ويكيبيديا

    "takıntısı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • هوس
        
    • مهووس
        
    • هاجس
        
    • هوسه
        
    • الهوس
        
    • هوسها
        
    • مهووسة
        
    • مهووسًا
        
    • مهووسون
        
    • مهووسه
        
    • هاجسه
        
    • ولعه
        
    • مهوّس
        
    Onun da tüm hayatı boyunca kilo takıntısı olmasını istemiyorum. Open Subtitles ولا أريد أن يصبح لديه هوس بشأن وزنه طوال حياته
    Şu anda, kültürümüzün şekille ilgili takıntısı hepimizi engelliyor. TED اليوم، هوس ثقافتنا بالصورة يعيقنا عن التقدم
    Sağlıksız bir takıntısı olan birine göre de iyi bir arkadaşsın. Open Subtitles و قد كنت رائعًا في معاملة شخص أنت مهووس للغاية به
    Bana ve erkek kardeşime güvenli bir dayanak sağlama takıntısı vardı. TED كان هاجس والدي الأول توفير قاعدة آمنة من أجل أخي ولي.
    Belki de spor takıntısı yüzünden Jack için çok zor oldu. Open Subtitles ربمـا انه هوسه مع الرياضة, لكن كان الامر صعباً لـ جاك
    CA: Yani bu Goldilocks gezegenleri arama takıntısı, su ve diğer şeyler için tam doğru konum yani, oldukça dar bir varsayım o hâlde. TED ك.أ: هذا الهوس بالبحث عن كواكب ذات درجة حرارة معتدلة يكون موقعها مناسباً مع توافر الماء وكل شيء آخر، هذا افتراض ضئيل الاحتمال ربما.
    Egzotik çay takıntısı mı yoksa kadehlerce tek malt içebilmesi mi? Open Subtitles هوسها بأنواع الشاي الغريبة أو قدرتها على شرب حبات الشعير المنفردة.
    Uyuyamayanların tek takıntısı vardır: Open Subtitles السبب بسيط :المصابين بالأرق لديهم هوس واحد
    Locke gördüğü harita üzerinde takıntısı gün ve gün büyüyordu, tüm soruların cevabının onda olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles تزايد هوس جون بالخريطة التي رأها مفكرا انها ممكن ان تحتوي على اجابات
    Sağlık, mutluluk ve ömür boyu Amerikan Müzikalleri takıntısı. Open Subtitles الصحة و السعادة و هوس دائم بالمسرح الموسيقي الأمريكي
    Ama İslam imparatorluğunun eskilerin bilgisini ortaya çıkarma takıntısı, ilaç gibi pratik konuların çok ötesine geçti. Open Subtitles لكن هوس الإمبراطورية الإسلامية لكشف علم القدماء تجاوز مجالات عملية كالطب
    Benim dikkatimi çeken ve bende böylesi bir devasa ölçek ekonomisini yakalayabilecek bir batarya icat etme takıntısı yaratan işte budur. TED إن هذا ما جذب انتباهي و استولى عليه إلى درجة أني أصبحت مهووس بابتكار بطارية تتمكن من الإستيلاء على هذا الاقتصاد الضخم.
    Spor takıntısı olmayan bir adamla konuşmak güzel olacak. Open Subtitles سيكون رائعاً الإقتراب من رجل غير مهووس بالرياضة
    Dedesini tanıma konusunda bir takıntısı oluşu ve Dan gerçekten hastaysa, ...bunu gerçekleştirecek fırsatı olmayacak. Open Subtitles ان جيمي مهووس لكي يعلم من هو جده الحقيقي واذا كان دان مريضا بالفعل انه من الممكن ان لايحصل علي الفرصه لكي يفعل ذلك
    En kötüsü, hayatımızı mahvediyorlar: Kilo takıntısı özellikle küçük yaştakilerde yeme bozukluklarına yol açıyor. TED في أسوأ الأحوال، تدمر حياة الناس: هاجس الوزن يؤدي إلى اضطرابات الأكل، خصوصاً في الأطفال الصغار.
    Hiç kimsenin açıklayamadığı bir çözüm olduğunu düşünüyorum, çünkü tüm insanlarda nehir cephesi takıntısı var. Open Subtitles أشعر قد يكون هناك حل التي ذكرها أحد، لأنها كل ذلك هاجس مع واجهة النهر.
    O ölünce takıntısı yüzünden annesine benzeyen cesetleri çıkarmaya başladı. Open Subtitles بعد موتها هوسه أجبره على استخراج جثث نساء يشابهن أمه
    Ve onun, kendi vücudumla onunkini ayırt edemediğim o ana takıntısı vardı. TED كان ينتابها الهوس في نفس اللحظة عندما لا أكون قادرة على معرفة الفرق بين جسدها وجسدي.
    Sydney'nin hayatı da normal. Yani, normal sayılır. Banka takıntısı hariç. Open Subtitles حياة سيدنى طبيعية,خارج نطاق هوسها بالمصرف.
    Peki bu kadının size olan takıntısı nedir? Open Subtitles إذاً ، ما الذي جعل هذه المرأة مهووسة بك ؟
    Eşi ile tutuklunun bir çeşit cinsel ilişki yaşadığına dair bir takıntısı olmuştu. Open Subtitles ثم صار مهووسًا بفكرة أن السجين على علاقة جنسية مع زوجته
    Arkadaşlar, Amerikan popüler kültüründe birçok siyah erkekte beyaz kadın takıntısı var gibi. Open Subtitles يا أصدقائي، في الثقافة الشعبية الأمريكية، العديد من الرجال السود مهووسون بالفتيات البيضاوات.
    Yoksa sen de, her sanat okulu fıstığı gibi Audrey Hepburn takıntısı mısın? Open Subtitles ام انك كاي معتوهه مهووسه باودري هيفرن كاي بنت في مدرسه الفنون ؟
    Tedaviyi bulmadaki bu takıntısı, çalışması, devam edebilsin diye. Open Subtitles لذا هذا هو هاجسه لإيجاد اللقاح عمله، سيستمر
    Sabunla ilgili bir takıntısı vardı. Open Subtitles بسبب ولعه بالصابون
    Zımba takıntısı vardı. Open Subtitles لقد كان مهوّس مع الدبابيس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد