Bu fotoğraf onun bu adamla tanıştığını gösteriyor sadece, değil mi? | Open Subtitles | تمهل .. تمهل هذه الصورة تؤكد لنا انها قابلت الشخص المنشود.. |
Kısacası bir zamanlar bir kadınla tanıştığını ve aşık olduğunu varsayabilirim. | Open Subtitles | ما يعني أنه بوقتٍ ما بالماضي قابلت امراة ووقعت في غرامها |
Eğer birisinin Kira ile tanıştığını söylersen polisin sana inanacağını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن الشرطة سيصدقونك إذا قلتِ بأنكِ تعرفي شخصاً قابل كيرا |
Seninle bütün gün edebiyat konuşmak isteyen, çekici biriyle tanıştığını söyle. | Open Subtitles | قولى لهم انك قد التقيت برجل فاتن يريد ان يحدثكم عن الادب طوال اليوم |
O sırada şehrin varoşlarında Arthur Odile'e bu yolda yürüyen bir ahbabıyla nasıl tanıştığını anlattı... | Open Subtitles | في هذه الأثناء ، على مشارف المدينة آرثر اخبر أوديل كيف التقى ذات مرة صديق يمشي بهذه الطريقة |
Bu adamla tanıştığını, birkaç haftalığına çok sevdiği Avustralya'ya gideceklerini yazıyordu. | Open Subtitles | قالت انها التقت برجل وانه سيأخذها لمكانها المفضل أستراليا لمدة أسبوعين |
Kısacası bir zamanlar bir kadınla tanıştığını ve aşık olduğunu varsayabilirim. | Open Subtitles | ما يعني أنه بوقتٍ ما بالماضي قابلت امراة ووقعت في غرامها |
"Delikanlının bir düşesle kızın da bir milyonerle tanıştığını sanmasının hikâyesi." | Open Subtitles | إنها قصة شاب يظن بأنه قابل دوقة وفتاة تظن بأنها قابلت مليونير. |
Çocuklarına, anneleriyle garsonluk ederken tanıştığını mı söyleyeceksin? | Open Subtitles | استقول لأولادك انك قابلت امهم حين كانت تعمل نادلة في بار الاجراس |
Çalışmak zorunda olduğunu ya da güzel bir kızla tanıştığını söyle. | Open Subtitles | أخبره أنك يجب أن تعمل أو قابلت فتاه جميله |
Kızım Rachel ile tanıştığını zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك قد قابلت ابنتي راشيل من قبل |
Kızım Rachel ile tanıştığını zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك قد قابلت ابنتي راشيل من قبل |
O ne dedi? Kurbanla aşağıdaki barda tanıştığını söyledi. | Open Subtitles | يدّعي بأنّه قابل الضحيّة في الحانة في الطابق السفلي. |
Biriyle tanıştığını yazmıştın. Yürümedi mi? | Open Subtitles | كتبت بأنك التقيت بإحداهن, هل أفلح الأمر؟ |
Okulun çok yoğun olduğunu, bir çocukla tanıştığını ve seni ... | Open Subtitles | قولي أنك لا ترغبين في المدرسة بعد الآن وأنك التقيت برجل وانه أعطاك تذكرة إلى أديلايد |
Aşıkların nasıl tanıştığını değil nasıl trajik bir şekilde ayrıldıklarını. | Open Subtitles | ليس كيف التقى الحبيبين، بل النهاية المفجعة لعلاقتهما. |
13 yaşındaydı, bir arkadaşımın kuzeniydi ve bana evleneceği adamla gelişigüzel tanıştığını söyledi. | TED | كانت في الثالثة عشر من عمرها، كانت صديقة ابنة عمي الصغيرة وقالت لي بعفوية أنها التقت بالرجل الذي ستتزوجه. |
O yüzden dinle, asil olanı yap ve ona başka birisiyle tanıştığını söyle. | Open Subtitles | لذا, اسمعي افعل الشئ الصحيح وقومي بإخباره أنّكِ قابلتِ شخصاً آخر |
Benim bahsettiğim "Shaw", Auriol'da seninle tanıştığını sanıyor. | Open Subtitles | ذلك المدعو (شو) يعتقد أنه قابلك في (أوريول) |
Canım kızım, ne kadar az delikanlıyla tanıştığını ve hayatının ileriki aştı-yedi yılında senin ne gibi imtihanların beklediğini düşününce | Open Subtitles | عزيزتي ,عندما أفكر بقلة الأشخاص الذين إلتقيت بهم في السنوات الست و السبع القادمة الإغراءات التي ستواجهينها |
Gizli muhbirinin onunla yeni tanıştığını mı söylemiştin? | Open Subtitles | أخبرتني بأن مـُـخبرك ألتقى بها منـُـذ فترة قصيرة؟ |
Kızıyla zaten tanıştığını bunu ne tür bir aldatmaca olduğumu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأنه إلتقى بإبنته وسألني عن الحيلة التي أحاول ممارستها؟ |
Ama sakın üstüne alınma. Dün de, daha önce 29 kez benle tanıştığını söyleyen biri ile toplantım vardı. | Open Subtitles | بالأمس تقابلت مع شخص يقول إننى قابلته 29 مره من قبل |
İnsanlarının %20'sinin eşleriyle işte tanıştığını biliyor musun? | Open Subtitles | هل كنت تعلم بان 20% من الناس يلتقون بشركاء حياتهم في العمل؟ |
Pazartesi işe gittiğinde onlara başkasıyla tanıştığını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | عندما تذهبي للعمل يوم الاثنين يمكنكِ أن تقولي لهن أنكِ قابلتي شخصاً آخر |