3 aylık taahhüt vermem gerekecek, Hailey. | Open Subtitles | - مثل ، إنه إلتزام لمدة ثلاثة أشهر ، هايلي |
bilmem, bunun tam olarak, resmi bir taahhüt olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | اوه، حسنا ، لا أعتقد أن ذلك، كان حقاً التزام. |
Etiyopya ise 2027'de karbonsuz olmayı taahhüt etti. | TED | , في إثيوبيا، تم الالتزام بأن تكون خالية من الكربون بحلول عام 2027. |
Kakao vadeli işlemleri üzerine 30 milyon dolar taahhüt ettim. | Open Subtitles | أنا ملتزم بأكثر من 30 مليون دولار بعقود الكاكاو الآجلة |
Acil durum timleri hazırda bekliyor, ama biz bir aramayı plana koyduk ki, gerektiğinde desteğinizi taahhüt edebilesiniz. | Open Subtitles | إدارة فرق الطوارئ متأهبة ومن المقرر مكالمتك محافظ الولاية الساعة العاشرة حتى تتمكن من تعهد دعمكم |
Bana katılıp ofiste Taliban kurallarına göre yaşayacağına dair taahhüt verir misin? | Open Subtitles | هل ستنضم إلى في العهد لتعيش بقوانين طالبان في هذا المكتب ? |
Hiçbir söz, yasak ya da taahhüt koymuyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقطع أى وعود ولا أبرم اى التزامات |
İstekli şekilde mümkün olduğunca hızlı değişmeyi ve öğrenmeyi ve büyümeyi taahhüt eden sivil liderlerin yeni bir nesline ihtiyacımız olacak. | TED | نحن سنحتاج لجيل جديد من القادة الإجتماعين الذين يريدون الإلتزام بالنمو والتغيير والتعلم بأسرع ما يمكن |
Yardım etmeyi taahhüt etmen. | Open Subtitles | إنه إلتزام لمساعدتك. |
Yüce Tanrı'nın bana verdiği yetki ile kulunu vaftiz ediyorum fani bedeni göçene kadar Tanrı'ya hizmet edeceğini taahhüt ettiğine tanıklık ediyorum. | Open Subtitles | "انا أعمد اليك". "مع السلطة من الله سبحانه وتعالى"... "كدليل على أنك أنت تدخل إلتزام". |
Yüce Tanrı'nın bana verdiği yetki ile kulunu vaftiz ediyorum fani bedeni göçene kadar Tanrı'ya hizmet edeceğini taahhüt ettiğine tanıklık ediyorum. | Open Subtitles | "انا أعمد اليك". "مع السلطة من الله سبحانه وتعالى"... "كدليل على أنك أنت تدخل إلتزام". |
taahhüt olmazsa harekete geçilmezse, arkalarında destek olarak birkaç çek koçanı olmazsa, sonuç bu olacaktır. | Open Subtitles | بدون التزام , بدون فعل بدون دعم مادي خلفهم |
- Bu odadaki herkese verilmiş bir taahhüt yok. | Open Subtitles | ليس الجميع في هذه الغرفة لديهم التزام |
Bu, çok büyük bir taahhüt beklediğim anlamına da gelmez. | Open Subtitles | ذلك لا يعني أنني أتوقع ذلك الالتزام الكبير |
İlk bakışta Altın Plân daha cazip görünüyor ama dört sene taahhüt vermem gerekecek. | Open Subtitles | الخطه الذهبيه لديها أكثر من معدل جذاب للواجهه ولكن يجب علي الالتزام 4 سنوات ولكن الخطه البلاتنية |
Bu şehir emniyetli sokakları hak ediyor, ve Andrew Dixon mahalleri çok çalışan polis memurları ile korumayı taahhüt ediyor. | Open Subtitles | هذه المدينة تستحق شوارع امنه واندرو ديكسون ملتزم بمواصله العمل الدؤوب ضباط الشرطة الذين يحفظون امن احيائنا |
Başkan, bir gece önce, taahhüt ediyor; "Düşmanlarımızı adaletin önüne getireceğiz ya da adaleti onlara." | TED | قبل ليلة من الحادثة، تعهد الرئيس "أن يجلب أعدائنا إلى العدالة أو تحقيق العدالة لأعدائنا ". |
İlk bölüm "taahhüt" olarak adlandırılır | Open Subtitles | الجزء الاول يسمى العهد |
Bu konuda sakin olacağız. Hiçbir taahhüt yok. | Open Subtitles | أجل ، سوف نأخذ الموضوع بسهولة و لن يكون هناك التزامات |
Patronunuz için resmi makamlardan taahhüt temin edebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك إثبات الترخيص القانونى لجعل هذا الإلتزام لصاحب عملك ؟ |
Tüm Fransanın önünde, saf kanlı çoçuğa, sadakatimi taahhüt ediyorum. | Open Subtitles | أتعهد بولائي إلى الصبي ذو الدم النقي إلى فرنسا كلها |
Ayrıca o ilahî amacı gerçekleştirmek için neredeyse yeterli olacak miktarı çoktan taahhüt ettiler. | Open Subtitles | وتعهدوا بتمويل القضية يكفي تقريبا لإنجاز الغرض الإلهي |
Onun 20 katını dağıtmayı taahhüt edene kadar o hissi bir daha yaşamadım. | Open Subtitles | لم أشعر بذلك الشعور الجيد حتى تعهدت بالتبرع بـ20 ألف ضعف ذلك المبلغ |
Şartname ile taahhüt edilmişti. | Open Subtitles | هذا الأمر منصوص عليه، خطياً |