Televizyonda bir keresinde bir şov görmüştüm adamın teki çivi tabancasıyla kafasından vuruluyordu. | Open Subtitles | رأيتُ عرض في التلفاز ذات مرة عن رجل أصيب في الرأس بمسدس مسامير |
Bunun yanında birisini paintball tabancasıyla vurmaktan yine tutuklanmışsın. | Open Subtitles | وكنت للتو اعتقل مرة أخرى بتهمة الاعتداء بعد ان قتل شخص ما كنت بمسدس الطلاء. |
Kulağa ilginç gelse de bence bir havai fişek tabancasıyla vurulmuş. | Open Subtitles | كما يبدو غريباً، أعتقد بأنه أصيب بمسدس شعلة ضوئية. |
Sarhoş oldu. tabancasıyla oynadı. Kazara patladı. | Open Subtitles | لقد كان ثملاً، و لعب بمسدسه و أطلق النار صدفةً. |
Geçen yıl, ağzıma silah dayadılar. Meğerse, bir su tabancasıyla değiştirivermişler. Fakat, o zaman anlayamamıştım. | Open Subtitles | "وضعا بالعام المنصرم مسدّساً بفمي، اتضح أنّه مسدّس ماء ولكني لم أعلم حينها" |
İnternette okuduğum kadarıyla bir kadın iltihaplanan dişine tabancasıyla ateş etmiş ve dişi çıkarmış. | Open Subtitles | لقد قرأت بالانترنت عن امرأة التي كانت مصابة بسن به عدوى ومسدس يدوي |
"Anneanne'yi su tabancasıyla ıslatmayı bırak Michael." | Open Subtitles | توقف عن ضرب جدتك بالمسدس" " المائي ، مايكل |
Bir havai fişek tabancasıyla ateş ederek mi? | Open Subtitles | عن طريق إطلاق النار علىه بمسدس شعلة ضوئية؟ |
Horatio bir oğlana fişek tabancasıyla ateş edip ıskalayan biriyle konuşmuştu. | Open Subtitles | تعرف، هوريشيو تحدث إلى رجل أطلق على شخص ما بمسدس شعلة ضوئية، ثمّ أخطأه. |
Yetişkin partimizi çocuk işi ışın tabancasıyla kim vurdu? | Open Subtitles | نجاح باهر ، من كان يتوقع ان حفلتنا كبرت بمسدس راي كيدي؟ |
Çakal, su tabancasıyla evin içinde ne yapıyorsun öyle? | Open Subtitles | أيها الوغد، مالذي تفعله بمسدس الماء بداخل المنزل ؟ |
Sen de mezbahada çalışıp inekleri elektrikli, uyuşturucu tabancasıyla mı öldürdün? | Open Subtitles | تعملين في مسلخ تقتلين الأبقــار بمسدس كهربــائي؟ |
Şu duvarın ardında oturanlar sarhoş olup çivi tabancasıyla oynamaya bayılıyor. | Open Subtitles | الأشخاص الذين في هذا الجانب يحبون أن يثملوا و أن يلعبوا بمسدس المسامير |
Yakından dokuz milimetrelik polis tabancasıyla vurulmuş. | Open Subtitles | أُصيب بمسدس شرطة 9 ميلليمتر من مسافة قريبة. |
Zaten onu uyuşturucu tabancasıyla vurup bir kafese koyarlardı. | Open Subtitles | بل سيضربونها بمسدس تخدير ويضعونها في قفص |
Çünkü su tabancasıyla kimseyi tehdit edemezsin. | Open Subtitles | لأنك لا تستطيع تهديد أحد بمسدس مائي |
- Size şok tabancasıyla saldırdılar mı? | Open Subtitles | ـ على رقبتك ، هاجمك بمسدس صاعق؟ |
Dennis onu tabancasıyla dövdü. | Open Subtitles | دينيس ضربه عدة مرات بمسدسه |
İki adet 3. derece yanık boynun arka üçgeninde yüksek amperli, şok tabancasıyla uyumlu. | Open Subtitles | حرقان سميكان في المثلث الخلفي من الرقبة... متوافقة مع مسدّس صعق ذو تيار عالٍ |
Niye tutkal tabancasıyla spatulayı aynı çekmeceye koyarsın ya? | Open Subtitles | حسناً ، ماالذي يدعوكِ لوضع الملعقة ومسدس الصمغ في نفس الدرج؟ |
Yolun bir yerinde tabancasıyla bana vurdu. | Open Subtitles | في مكان ما على طول الطريقِ، هو , uh, ضَربَني ببندقيتِه. |
Ve beni sinir bozucu bulduğun zamanlara karşılık bugün birinin beni elektroşok tabancasıyla vuruşunu izledin. | Open Subtitles | و لكل المرات التي تجدني فيها مزعجاً اليوم تسنى لك أن ترى أحدهم يطلق علي صاعق كهربائي |