insanlar oluyoruz, ama yine de hep tam da kendimiz olarak kalıyoruz. | Open Subtitles | نحن حتى الآن قد أصبحنا أشخاصا مختلفين كليا عدة مرات و رغم ذلك فإننا دائما ما نظل أنفسنا جوهريا |
Haritayla ilgili yaygın efsane, normal ışık altında tümüyle okunamadığıydı. | TED | لقد كانت الأسطورة الرئيسية للخريطة مخبأة تماما تحت الضوء العادي. |
Bazen karanlıktan tümüyle faydalansınlar diye gece yarısına kadar bekliyorum. | Open Subtitles | سكينة رجل غابة و بداية يوم كامل حتى إننى أنتظر لغاية منتصف الليل لإعطائهم فائِدة الظلام الكاملة |
O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً |
Hayatımı tümüyle kontrol etmek istiyordun özgür irademi elimden aldın. | Open Subtitles | أردتِ السيطرة كاملةً علي حياتي لذا، نزعتِ حريّتي |
Aslında uçuş planımızı tümüyle değiştirdik. | TED | وقد قمنا فعلاً بذلك فقد غيرنا خطة سفرنا بالكامل |
Ve konuları bulmaya niyetlenirsiniz ki hemen hemen tümüyle zenci Amerikalı sohbetlerine. | TED | وعلى الأغلب ستجد فيها مواضيع هي تقريبا بالكامل حوارات أمريكية - أفريقية. |
Unutma tatlım, sen gelecek firavunun eşi olmak zorundasın, yani benim olacaksın, tümüyle köpeğim ve şahinim gibi, seni daha çok seveceğim ama daha az güveneceğim. | Open Subtitles | تذكري يا حبيبتي أنك يجب أن تكوني زوجة الفرعون المقبل و أنك سوف تكونين مُلكي أنا.. كلك بالكامل ملكى .. |
Unutma tatlım, sen gelecek firavunun eşi olmak zorundasın yani benim olacaksın, tümüyle köpeğim ve şahinim gibi. | Open Subtitles | تذكري يا حبيبتي أنك يجب أن تكوني زوجة الفرعون المقبل و أنك سوف تكونين مُلكي أنا.. كلك بالكامل ملكى .. |
Düşmanın, malzeme üstünlüğünü tümüyle seferber ettiğinde ezici olacağını biliyordu. | Open Subtitles | لقد كان متيقناً من تفوق العدو فى العتاد وأن هذا التفوق ما أن يتم حشده بالكامل حتى تقع الهزيمة الساحقة |
Kimse sana bir insanı tümüyle sevmen gerektiğini söylemedi mi geçmişi de dahil? | Open Subtitles | ألم يقل أحدا أن على المرء محبة حبيبه بالكامل... بما في ذلك ماضيه؟ |
ve beraatla sonuçlanan bu %1'in başarısı tümüyle... | Open Subtitles | .وما نتج من تبرئة عن هذه النسبة يعتمد كليا على |
Şimdi de bu lanet evrakları alınca, aklımı tümüyle yitiririm. | Open Subtitles | والآن تصلني هذه الأوراق اللعينة فأفقد أعصابي كليا |
tümüyle cücelerin gönderdiği verilere bağlı olacağız. | Open Subtitles | سنعتمد كليا على البيانات المرسلة لنا من الأقزام. |
Ama şimdi ekonomik sorumluluk açısından yatırım değerlendirmesini tümüyle destekliyorum. | Open Subtitles | لكن الآن فيما يتعلق بالمسائل الاقتصادية أؤيد تقديره للاستثمار تماما |
Hey, tümüyle güvenilirim, değil mi? Benim için temin edecek birini buldum bile. | Open Subtitles | نعم انا جدير بالثقة تماما انا اعرف رجلا يمكنه ان يحضر واحدا لي |
Ancak son bir kaç onyılda bu durum tümüyle değişti. | TED | ولكن في العقود القليلة الماضية تغير هذا الواقع تماما |
Hava kontrolü tümüyle düşmanda. | Open Subtitles | اٍن العدو لديه الأوامر الكاملة من الهواء |
Kalkanları yeniden çalıştırıp, bataryaları tümüyle şarj edin. | Open Subtitles | لقد فزت فى هذه الجولة اعيدوا الدروع واجعلوا المدفع يرجع الى الشحنة الكاملة |
O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً |
Kadın kurban, boynu yırtılmış, kanı tümüyle emilmiş. | Open Subtitles | ضحية أنثى شقت رقبتها، وسُحبت دمـائها كاملةً. |
Bu akşam bambaşka biri olabilirim ve tümüyle idare edebilirim. | Open Subtitles | كان بإمكاني أن أكون رجلاً مختلفاً الليلة وأفلت دون عقاب من الأمر برمّته. |