Bir tanesi Rube Goldberg Makinesi'ne benzeyen talebe göre yazdırma makinesi. | TED | احداها هي آلة الطباعة عند الطلب, التي تبدو كآلة روب غولدبيرغ |
Ya da arayüz elemanları yüzeyde belirip talebe göre değişebilir. | TED | أو يمكن لعناصر الواجهة أن ترتفع خارج السطح وتتغير حسب الطلب. |
Çünkü talebe göre basıldı, ve bu açık materyal deposundan üretildi. | TED | لأنه طُبع عند الطلب وقد تم تطويره من هذا المخزن للمواد مفتوحة المصدر. |
Ayrıca benden çok kötü talebe olur. | Open Subtitles | وأيضاً، أعتقد أني سأكون تلميذ سئ جداً. |
Evet, talebe gibi indirdiler. | Open Subtitles | نعم، هَبطَ مثل تلميذ مدرسة. |
Bir cezalandırma olmayacak. Sadece talebe cevap vermeniz gerek. | Open Subtitles | هذا ليس حكم عقوبة عليك الرد على الالتماس فحسب |
Ama yüksek enflasyonun yüksek talebe eşlik etmemesi hem ekonomide sorunlara yol açar hem de er geç bir durgunluğa sebep olur. | TED | ولكن مستوياته المرتفعة التي تصاحب قلّة الطلب من شأنهما معًا أن يتسببا في مشكلة للبنيان الاقتصادي ويؤديا إلى الكساد. |
Bu da maliyet daha düşük ücretleri kestiği için daha da düşük talebe yol açarak bir kısır döngüye sebep olabilir. | TED | وبإمكان ذلك أن يؤدي إلى حلقة مفرغة من تقليل الدخول جراء خفض التكلفة، تقود في نهاية المطاف إلى إضعاف الطلب. |
İnsanlar ihtiyaçlarını tarif eder, talep değerlendirilir ve üretim bu talebe göre başlar. | Open Subtitles | يصف الناس احتياجاتهم، ويُقيَّم الطلب ويتم الانتاج بناءً على هذه المتطلبات. |
Sayın Yargıç, davacı bu talebe karşı tanığı temsil etmek istiyor. | Open Subtitles | سيدي القاضي، إن الإدعاء يطلب تقديم شهود لرفض هذا الطلب |
Gelişmede daha lüks evleri olan talebe arttırır. | Open Subtitles | و الإزدهار يُزيد الطلب علي المساكن الفاخرة |
Ki bu da bizi yüksek bir talebe karşılık yiyecek, benzin ve diğer ihtiyaçlarda... | Open Subtitles | الذي يتركنا مع مستوى عالي من الطلب مقابل ندرة العرض مثل الغذاء والغاز |
Basit bir hesap işi. Fiyatlar talebe göre değişir. | Open Subtitles | إنّه أمرٌ رياضيّ سهل، القيمة تأتي من الطلب |
Oraya koyacağınız jel miktarına göre farklı miktarlarda kemik üretebilirsiniz. O nedenle talebe bağlı bir prosedürdür. | TED | كما يمكنك أن تنمّي كميات مختلفة من العظم اعتماداً على كمية الهلام الذي ستحقنه هناك، وبالتالي فهذه المقاربة تشبه إلى حد ما إجراء عند الطلب |
Fakat talebe göre şart koşulabilir. | Open Subtitles | لكن يمكن أن يتم توفيره عند الطلب |
Eczaneler, bu ilaçtan 24 saat boyunca satsalar bile, yine de talebe yetişemezler. | Open Subtitles | الصيدليات تبيعة على مدار الساعة ولا يزال الطلب عليه كبيرا . |
- Kendisi talebe cevap vermek için burada. Gıyabi hüküm olmayacak. | Open Subtitles | إنها هنا للرد على الالتماس لا يوجد حكم غيابي |