Onun da tüm hayatı boyunca kilo takıntısı olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يصبح لديه هوس بشأن وزنه طوال حياته |
Şu anda, kültürümüzün şekille ilgili takıntısı hepimizi engelliyor. | TED | اليوم، هوس ثقافتنا بالصورة يعيقنا عن التقدم |
Sağlıksız bir takıntısı olan birine göre de iyi bir arkadaşsın. | Open Subtitles | و قد كنت رائعًا في معاملة شخص أنت مهووس للغاية به |
Bana ve erkek kardeşime güvenli bir dayanak sağlama takıntısı vardı. | TED | كان هاجس والدي الأول توفير قاعدة آمنة من أجل أخي ولي. |
Belki de spor takıntısı yüzünden Jack için çok zor oldu. | Open Subtitles | ربمـا انه هوسه مع الرياضة, لكن كان الامر صعباً لـ جاك |
CA: Yani bu Goldilocks gezegenleri arama takıntısı, su ve diğer şeyler için tam doğru konum yani, oldukça dar bir varsayım o hâlde. | TED | ك.أ: هذا الهوس بالبحث عن كواكب ذات درجة حرارة معتدلة يكون موقعها مناسباً مع توافر الماء وكل شيء آخر، هذا افتراض ضئيل الاحتمال ربما. |
Egzotik çay takıntısı mı yoksa kadehlerce tek malt içebilmesi mi? | Open Subtitles | هوسها بأنواع الشاي الغريبة أو قدرتها على شرب حبات الشعير المنفردة. |
Uyuyamayanların tek takıntısı vardır: | Open Subtitles | السبب بسيط :المصابين بالأرق لديهم هوس واحد |
Locke gördüğü harita üzerinde takıntısı gün ve gün büyüyordu, tüm soruların cevabının onda olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | تزايد هوس جون بالخريطة التي رأها مفكرا انها ممكن ان تحتوي على اجابات |
Sağlık, mutluluk ve ömür boyu Amerikan Müzikalleri takıntısı. | Open Subtitles | الصحة و السعادة و هوس دائم بالمسرح الموسيقي الأمريكي |
Ama İslam imparatorluğunun eskilerin bilgisini ortaya çıkarma takıntısı, ilaç gibi pratik konuların çok ötesine geçti. | Open Subtitles | لكن هوس الإمبراطورية الإسلامية لكشف علم القدماء تجاوز مجالات عملية كالطب |
Benim dikkatimi çeken ve bende böylesi bir devasa ölçek ekonomisini yakalayabilecek bir batarya icat etme takıntısı yaratan işte budur. | TED | إن هذا ما جذب انتباهي و استولى عليه إلى درجة أني أصبحت مهووس بابتكار بطارية تتمكن من الإستيلاء على هذا الاقتصاد الضخم. |
Spor takıntısı olmayan bir adamla konuşmak güzel olacak. | Open Subtitles | سيكون رائعاً الإقتراب من رجل غير مهووس بالرياضة |
Dedesini tanıma konusunda bir takıntısı oluşu ve Dan gerçekten hastaysa, ...bunu gerçekleştirecek fırsatı olmayacak. | Open Subtitles | ان جيمي مهووس لكي يعلم من هو جده الحقيقي واذا كان دان مريضا بالفعل انه من الممكن ان لايحصل علي الفرصه لكي يفعل ذلك |
En kötüsü, hayatımızı mahvediyorlar: Kilo takıntısı özellikle küçük yaştakilerde yeme bozukluklarına yol açıyor. | TED | في أسوأ الأحوال، تدمر حياة الناس: هاجس الوزن يؤدي إلى اضطرابات الأكل، خصوصاً في الأطفال الصغار. |
Hiç kimsenin açıklayamadığı bir çözüm olduğunu düşünüyorum, çünkü tüm insanlarda nehir cephesi takıntısı var. | Open Subtitles | أشعر قد يكون هناك حل التي ذكرها أحد، لأنها كل ذلك هاجس مع واجهة النهر. |
O ölünce takıntısı yüzünden annesine benzeyen cesetleri çıkarmaya başladı. | Open Subtitles | بعد موتها هوسه أجبره على استخراج جثث نساء يشابهن أمه |
Ve onun, kendi vücudumla onunkini ayırt edemediğim o ana takıntısı vardı. | TED | كان ينتابها الهوس في نفس اللحظة عندما لا أكون قادرة على معرفة الفرق بين جسدها وجسدي. |
Sydney'nin hayatı da normal. Yani, normal sayılır. Banka takıntısı hariç. | Open Subtitles | حياة سيدنى طبيعية,خارج نطاق هوسها بالمصرف. |
Peki bu kadının size olan takıntısı nedir? | Open Subtitles | إذاً ، ما الذي جعل هذه المرأة مهووسة بك ؟ |
Eşi ile tutuklunun bir çeşit cinsel ilişki yaşadığına dair bir takıntısı olmuştu. | Open Subtitles | ثم صار مهووسًا بفكرة أن السجين على علاقة جنسية مع زوجته |
Arkadaşlar, Amerikan popüler kültüründe birçok siyah erkekte beyaz kadın takıntısı var gibi. | Open Subtitles | يا أصدقائي، في الثقافة الشعبية الأمريكية، العديد من الرجال السود مهووسون بالفتيات البيضاوات. |
Yoksa sen de, her sanat okulu fıstığı gibi Audrey Hepburn takıntısı mısın? | Open Subtitles | ام انك كاي معتوهه مهووسه باودري هيفرن كاي بنت في مدرسه الفنون ؟ |
Tedaviyi bulmadaki bu takıntısı, çalışması, devam edebilsin diye. | Open Subtitles | لذا هذا هو هاجسه لإيجاد اللقاح عمله، سيستمر |
Sabunla ilgili bir takıntısı vardı. | Open Subtitles | بسبب ولعه بالصابون |
Zımba takıntısı vardı. | Open Subtitles | لقد كان مهوّس مع الدبابيس |