Onun hayatını elinden almadan önce tüm olasılıkları denememizi isterdi. | Open Subtitles | استنفاذ كل الاحتمالات قبل سلبه حياته |
Ne yazık ki, Dr. House'da tüm olasılıkları tükettiğimizi biliyor. | Open Subtitles | يعرف دكتور (هاوس) أننا للأسف استبعدنا كل الاحتمالات الأخرى |
Söylemediği şey ise, şu an bildiklerimle başa dönecek olsam, bu insanlara bulaşınca başıma gelecekleri bilsem, tüm rakamları bilsem, tüm olasılıkları, tüm açıları... | Open Subtitles | مالا يقوله أننى إذا عدت مرة أخرى و أنا اعلم ما أعلمه الأن و أعلم ما سأتورط به و أعلم كل الأرقام و كل الإحتمالات |
tüm olasılıkları düşünmem lazım. | Open Subtitles | علي أن أغطي كل الإحتمالات |
Bir gazeteci arkadaşım her zaman tüm olasılıkları incele demişti. | Open Subtitles | أحد أصدقائي الصحفيين يقول دائماً إفحص كل الخيارات |
O yüzden diğer tüm seçenekleri keşfetmeli ve çılgınca bir şey yapmadan önce tüm olasılıkları elemeliyiz. | Open Subtitles | لذا من المهم استكشاف كل الخيارات واستنفاذ كل إمكانية قبل القيام بشيء جنوني |
tüm olasılıkları gözden geçirelim diyorum. | Open Subtitles | ما أحاول فعله هو التحقق من جميع الإحتمالات |
Olmasını umardım ama Victor ile tüm olasılıkları düşündük ve geriye bir tek bu kaldı. | Open Subtitles | تمنيت حقاً أن يكون ولكن (فيكتور) وأنا شاهدنا كل الإحتمالات الأخري ولم يتبقى إلا ذلك الإحتمال |
tüm olasılıkları inceliyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحرى وراء كل الإحتمالات |