Sonra bir adam gelip dergisinin bir nüshasının tamamını benim çizmemi önerdi. | Open Subtitles | ثم أتاني ذلك الرجل وعرض علي أن أقوم بعمل عدد كامل لمجلته. |
Seni şükran günü yemeğinin tamamını ızgarada bir yağ fıçısı ile yaparken izliyorum. | Open Subtitles | والآن، رأيتك تحضّر وجبة كاملة لعيد الشكر على مشواة صنعتها من برميل نفط. |
Resmi açıklama, jet yakıtının ürettiği yüksek ısının uçağın tamamını buharlaştırdığı şeklindedir. | Open Subtitles | التفسير الرسمى لذلك هو أن الحرارة الحادة من وقود الطائرة بخرتها بالكامل |
- Son demlerini yaşıyor zaten. - O blokun tamamını yeniden geliştirmeyi planlıyoruz. | Open Subtitles | هو في أيامه الأخيرة على كل حال نخطط لتطوير ما في الشارع بأكمله |
O gecenin tamamını silebilmeyi isterdim ve size bir özür borçluyum. | Open Subtitles | وأنتمى لو أستطيع أن أمحو تلك الليلة بأكملها. وأدين لكم بالاعتذار. |
Keşke senin tamamını alabilseydim aşkım, ama ne yazık ki yapamam. | Open Subtitles | أود ان آخذ جسدك كله يا حبيبي و لكني لا أستطيع |
Bunun tamamını üstlenmek o kadar büyük bir mes'ele değil. | TED | و فكرة تحدي كرة الشمع كلها ليست بالأمر الكبير |
Ve bütün bunlar çalışma alanının tamamını gözden düşürmek için yeterli midir? | Open Subtitles | وهل تعتقد أن هذا كافي لتشويه سمعة مجال كامل من الدراسة ؟ |
Hüküm vermeden önce, sadece kitabın tamamını okur musun lütfen? | Open Subtitles | قبل أن تحكمي عليها.. من فضلك هلّا قرأتِ كامل الرواية؟ |
Zaten biliyordun... Oyun geçmişimin tamamını. Sadece bir tahmin değildi. | Open Subtitles | كنت تعرف أصلاً كامل تاريخي في اللعب، لم يكن تخميناً |
Bir odanın tamamını kaplayan bir bilgisayar, artık cebinize sığıyor. | TED | ذلك ما جعل حاسوبا بحجم غرفة كاملة يتسع الآن له جيبك. |
Nancy, senin için zor bir durum olduğunu biliyorum ama bu konuyu çözmem için resmin tamamını görmem lazım. | Open Subtitles | نانسى، انا اعرف مدى صعوبة الامر بالنسبة لك لكننى بحاجة الى صورة كاملة اذا كنت سأحقق فى هذا الامر بطريقة لائقة |
İmzalarsam, kitap gereksiz olsa da, elbette sana paranın tamamını ödeyeceğim. | Open Subtitles | إن فعلت فسأدفع لك بالكامل طبعاً إن أصبح الكتاب غير ضرورياً |
Harçlığımın tamamını Atlara Adalet için çabalayan Tuzukurular'a tahsis ettim. | Open Subtitles | انا كرست اجازتي بالكامل من اجل حياة الهيب وحقوق الخيل |
Ve Batı Avrupa'dan Orta Doğu'ya Afrika'nın bazı bölümlerini ve Akdenizin tamamını kapsayan her yöne binlerce kilometre uzanan bir bölgeyi yönetiyordu. | Open Subtitles | و هو يحكم منطقة تمتد لالاف الاميال من غرب اوروبا و الشرق الاوسط مرورا باجزاء من افريقيا و البحر الابيض المتوسط بأكمله |
Demek istediğim bir kitabı aldığımda onun tamamını bitirene kadar bırakamıyorum. | TED | أقصد أنه ما أن أحمل احدى الكتب لا أستطيع أن أضعه حتى أنتهي من قراءته بأكمله |
Tek başına bütün konvoyumu vurdun. Ama malın tamamını yaktın. | Open Subtitles | لقد ضربتي قافلتي بأكملها لوحدكِ لكنّكِ تركتِ البضاعة تحترق، لماذا؟ |
Bir konuşmanın tamamını sadece ortasuda yaşayan yaratıklara ayırabilirdik. | TED | بإمكانك أن تقوم بإلقاء محاضرة بأكملها عن الكائنات التي تعيش في منتصف المياه |
İşin tamamını biz yaptıysak... elmasların tamamı neden bizde kalmasın? | Open Subtitles | أعتقد بما أننا قمنا بالعمل كله فإننا سنحتفظ بالماس كله |
Bu havuzunun bir kısmı, uç tarafında bulunan bir kunduz yuvası tarafından da, ekosistemin tamamını cok hassas bir denge içinde tutacak şekilde oluşturulmuştur. | TED | تشكلت أيضا في جزء من قبل سد القندس في نهاية واحده مسكت النظام البيئي كله في توازن دقيق جداً. |
Yol boyunca stratejik bir yakıt yedekleme ile 23 parsek yolun tamamını gidebilirsin. | TED | مع بعض الوقود الاستراتيجي التخزين المؤقت على طول الطريق، كنت قد تكون قادرة على اجعلها كلها 23 فرسخ نجمي. |
- Teyla... - Binbaşı? Sence burnumuzu sokmadan önce planlarının tamamını dinlesek iyi olmaz mı? | Open Subtitles | تيلا،يجب أن نستمع إلى خطتهم الكاملة قبل طعن الفتحات فيه. |
Bunun tamamını vadesiz bir hesaba yatırmak istediğinize emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك تريد المبلغ كاملاً في حساب جار؟ |
Hatta o zaman bile öykünün tamamını öğrenemeyebilirsiniz. | Open Subtitles | ..و حتى إن فعلت ذلك ، ربما تظل غير مُلِمٍ بالقصة كاملةً |
Yansıtılmış figürde ise, anatominin tamamını yorumlamış ve onu parıltılarla kaplayıp şekerleme gibi göstermiş. | TED | في الشكل المعكوس، يقوم برسم التشريح كاملا وتغطيته بمادة لامعة، مما يجعله يبدو كالحلوى. |
Hayalet uzuv ve hayalet ağrıyı tam olarak anlayabilmek için uzuvdan beyne uzanan yolun tamamını göz önünde bulundurmalıyız. | TED | للفهم الكامل للأطراف الخيالية والألم الخيالي، يجب أن نضع في الاعتبار المسار الكامل من المخ حتى الطرف. |
Verilen kararın tamamını okumadan yorum yapmayacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتهم أنه لن نصرّح بشيئ قبل الإطلاع على بيان المحكمة بكامل حذافيره |
Şurayı temizledim. Başladıysam. Sanırım tamamını yapmak zorundayım. | Open Subtitles | نظفت بقعه هنا أظن على تنظيف وجهك بكامله |
Kendime geldiğimde düşman askerlerinin tamamını öldürdüğümü fark ettim. | Open Subtitles | ..عندما عدت الى وعيى أكتشفت أننى قتلت مجموعه كامله بيد واحده |