Eğer biz altı yıl yeterince iyi değil son yaptığım tüm iyi, sonra bir şey değildir. | Open Subtitles | إذا كان كل الخير الذي فعلناه بآخر ستة سنوات ليس جيداً بما يكفي إذاً لا شيء جيد |
Ben sadece tüm kötü, Ben de tüm iyi görmek görmüyorum çünkü Evet, öyle. | Open Subtitles | حسناً ، إنه بسبب أني لا أرى كل الشر أرى كل الخير أيضاً |
Hala tüm iyi o yapılır değişmez. | Open Subtitles | هذا لا يغير كل الخير الذي فعله |
tüm iyi insanlar ikinci bir şansı hakeder. | Open Subtitles | ويستحق كل الرجال الطيّبين فرصة ثانية |
- tüm iyi çocukların uyku vakti geldi. - Sonra görüşürüz, şampiyon. | Open Subtitles | حان وقتُ النوم للأولادِ الطيّبين. |
tüm iyi hikayelerin başlangıçta bunu yapması gerekir, vaatte bulunmaları gerekir. | TED | وهذا ما يجب أن تقوم به كل القصص الجيدة في البداية، يجب أن تعطيك وعدا. |
Şimdi hayatınızdaki tüm iyi şeyleri gözünüzde canlandırın. | Open Subtitles | يتخيل كل الأشياء الجيدة في حياته |
İki tane gala, bir tane hayır partisi var. tüm iyi yerler dolu. | Open Subtitles | هناك ليلتا إفتتاح، حفلة جمع تبرعات كلّ الأماكن محجوزة |
İki tane gala, bir tane hayır partisi var. tüm iyi yerler dolu. | Open Subtitles | هناك ليلتا إفتتاح، حفلة جمع تبرعات كلّ الأماكن محجوزة |
- Biliyorum. Başına gelen tüm iyi şeyleri hakediyorsun. | Open Subtitles | تستحقين كل الخير |
Geçtiğimiz otuz yılda araştırmacılar bunun tüm iyi şeyleri öngörebileceğini keşfetti, çocukluk dönemi ve sonrasındaki, sosyal yetiler, akademik başarı, zihinsel ve fiziksel sağlık, para kazanma, birikim yapma hatta hapisten uzak durmak gibi tüm iyi şeyleri. | TED | وعلى مدى 30 سنة الماضية، وجد الباحثون بأنها تتنبأ بكل أنواع الأشياء الجيدة في الطفولة وما بعدها، كالمهارات الاجتماعية، الإنجازات الأكاديمية، الصحة النفسية والجسدية، جني الأموال وإدخارها وحتى البقاء خارج السجن. |