Everest'e tırmandı, boğalarla dövüştü her tür büyük hayvan avına çıktı. | Open Subtitles | تسلق إيفرست و قاتل الثيران و صاد في كل لعبة كبيرة |
11 haziran 2003 gecesinde Manhattan Köprüsünün korkuluklarına tırmandı ve aşağıdaki tehlikeli sulara kendini bıraktı. | TED | في ليلة الحادي عشر من يوليو 2003, تسلق الى حافة حاجز جسر مانهاتن وقفز الى المياه الغادرة بالأسفل. |
İnsanoğlu Everest Dağı'na tırmandı, okyanusun dibine gitti. | Open Subtitles | الإنسان تسلق قمة إيفرست غاص أعماق المحيطات |
Merdivenleri tırmandı fakat esinti tarafından ayakta duramıyor ceplerine taş doldurdular ve... | Open Subtitles | لقد صعد الدرج لكنه الآن يلطم بالنسيم و وضعوا بعض الحجارة في جيبه ونحن جاهزون لنبدأ |
Memeliler ağaçlara tırmandı, uçtu ve günümüzdeki davranışlarına benzer birçok başka şey yaptılar. | TED | تسلقت الثدييات الأشجار وطارت وفعلت الكثير من الأشياء الأخرى التي تبدو حديثة نوعاً ما. |
Prens onun saç örgüsüne tutunarak kuleye tırmandı. | TED | تسلّق الأمير خصلات شعرها صعودًا إلى البرج. |
Tek gözlü maymun kadını daha iyi görmek için ağaca tırmandı. | TED | ولكي ينظر إليها عن قرب قام بتسلق تلك الشجرة |
Metalden dev bir makineye tırmandı ve çift ağızlı kılıcını sapladı. | Open Subtitles | لقد تسلّقت روبوت قاتل ضخم وطعنته بسيفها ذو النصل المزدوج. |
Adam: Bugün ilk kez biri bununla duvara tırmandı. | TED | الرجل: هذه أول مرة يتسلق بها شخص في الواقع |
Merdivenleri tırmandı. Oranın tepesinde bir delik vardı. | Open Subtitles | ثم تسلق السلم الخارجى وكان بسقف العنبر كوة مستديرة |
Bir ağaca tırmandı ama aynı zamanda batıyormuş gibi de hissediyordu. | Open Subtitles | تسلق شجرة، ولكنه شعر بأنها بدأت في الغطس أيضا. |
O yaşlı, koca ağaca kendi başına mı tırmandı? | Open Subtitles | تعتقد أنه تسلق الشجرة الكبيرة بنفسة بدون مساعدة؟ |
Sahil boyunca yürüdü, yüzdü, kayalara tırmandı ve düşünüp taşındı. | Open Subtitles | مشى بمحاذاة الشواطئ و مارس السباحة و تسلق الصخور و تأمل |
Yani, ya burayı tırmandı ya da etrafından dolaşan bir yol buldu. | Open Subtitles | إما هو تسلق هذا الشيء , أو وجد طريقاً من حوله |
Şu merdivenlerden yukarı çıktı, balkona tırmandı ve atladı. | Open Subtitles | لقد صعد هذه السلالم وذهب إلى الشرفة ليقفز منها |
İçime giremeyince hemen göğsüme,yüzüme sonra da duvara tırmandı. | Open Subtitles | وعندما لم يستطع إختراقى, أستمر بالصعود إلى صدرى... ثم إلى وجهى تم صعد على الحائط. |
"Sonra, binanın düz çatısına bir SS subayı tırmandı." | Open Subtitles | "وبعد ذلك صعد رجل الـ "إس إس فوق سطح المبنى |
Müstakbel karınız, ısırgan veledi kurtarmak için az önce buraya tırmandı. | Open Subtitles | تسلقت عروسك الخجولة إلى هنا لتنقذ المشاكسة التي تعض. |
Kenarına tırmandı ve oturup aşağı bakmaya başladı. | Open Subtitles | تسلقت الى حافته و جلست هناك تنظر للأسفل |
Kurbanın babası otelin çatısındaki yangın çıkışına tırmandı. | Open Subtitles | تسلّق والد الضحية سلالم الحريق صعوداً الى سطح النزل |
Duvarların kenarından tırmandı, çatı boyunca koştu, ...ve bu çatı penceresinden içeri girdi. | Open Subtitles | قام بتسلق الجدار و المرور بالسطح و الدخول عبر هذه النافذة |
Hans kapısında, üç yaratık duvara tırmandı. İlerlerken de bir sürü adam öldürdüler. | Open Subtitles | تسلّقت ثلاثة وحوش السور عند بوابة "هانشا" وقتلوا العديد من الرجال أثناء هجومهم |
Kimse görmeden karavanlarının arkasına tırmandı. | Open Subtitles | كان يتسلق في الظهر من محطة عربة بهم عندما لا أحد كان يبحث. |
Sonra bu açgözlü herif tüm ekipmanları alıp zirveye tek başına tırmandı. | Open Subtitles | ثم ذلك النذل أخذ جميع المؤونة ، وتسلق القمة لوحده |