Biriyle tanışması gerekiyormuş ama kimmiş bilmiyormuş. | Open Subtitles | يريد أن يقابل شخصاً آخر ولكن لا يعلم من يكون |
Eski erkek arkadaşın yeni kocayla tanışması. | Open Subtitles | الصديق القديم يقابل الزوج الجديد |
Phoebe'yi Mike'ın ailesiyle tanışması için hazırladım. | Open Subtitles | إنتهيت من مساعدة فيبي على ارتداء الملابس للقاء أهل مايك. |
Oğlunu, başka erkeklerle tanışması için, hamama götürmek yok. | Open Subtitles | لن نأخذ ابنه إلى حمامات البخار المحلية للقاء الرجال |
düşünüyorum ve bence dünya barışı için ilk adım, insanların birbirleriyle tanışması. | TED | وأعتقد أن هذه هي أولى خطوات السلام العالمي بأن يلتقي الناس مع بعضهم البعض. |
Hastaların tanışması hassas bir durumdur, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه وضع حساس حينما يلتقي المرضى, صحيح؟ |
Şehre gelecek kadar ciddi, ve ikinizin de tanışması gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | جاد لدرجة اننا كنا نعبر البلدة بالسيارة و ظننت انه يجب ان تلتقيا |
Gelin. Müfettiş Orlo'nun ortaklarımla tanışması lazım. | Open Subtitles | هيا , المفتش " آرلو " يجب أن يقابل شركائه |
Dışişleri Bakanlığı ikin gün içinde sessizce müsteşarı Leon ile tanışması için gönderiyor. | Open Subtitles | وزارة الخارجية ترسل سرًا وكيل الوزارة كي يقابل "ليون" خلال يومان |
Çünkü hayat kısa ve tüm ihtişamıyla yerle bir olan bu dünyada, kişinin kendi dehasını, kendi cazibesini, kendi şüpheli ahlakını paylaşan biriyle tanışması çok ama çok güç. | Open Subtitles | لأن الحياة قصيرة جداً، ومن النادر جداً أن يقابل المرء وأن يجد شخصاً يشاركه ذكاءه وسحره، وقانونه الأخلاقي المريب في عالم فاشل بشكل مهيب. |
Leonard ile gayet iyiyiz ama sanırım Raj'ın acilen bir kızla tanışması lazım. | Open Subtitles | لكني أظن أن (راج) عليه أن يقابل فتاة قريباً جداً |
Yeni insanlarla tanışması gerek. Neden? | Open Subtitles | تحتاج للقاء أشخاص جدد، لماذا؟ |
- Herkesin küçük Calvin'le tanışması için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الأنتظار الكل جاء للقاء الصغير (كالفن) |
Bence bu işlemi yaparken bunun bir kızla bir erkeğin tanışması hikâyesi olduğu kısmı unutuyorsun. | Open Subtitles | وأظن انه في خضم ذلك, نسيت أنه هناك قصة فتى يلتقي بفتاة |
Yani Tanrı'yla mutlu bir şekilde tanışması için onu rahat ettireceğiz? | Open Subtitles | لذلك فأننا نعد له مكان حميم حتى يكون سعيد عندما يلتقي بالله؟ |
Nicki'yle tanışması da harika olur. | Open Subtitles | وسوف يكون جميلا له (ان يلتقي بـ (نيكي |
Düşündüm de, ikinizin tanışması iyi olur. | Open Subtitles | وحسبت أن عليكما أن تلتقيا |