Bu takdire şayan, sayın delege. | Open Subtitles | مثلما سأكون مع أي شخص يخرق القانون في الشارع هذا مثير للإعجاب, أيها المفوّض |
O yanan kilise için yaptıklarınızı çok takdire şayan buluyorum. | Open Subtitles | حسنا، أنا أظن أنه مثير للإعجاب ما تفعله لتلك الكنيسة المسكينة التي احترقت. |
Çoğu juri bunu takdire şayan ve cesurca bulacaktır. | Open Subtitles | الكثير من المحلفين سيجدون بأن ذلك مثير للإعجاب وشجاعة |
O talihsiz olayın başka bir yan etkisi ki o durumu da takdire şayan bir şekilde karşıladığını belirtmeliyim. | Open Subtitles | الناتج المؤسف الاخر لتلك الحالة المؤسفة, التي قد أضيف ذلك, لقد عالجتها على نحو مثير للاعجاب |
Sabrınız takdire şayan ama pek de şaşılmayacak bir şey değil. | Open Subtitles | رزانتك مثيرة للإعجاب .. ولكن لا أرى أي مفاجأة. |
Çocuklar ağlıyor, kadınlar bağırıyor. Tebrikler, Sör Şövalye. takdire şayan bir gösteri. | Open Subtitles | الأطفال تبكي والنساء تصرخ هنيئًا لك، أيها الفارس إنه عرض جدير بالإعجاب |
Bu nedenle de iyi niyetten doğan teklifimin son derece takdire şayan olduğuna ve uzattığım zeytin dalını reddetmeyeceğinize inanıyorum. | Open Subtitles | وعلى هذا الأساس فأننى أمتدح نفسى بأن تلك الأقتراحات التى أقدمها بحسن نية جديرة بالثناء والذى لن يقودك الى رفض غصن الزيتون الذى أعرضه |
İster insanlara saygı duyarak, onları değerli, takdire şayan ve duyulmuş hissettirerek iyi hissettir, ister onları küçük hissettirme, aşağılama, saygısızlık yapma veya dışlama suretiyle küçük düşür. | TED | فإما أن تدعموا الآخرين باحترامكم لهم، وتشعروهم بأنهم محل تقدير وأن كلمتهم مسموعة، أو أن تحبطوهم وتجعلوهم يشعرون أنهم بلا قيمة، مُهانون أو مهملون أو منبوذون. |
Onu topluma kazandırma çabaların takdire şayan ama onu daha yeni tanıyorsun. | Open Subtitles | أن تبذلى الجهد لإعادته مرة أخرى للمجتمع فهو كما تعلمى شىء مثير للإعجاب لكنك بدأتى للتو التعرف عليه |
Acınası babam gibi mesela. Baban acınası bir halde mi yoksa biraz da takdire şayan mı? | Open Subtitles | أبوك مثير للشفقة أو ربما مثير للإعجاب |
Joan'a karşı dürüst olmak zorunda hissediyorsun kendini. takdire şayan. | Open Subtitles | تشعرين أن عليك التصارح مع " جون " هذا مثير للإعجاب |
Tek başına başardıkların takdire şayan. | Open Subtitles | ما حققتيه وحدكِ هو أمر مثير للإعجاب |
Ben, bence bir müzik aleti çalmayı istemen takdire şayan. | Open Subtitles | أتعلم, يا (بين) أعتقد أنّه مثير للإعجاب أنك تودّ تعلّم العزف على الآلات الموسيقية |
Bu bir şekilde takdire şayan, Colin. | Open Subtitles | "إنه أمر مثير للإعجاب ، "كولين |
Bu takdire şayan ama konferans vermeden önce her şeyin durulmasını bekleme taraftarıyım. | Open Subtitles | مثير للاعجاب لكن يجب تسوية كل الأمر قبل مؤتمر القادة |
Hep iş düşünüyorsun. Bunu yapman takdire şayan. | Open Subtitles | إدارتك للأعمال مثيرة للإعجاب |
Bu gerçekten takdire şayan, fakat buluşmanın amacı | Open Subtitles | هذا جدير بالإعجاب أن تتواصل معه لكن الغرض من هذا الإجتماع أن نحدد أين مصلحة رايموند |
İfade edilen düşünceler takdire şayan olsa da suçlamalar itiraz edilemez görünüyor, bu yüzden... | Open Subtitles | حسنًا، الآراء التي أُبديت جديرة بالثناء. ولكن آثار التهمة لا تقبل الجدل لذلك... |
iyilikseverliğiniz pek takdire şayan Senatör. | Open Subtitles | عطفك محل تقدير كبير أيها السيناتور |
Bizim kesimi böyle kucaklaman takdire şayan bir şey bence. | Open Subtitles | أتعلمين، أظن بإنها مثيرة للأعجاب الطريقة التي تبنيتي فيها عشيرتي |
Efendine sadakat yemini ettin, davranışın takdire şayan. | Open Subtitles | لقد اقسمت بالولاء لمعلمك هذا جدير بالثناء |