Onlara terörden bahsediyorum, yeniden yapılanma sürecinden ve bunu takip eden İkinci Dünya Savaşı'ndan bahsediyorum. | TED | أُحدثهم عن الإرهاب ، الفترة التي تلت نهاية عصر البناء والتي استمرت حتى الحرب العالمية الثانية. |
2009 yılında İran'da gerçekleşen başkanlık seçimlerini takip eden aylarda, ülkenin dört bir yanında protestolar patlak verdi. | TED | في الأشهر التي تلت الانتخابات الرئاسية لعام 2009 في إيران، اندلعت الاحتجاجات بجميع أنحاء البلاد. |
Beni köpek gibi takip eden bir adamla yaşaydım çıldırırdım. | Open Subtitles | كنت مجنونة عندما عشت مع رجل كان يتبعني مثل الكلب |
Bütün gün o kızları takip eden silahlı adamlar var. | Open Subtitles | عندهم رجالِ بأسلحةِ يراقبون تلك الفتياتِ على مدار السّاعة. |
Adada kızını takip eden bir adama dair raporlar var. | Open Subtitles | يوجد بلاغ عن رجل يلاحق إبنتك على الجزيرة |
Beni 8 yaşından beri takip eden şey bir çocuk değil. | Open Subtitles | إلا اذا كان ذاك الولد يلاحقني منذ كنت بالثامنة من العمر |
Ama o sırada onları takip eden aslandan bihaberlermiş. | Open Subtitles | لكنهم لم يدركوا بأنّ الأسد يطاردهم. |
Bunu takip eden yıllar boyunca, Biyosfer 2'yi tasarlarken böyle destansı olaylar yaşandı. | TED | وعلى مدى السنوات القليلة التي تلت ذلك ، كانت هناك أساطير كبيرة حول تصميم بيوسفار 2. |
"Kitabın yayımlanması ve bunu takip eden protestolar..." | Open Subtitles | ولا يعرف ما إذا كان نشر الكتاب والأحتجاجات التي تلت ذلك |
takip eden günler, Noel gibiydi. | Open Subtitles | الأيام التي تلت ذلك كانت أيام عيد الميلاد |
Beni takip eden adamın ismini nasıl bulacağımı tabii ki. | Open Subtitles | . فهمتُ كيفية معرفة إسم الشخص الذي كان يتبعني |
Sanki ben Kaptan Hook'um ve o da süre işlerken beni takip eden timsah. | Open Subtitles | وكأنني الكابتن هووك وهو التمساح يتبعني على مدار الساعة |
Tabii bandodaki beni takip eden ürkütücü çocuğu saymazsak. | Open Subtitles | سوى انه بدون عضو تلك الفرقة البائسة الذي كان يتبعني طوال الطريق |
Çoğu odaya yerleştirilmiş mikrofonları takip eden adamlarım var. | Open Subtitles | لديّ رجال يراقبون كل الميكروفونات المزروعة في أغلب الغرف |
Büyükanneniz çıldırmış gibi gözlerini annenize dikti. Tıpkı bir fareyi takip eden kediye benziyordu. | Open Subtitles | و أقسم، جدتكم نظرت تلك النظرة الغاضبة المجنونة و أنطلقت وراء أمكم كقط يلاحق فأر. |
Önce Ray Billings sonra da şu takip eden adamı oraya çekilirken gördüm. | Open Subtitles | في البداية ذلك الضوء ثم الشاب الذي يلاحقني |
Geçenlerde yeraltı dünyasındaki bir vurma olayını takip eden polis Latin Amerikalı olduğu düşünülen bir kaçağı arıyor. | Open Subtitles | في ما يلي وقوع حادث طلق نار وشجار الشرطة تبحث عن الهارب ومن المعتقد أنه ذو جنسية لاتينية أمريكية |
Nereye bakarsanız takip eden gözlükleri takarak, tüm bedenin hissetmesini sağlıyorsunuz, gerçekten de oradaymışsınız gibi. | TED | عن طريق لبس هذه النظارات والتي تلاحقك أينما تنظر، ستحظى بهذا الاحساس على كامل جسدك، وكأنك في الواقع متواجد هناك. |
"Limuzin değiştirmekle uğraşma. Bizi takip eden yok. Çok zekiyim ben." | Open Subtitles | "لا أحد يضايقني بالليموزين لا أحد يتبعنا ، أنا ذكية جداً" |
Bakın, siz her adımınızı takip eden binlerce hayranı olan bir ünlüsünüz. | Open Subtitles | أنت شخص مشهور و لديك الآلاف من المعجبين . الذين يتبعون كل خطواتك |
Bu sabah onu takip eden bir adama saldırdınız. | Open Subtitles | هذا الصباح إعتديت على رجل كان يتبعها في الشارع |
onu takip eden e-postasına giren, telekulak kullanan ve haneye tecavüz eden, birinden şikayetçi olmuş. | Open Subtitles | كانت تشكو من ان هناك من يتعقبها يخترق بريدها الالكتروني ويتنصت عليها وإقتحم منزلها |
Herkes bilir ki hayallerini takip eden insanlar bir şekilde takıntılıdırlar. | TED | الكل يعرف أن من يتتبع شغفه يكون نوعاً ما مهووس ، و غريب نوعاً ما ؟ |
Bizi takip eden bir kurt vardı, yemin ederim. | Open Subtitles | لقد كان هناك ذئب يلحق بنا ، أقسم |
Seni takip eden adam. | Open Subtitles | الرجل الذى كان يتبعك |