"takdire şayan" - Translation from Turkish to Arabic

    • مثير للإعجاب
        
    • مثير للاعجاب
        
    • مثيرة للإعجاب
        
    • جدير بالإعجاب
        
    • جديرة بالثناء
        
    • محل تقدير
        
    • هذا جدير
        
    • مثيرة للأعجاب
        
    • جدير بالثناء
        
    Bu takdire şayan, sayın delege. Open Subtitles مثلما سأكون مع أي شخص يخرق القانون في الشارع هذا مثير للإعجاب, أيها المفوّض
    O yanan kilise için yaptıklarınızı çok takdire şayan buluyorum. Open Subtitles حسنا، أنا أظن أنه مثير للإعجاب ما تفعله لتلك الكنيسة المسكينة التي احترقت.
    Çoğu juri bunu takdire şayan ve cesurca bulacaktır. Open Subtitles الكثير من المحلفين سيجدون بأن ذلك مثير للإعجاب وشجاعة
    O talihsiz olayın başka bir yan etkisi ki o durumu da takdire şayan bir şekilde karşıladığını belirtmeliyim. Open Subtitles الناتج المؤسف الاخر لتلك الحالة المؤسفة, التي قد أضيف ذلك, لقد عالجتها على نحو مثير للاعجاب
    Sabrınız takdire şayan ama pek de şaşılmayacak bir şey değil. Open Subtitles رزانتك مثيرة للإعجاب .. ولكن لا أرى أي مفاجأة.
    Çocuklar ağlıyor, kadınlar bağırıyor. Tebrikler, Sör Şövalye. takdire şayan bir gösteri. Open Subtitles الأطفال تبكي والنساء تصرخ هنيئًا لك، أيها الفارس إنه عرض جدير بالإعجاب
    Bu nedenle de iyi niyetten doğan teklifimin son derece takdire şayan olduğuna ve uzattığım zeytin dalını reddetmeyeceğinize inanıyorum. Open Subtitles وعلى هذا الأساس فأننى أمتدح نفسى بأن تلك الأقتراحات التى أقدمها بحسن نية جديرة بالثناء والذى لن يقودك الى رفض غصن الزيتون الذى أعرضه
    İster insanlara saygı duyarak, onları değerli, takdire şayan ve duyulmuş hissettirerek iyi hissettir, ister onları küçük hissettirme, aşağılama, saygısızlık yapma veya dışlama suretiyle küçük düşür. TED فإما أن تدعموا الآخرين باحترامكم لهم، وتشعروهم بأنهم محل تقدير وأن كلمتهم مسموعة، أو أن تحبطوهم وتجعلوهم يشعرون أنهم بلا قيمة، مُهانون أو مهملون أو منبوذون.
    Onu topluma kazandırma çabaların takdire şayan ama onu daha yeni tanıyorsun. Open Subtitles أن تبذلى الجهد لإعادته مرة أخرى للمجتمع فهو كما تعلمى شىء مثير للإعجاب لكنك بدأتى للتو التعرف عليه
    Acınası babam gibi mesela. Baban acınası bir halde mi yoksa biraz da takdire şayan mı? Open Subtitles أبوك مثير للشفقة أو ربما مثير للإعجاب
    Joan'a karşı dürüst olmak zorunda hissediyorsun kendini. takdire şayan. Open Subtitles تشعرين أن عليك التصارح مع " جون " هذا مثير للإعجاب
    Tek başına başardıkların takdire şayan. Open Subtitles ما حققتيه وحدكِ هو أمر مثير للإعجاب
    Ben, bence bir müzik aleti çalmayı istemen takdire şayan. Open Subtitles أتعلم, يا (بين) أعتقد أنّه مثير للإعجاب أنك تودّ تعلّم العزف على الآلات الموسيقية
    Bu bir şekilde takdire şayan, Colin. Open Subtitles "إنه أمر مثير للإعجاب ، "كولين
    Bu takdire şayan ama konferans vermeden önce her şeyin durulmasını bekleme taraftarıyım. Open Subtitles مثير للاعجاب لكن يجب تسوية كل الأمر قبل مؤتمر القادة
    Hep iş düşünüyorsun. Bunu yapman takdire şayan. Open Subtitles إدارتك للأعمال مثيرة للإعجاب
    Bu gerçekten takdire şayan, fakat buluşmanın amacı Open Subtitles هذا جدير بالإعجاب أن تتواصل معه لكن الغرض من هذا الإجتماع أن نحدد أين مصلحة رايموند
    İfade edilen düşünceler takdire şayan olsa da suçlamalar itiraz edilemez görünüyor, bu yüzden... Open Subtitles حسنًا، الآراء التي أُبديت جديرة بالثناء. ولكن آثار التهمة لا تقبل الجدل لذلك...
    iyilikseverliğiniz pek takdire şayan Senatör. Open Subtitles عطفك محل تقدير كبير أيها السيناتور
    Bizim kesimi böyle kucaklaman takdire şayan bir şey bence. Open Subtitles أتعلمين، أظن بإنها مثيرة للأعجاب الطريقة التي تبنيتي فيها عشيرتي
    Efendine sadakat yemini ettin, davranışın takdire şayan. Open Subtitles لقد اقسمت بالولاء لمعلمك هذا جدير بالثناء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more