Bana kızmıştı çünkü, sürekli olarak ona binamın girişinde tanıştığım bir çocuktan bahsediyordum. | Open Subtitles | لا , إنها غاضبة لأني أواصل التحدث عن شاب قابلته في بهو بنايتي |
Spor salonunda tanıştığım bir arkadaşımı seninle tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أود ان أقدم لكِ صديق قابلته في الجمنازيوم |
Barnes Noble kitapçısında tanıştığım bir dişçi. İşini sahiden iyi biliyor. | Open Subtitles | إنه طبيب الأسنان الذي قابلته في حفلة أعرف مساؤه الحقيقة |
İnternette tanıştığım bir adamla bir şeyler içecektik ama beni ekti. | Open Subtitles | من المفترض أن أخذ شراب مع هذا الرجل الذي قابلته على الأنترنت وقد اوقع بي |
Ben bu barmenlik sınavını markette tanıştığım bir adammış gibi ezip geçeceğim. | Open Subtitles | لأنني سوف أتقن أختبار الساقين هذا مثل ذاك الشاب الذي قابلته في محل البقالة |
Ev teşhirinden tanıştığım bir adam. | Open Subtitles | أنه هذا الشاب الذي قد قابلته في صالة إستقبالي |
Ardından geçen gece partide tanıştığım bir adama rastladım. | Open Subtitles | وبعد ذلك رأيت فتى قابلته في الحفله الاسبوع الماضي |
Seri ilanlarda tanıştığım bir adamla aynı evde kalıyorum. | Open Subtitles | أنا أبيت مع رجل قابلته في حانة "كراجيل ليست". |
Kilisede tanıştığım bir oğlanla çıkmak istediğim için üzgünüm! | Open Subtitles | أنا أسفة جداً لأني أريد الخروج بصحبة فتى قد قابلته في الكنيسة! |
İngiltere'de tanıştığım bir piyade subayıydı. | Open Subtitles | لقد قابلته في إنجلترا ضابط مشاة |
Sara, dairende tanıştığım bir adam vardı. | Open Subtitles | ..سارة)، أتذكرين الرجل) الذي قابلته في شقتك؟ |
Yalnızca internetten tanıştığım bir kaç çocuk. | Open Subtitles | مجرد شخص قابلته في الانترنت |
Kulüpte tanıştığım bir çocukla. | Open Subtitles | شخص قابلته في النادي |
Bir süredir, kişisel ilanlar sayesinde tanıştığım bir adamla çıkıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أخرج مع ذلك الرجل الذي قابلته الإعلان الذي نشرته في قسم التعارف العاطفي... |
Yemek festivalinde tanıştığım bir adamlaydım. | Open Subtitles | كنت مع الرجل الذي قابلته بحفل النبيذ |