Geri dönüş yolunda kazdığınız o tünellerden biriyle birleşmediğini söylememiş miydin? | Open Subtitles | ألم تقل بأنه قد يتقاطع مع تلك الأنفاق التي حفرتها سابقاً؟ |
tünellerden biri karşıya kadar uzanır. | Open Subtitles | أحد الأنفاق يمر بأستقامة منه فتخرج على الجانب الآخر |
Bugün geç saatlerde, küçük bir sıkıntı sonucu, tünellerden birinde basınç kaybı oldu - parktaki ana problem. | Open Subtitles | متأخراً اليوم بسبب إضطراب بسيط كان هناك فشل بالضغطِ في أحد الأنفاق الجاذبية الرئيسية في المتنزه |
Bu metro raylar kullanılan tünellerden merkeze mi çıkıyor? | Open Subtitles | يعمل هذه مسارات النفق تؤدي إليها المركزيه الكبيرة ومحطة بين؟ |
Aşağıda İsviçre peyniri gibi tünellerden ve eski vagonlardan başka bir şey yok. | Open Subtitles | هذا حسن مني. لكنه مثل الجبن السويسري هناك. أنفاق في .أنفاق |
Görünüşe göre 3 kurban da tünellerden çıkmak istemiş. | Open Subtitles | يبدو ان كل الضحايا الـ3 رغبوا بمغادرة الانفاق |
Bu çok saçma biiyorum, ama tüm ömrüm trenlerde geçtiği halde, hala tünellerden ölesiye korkarım. | Open Subtitles | شيء سخيف ، لقد كنت بالقطارات .. طوال حياتي ، ولكني أخاف جداً من الأنفاق |
Belki Spike'in kullandığı tünellerden biri buralardadır. Buradan onun evine varabiliriz. | Open Subtitles | ربما واحد من هذ الأنفاق يستخدمها سبايك هنا بالجوار ,بإمكاننا الوصول إلي مكانه |
Mutantların çoğu tünellerden kaçtı. | Open Subtitles | معظم المتحولين قد هربوا عبر سلسلة من الأنفاق |
- Ne yazık ki eğer bu hazine gerçekse, büyük ihtimalle kırmızı tünellerden birinde. | Open Subtitles | لسوء الحظ إن كان هذا الكنز موجوداً فإنه موجود على الاغلب في واحد من الأنفاق الحمراء |
Onu içeriye getirttiremiyorum. Appa tünellerden nefret eder. | Open Subtitles | لا أستطيع إجباره على الدخول أبا يكره الأنفاق |
Karşı koymazsanız, o karanlık tünellerden sizleri, ışıl ışıl parlayan gün ışığına çıkarabilir. | Open Subtitles | إذا سمحتم له، يمكنه حملكم خارج هذه الأنفاق المظلمة إلى النور ضوء شمس ساطع |
Onlar kadar pis olursak belki tünellerden bizi fark etmeden geçebiliriz. | Open Subtitles | ربما سيمكننا المرور خلال الأنفاق بدون أن يتعرفوا علينا |
Dişiler daha yeni çıkıyor, yumurtadan çıktıkları ve büyüdükleri tünellerden teker teker dışarıya kazarak çıkıyorlar. | Open Subtitles | الإناث الخارجة لتوها، يُخفون أثرهم ، واحدة تلو الأخرى، خارج الأنفاق حيث فقسن وترعرعن، |
Bu tünellerden bazılarının geçmişi 18. yüzyıla kadar dayanıyor. | Open Subtitles | بعض تلك الأنفاق يرجع بناؤه إلى القرن الثامن عشر |
tünellerden, hep birlikte onun adını bağıracağız. | Open Subtitles | ثم نقوم بالصراخ بإسمها فى إنسجام فى جميع أنحاء الأنفاق. |
Sıçanları kanalizasyondan çıkarır gibi onları bu tünellerden çıkardık. | Open Subtitles | لقد طردناهم وهم يرتجفون من هذه الأنفاق مثل الفئران من المجاري |
tünellerden geçer Westlake'le aramızdaki kasaba sınırına kadar giderdik. | Open Subtitles | ونعبر الأنفاق حتى نتخطى حدود البلدة ونصل إلى البحيرة الغربية |
Madam Şerif'ten kaçınmak için her gün sokak çocuğu gibi tünellerden gizlice geçmek değerli vaktimizi israf ediyor. | Open Subtitles | الأنسلال من خلال الأنفاق كالأولاد الدخول في النهار و الخروج بالنهار لتجنب سيادة العمدة , مجرد مضعيةٌ |
Yahudilerin kuşatma kulelerine saldırmak için açtıgı tünellerden dolayı, kuşatma kırıldı. | Open Subtitles | لكن بسبب النفق الذي حفره اليهود لمهاجمة أبراج الحصار. |
Şehrin doğu tarafında bazı tünellerden izler bulduk. | Open Subtitles | وجدنا أثار أنفاق علي الطرف الشرقي من المدينه |
tünellerden en son ne zaman geçmiştik, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر اخر مرة مررنا فيها عبر الانفاق ؟ |
22 metrelik bir maden bacası beni tünellerden oluşan bir labirente götürüyor. | Open Subtitles | عمود متحرك من 22 مترا سيأخذني لمنطقة مليئة بالأنفاق |