Tüm işaretler bunun senin sorunun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل الإشارات تدل لأنك هو الشخص المُضطرب . |
Tüm işaretler bu yönde. | Open Subtitles | كل الإشارات تدل على ذلك |
Tüm işaretler terörist lider Matthias'ı ve Direniş hareketini gösteriyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير أن مثايس ومقاومته هم الجهة الفاعلة |
Tüm işaretler gerçekten sağlıklı bir çocuk olduğu yönünde. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير لطفل مثقف جيدا |
Şey, konuşmak için biraz erken ama Tüm işaretler iyiyi gösteriyor. | Open Subtitles | حسناً، إنّ هذا يبدو مبكّراً لكن كل العلامات تشير إلى نجاح علاقتنا |
Demek istediğim, Tüm işaretler ortada-- uyuşturucu kullanımı, akademik performansın düşüşü-- ama böyle olacağını biz bile düşünmemiştik. | Open Subtitles | أعني، كنت كل العلامات تشير لهذا تعاطي مخدرات، أداء دراسي سيئ لكننا لم نتوقع أن يفعل شيئاً بهذه البشاعة |
Tüm işaretler Timmy'e çıkıyor. | Open Subtitles | (كل الدلائل تشير الى (تيمى |
Tüm işaretler kanseri gösteriyor ama bulamadığımız bir kanseri yok edemeyiz. | Open Subtitles | كل العلامات تشير إلى السرطان لكن لا يمكنك علاجُ سرطانٍ لا تجده |
Tüm işaretler bunun doğru karaciğer olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | كل العلامات تشير إلى أن هذا هو المناسب. |
Tüm işaretler eveti gösteriyor. | Open Subtitles | كل العلامات تشير إلى ذلك. |