Kalçanla akciğerlerin arasında bulunan damar yolunda hareket ederek eğer damarı tıkayan bir şey varsa onu dışarı çıkartmak için kullanılıyor. | Open Subtitles | ندخل هذا من مؤخرتك إلى رئتيك بالوريد إن وجدنا ما يسد شيئاً ما سننزعه، بسيطة |
Ultrason ileri düzeyde endometriosis, fallop borularını tıkayan yara dokusu olduğunu gösterdi | Open Subtitles | الموجات فوق الصوتية أظهرت التهاب متقدم في بطانة الرحم و الذي يسد قنوات الرحم |
Dışarı çıkmak için ilerlerken bağırsaklarını tıkayan bir şeyi çıkardım ve evet, şimdi kendini daha iyi hissediyor. | Open Subtitles | حسنا ، كنت في طريقي خلال أحشاءه أنا لا أعرف لا بد انني فتحت له انسداد في الأمعاء نعم ، إنه في مزاج أفضل بكثير الآن |
Sağ ve sol pulmoner arteri tıkayan emboli. | Open Subtitles | انسداد أوعية دموية مما أدى إلى إنسداد الشريان الرئوي الرئيسي الأيمن و الأيسر |
Midesini tıkayan şeyi çıkarabildik. Kullanılmış bebek beziymiş. | Open Subtitles | لقد تمكنا من مسح إنسداد المعدة لقد كانت حفاظة مستعملة |
Hava yolunuzu tıkayan küçük tümörü çıkardık yani nefes alabileceksiniz ama bu tam tedavi değil. | Open Subtitles | أستئصلنا ورم صغير يعرقل مجاريكِ التنفسية وهذا سيساعدكِ في التنفس ولكنه ليس علاج |
Bulut mimarisi borularımızı tıkayan koca bir pislik. | Open Subtitles | هندسة السحابة عبارة عن غائط كبير يعرقل أنابيبنا "كناية عن انه عائق يعرقل العمل" |
Sıvıyı alsak da superior vena cavasını tıkayan tümör hala orada olacak | Open Subtitles | و لا يزال لديها ورم عملاق يسد الوريد الأجوف |
İyi huylu ama solunum yolunuzu tıkayan birşey ne kadar iyi huylu olabilirki. | Open Subtitles | إنه حميد ولكنه يسد مجرى الهواء |
79 model Toyota Corolla'sıyla yükleme dokunu tıkayan ahmak | Open Subtitles | الحقير الذى يسد الطريق |
Bunlar arter tıkayan, diyabete teşvik eden ve inme indükleyici yemekler. | Open Subtitles | هذه وجبات قد تسبب انسداد شرايين وسكتات دماغية ومرض السكر |
Bu şeyin ağaçları dalları ve o boruyu tıkayan her şeyi kesip atması lazım o yüzden o dişleri keskin yap. | Open Subtitles | تمت _ هذا الشيء لمضغه من خلال الأشجار، و الفروع وكل شيء أن انسداد أن الأنابيب، و ذلك جعل تلك أسنان حادة. |
Dışarı çıkmak için ilerlerken bağırsaklarını tıkayan bir şeyi çıkardım ve evet, şimdi kendini daha iyi hissediyor. | Open Subtitles | عندما كنت في طريقة إلى أمعائه ... لا أعرف لابد أنني قضيت على إنسداد معوي ! |