Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
Sheldon ile tanışmadan önce ben de vazgeçmeye hazırdım. | Open Subtitles | قبل أن أقابل شيلدون، كنت مستعدة للإستسلام أيضاً |
Karl'la tanışmadan önce hayat nedir bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف شيئا من الحياة قبل التقيت كارل. |
Benimle tanışmadan önce, sıradan bir Cuma gecesi senin için nasıl geçerdi, bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ماذا كانت تشكل ليلة الجمعة بشكل طبيعي بالنسبة لك قبل أن تلتقي بي |
Diğer personelle tanışmadan önce dinlenmek isteyeceğinizden eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك تريد قليلا من الراحة والإنتعاش قبل مقابلة باقي الموظفين |
Bu gece seninle tanışmadan önce, kız kardeşim bana hep aklımı kurcalayan fakat... sormaya hiç cesaret edemediğim bir şey söyledi. | Open Subtitles | الليلة قبل أن التقي بكِ قالت لي أختي شيئا على العشاء أن في داخلها شيء ولكنها لم تجرؤ على قوله |
Biz tanışmadan önce ruhsuz ve acımasız bir kadınla evlenmiştin. | Open Subtitles | المشاكسة عديمة الروح التي كنتَ متزوج منها قبل أن نلتقي |
Böylece misafirler, ev sahipleriyle tanışmadan önce çevreye alışacaklar. | Open Subtitles | حتى يتسنّى لهم التعوّد على البيئة قبل لقاء المستوطنين هناك |
Benimle tanışmadan önce aşırı orgazm bile olmuyordun. | Open Subtitles | لم تكوني تشعري بلذة الجماع قبل مقابلتي اليس كذلك ؟ |
Babam Isabelle ile tanışmadan önce annem de böyle hissediyordu. | Open Subtitles | نعم. هذا هو شعور أمي قبل أن يلتقي أبي أزابيلا. |
Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
Bunu söylemiştim sana. Seninle tanışmadan önce yoktum . | Open Subtitles | أخبرتك بأني لم أكن موجودة قبل أن ألتقي بك |
Babanla tanışmadan önce nereye ait olduğumu bilmeyen kayıp bir ruh gibiydim. | Open Subtitles | قبل أن أقابل والدك، كنت روحا ضائعة بدون أي هدف بالحياة. |
Yaratımcımla tanışmadan önce itiraf etmek istediğim bir şeyler var. | Open Subtitles | قبل أن أقابل خالقي، لديّ بعض الأشياء أريدالإعترافبها.. |
Ronnie'yle tanışmadan önce hayatımın her bir gününde tam olarak neler yaşayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | ما هو طبيعي بالنسبة لنا بعد الآن. قبل التقيت روني، كنت أعرف بالضبط ما كان يحدث أن يحدث كل يوم في حياتي. |
Benle tanışmadan önce onca yıl iyi idare etmişsin. | Open Subtitles | لقد تدبّرتَ أمركَ جيداً لمدّة طويلة قبل أن تلتقي بي |
Doktorunla tanışmadan önce mutlaka üstünden geç. | Open Subtitles | بل الأكثر ستتخطى الأمر قبل مقابلة الطبيب |
Sizinle tanışmadan önce geleceğime dair hiç umudum yoktu. | Open Subtitles | قبل أن التقي بك لم يكن لدي أية أمل في مستقبلي |
Bu doğru değil. Onu biz tanışmadan önce almıştın. | Open Subtitles | هذا ليس حقيقي ، لقد كان لديكِ قبل أن نلتقي. |
Masumiyet. Georgie ile tanışmadan önce bende de vardı. | Open Subtitles | البراءة، هذا ما كنت أملكه قبل لقاء (جورجي) |
Seninle ve Pepper'la tanışmadan önce hayal bile edemeyeceğim bir şeydi bu. | Open Subtitles | شيئ لن اكن احلم فيه قبل مقابلتي لك وبيبر |
Babamın annemizle tanışmadan önce bir kadına âşık olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفين أن والدنا كان مغرما بإمرأة قبل أن يلتقي أمنا |
Seninle tanışmadan önce birkaç kızla çıktım. Avukat olmaktan hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | واعدت بضعة بنات سكانكي قبل أن أقابلك أنا لا أحبّ حقا أن أكون محامي |
Kendisi ile tanışmadan önce kocama bir bebek doğurduğumu hiç söylemedim. | Open Subtitles | انا لم اخبر زوجي أبداً, أنني أنجبت طفلاً قبل أن نتقابل. |
Hayır, hayır. Diğerini diyorum, biz tanışmadan önce yazdığın makale. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لا، الآخر، منذ سنوات قبل لقائنا |
Asıl soru, tanışmadan önce ne kadar acı çekeceğin. | Open Subtitles | السؤال الوحيد المطروح هو، كم ستتألمُ قبل مقابلته. |
Seninle tanışmadan önce sorun değildi. | Open Subtitles | تلكَ لم تكُن مشكلة تواجهني قبلما أقابلكِ. |