18 gün boyunca kameralarımız canlı yayın yaptı, Tahrir Meydanı'ndaki insanların seslerini duyurdu. | TED | وعلى مدى 18 يوما، كانت كاميرات التصوير تنقل بثا مباشرا لأصوات المعتصمين في ميدان التحرير. |
Siz bizi koruyorsunuz, Tahrir Meydanı'nda olanları göstererek... | TED | إنكم توفرون لنا الحماية عندما تظھرون ما يجري في ميدان التحرير. |
Ertesi günü Tahrir Meydanındaydım. | TED | ذهبت مباشرة في اليوم التالي إلى التحرير |
Tahrir Meydanı'ndaki bir diktatörü deviren ortak öfkeyi. | TED | فكّروا في الغضب الذي طغى في ميدان التحرير ، والذي أطاح بالدكتاتور. |
Fakat Tahrir özgürlüğün küresel bir sembolü olmadan önce insanlar için daha sessiz fakat yine de güçlü bir şekilde ses olan temsil edici anketler mevcuttu. | TED | لكن قبل أن كان التحرير رمزا عالميا للتحرر، كانت هناك استبيانات تمثيلية أعطت الناس صوتا بهدوء ولكن بوسائل قوية. |
Ama bu sonuç, Mısır'ın Tahrir Meydanındaki kameralarından çok uzak alanlarında olabilecek tektonik değişiklikleri ihmal eder. | TED | لكن هذا الاستنتاج كان يتجاهل تحولا تكتونيا يقع في مصر بعيدا عن الكاميرات في ميدان التحرير. |
Dokuz ay sonra kendimi Tahrir Meydanı'nda mesajlar spreylerken buldum. Bu hareketin nedeni haber listemde gördüğüm bu resimdi. | TED | بعد 9 أشهر وجدت نفسي أرش رسائل في ساحة التحرير. وسبب هذا العمل هي الصورة التي وجدت في تغذيتي الإخبارية. |
Şiddete hayır: Ramy Essam devrimin ikinci gününde Tahrir'e geldi ve gitarıyla oturup, şarkı söyledi. | TED | لا للعنف: رامي عصام من ساحة التحرير في اليوم الثاني من الثورة، وقد جلس هناك بغيتاره، يغني. |
Neruda'nın bir kağıt parçasına yaptığı çizimleri buldum, Tahrir'de bir sahra hastanesinde ve Kahire'deki Mamluk anıtmezarından bir 'hayır' almaya karar verdim. | TED | وجدت عملا لنيرودا مخربشا على قطعة ورق في مستشفى ميداني في ميدان التحرير, وقررت أن آخذ لاء من الضريح المملوكي في القاهرة. |
Bazılarınız onu tanıyor. Kahire'deki Tahrir Meydanının arkasındaki Facebook gruplarından birini kurdu. | TED | بعض منكم يعرفه. أسس واحدة من مجموعات الفيسبوك وراء النشاط في ميدان التحرير في القاهرة. |
Tahrir'de birbirlerini korumak için canla başla çalışan insanlar, eylemciler gördüm. | TED | وفي التحرير رأيت أناس ومتظاهرين يعملون بجد للحفاظ على سلامة وأمن بعضهم العض. |
Sizlerin karşısına şu an Tahrir Meydanı'ndan canlı görüntülerle çıkmak isterdik ancak kameralarımız alındığı için o mümkün olmuyor. | Open Subtitles | --نودُ أن نُريكم صور صورة حية لما يحدث في ميدان التحرير الآن, ولكننا لانستطيع ذلك لإن كاميراتنا تم إسقاطها. |
Tahrir Meydanı'nın ortasından bağlanmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك أن تبث تقاريرًا من قلب ميدان التحرير. |
- Açıklamanın ardından Tahrir Meydanı. - 3. video yayında. | Open Subtitles | هذه صور لميدان التحرير ,تم التقاطها منُذ لحظات.. |
Tahrir'in büyük bölümünü şu an yaşlı kadınlar süpürüyor. | Open Subtitles | معظم من في ميدان التحرير الان نسوةٌ عجائز يقومون بكنس الساحة. |
İki sene önce Tahrir Meydanı'ndaki bir ayaklanmayı savunuyordum. | Open Subtitles | قبل عامين، كنت أغطي الثوار في ميدان التحرير |
Ama kameramanlarımızın çoğu ve gazetecilerimiz, onlar Mısır'da gönüllü olarak yeraltına gittiler, Tahrir Meydanı'nda olan biteni bildirmek için. | TED | ولكن معظم مصورينا وصحفيينا عملوا في مصر سرا -- طوعا لينقلوا ما يحدث في ميدان التحرير. |
Bir gece hatırlıyorum, cep telefonumdan biri aramıştı - Tahrir Meydanı'ndan arayan tanımadığım biri - | TED | أتذكر في ذات ليلة، شخصا ما اتصل بي على ھاتفي الخلوي -- شخصا عاديا لا أعرفه-- من ميدان التحرير |
Burası Tahrir Meydanı, bütün uluslararası camia İslamcıların devrimi bastırmasından sürekli endişe duyuyordu. | TED | لقد كان ذلك في ساحة التحرير ، حيث كان المجتمع الدولي متخوفاً باستمرار من الإسلاميين و استيلائهم على الثورة . |
Tahrir Meydanı'nda güruhlar toplandı. | TED | تجمعت الجماهير في ميدان التحرير |