Bu gece sizi yeni ekibimle tanıştırmak için çağırdım. | Open Subtitles | دعوتكم الليلة لأقدمكم لفريقي الجديد، |
Ailemle tanıştırmak için. Doğum günü yemeğim. | Open Subtitles | لتقابل أبواي هذا العشاء بمناسبة عيد مولدي |
Garson kızı ana babayla tanıştırmak için biraz erken değil mi sence de? | Open Subtitles | الأمر سريع نوعا ما إلى نادلة لتقابل الأم و الأب ألا تظن؟ |
Bunu beni Victor'a tanıştırmak için avantaj olarak kullanalım bir anlaşma yaparız ve onu tutuklarız. | Open Subtitles | دعونا نستقل ذلك... نستخدمه ليقدمني إلى (فيكتور)، نُبرم صفقة، ونعتقله. |
Asıl önemli olan şey, benim buraya seni Elle Dallas ile tanıştırmak için gelmiş olmam. | Open Subtitles | مايهم هو اني اتيت الى هنا شخصيا لأقدمك لـ إل دالاس |
Bu yaz, onu ağabeyleri ve seninle tanıştırmak için... Montana'ya getirecek. | Open Subtitles | فى هذا الصيف سيحضرها . الى مونتانا كى تقابلكم كلكم |
Kimse Meredith Palmer'ı kraliçeyle tanıştırmak için operaya falan götürmüyor. | Open Subtitles | أنا أعرف من أكون لا أحد يصطحب "ميرديث بالمر" إلى الأوبرا لتقابل الأميرة |
Aslında, buraya seni torunumla tanıştırmak için geldik, Bart. | Open Subtitles | -كلا ! بالواقع، أتينا لتقابل حفيدي، (بارت) |
Annenle tanıştırmak için eve şimdi mi kız getirilir? | Open Subtitles | أتجلب فتاة لتقابل أمك ... . الآن؟ |
Ade' i Maisy ile tanıştırmak için iyi bir zaman diye düşündüm. | Open Subtitles | ولكنني ظننت فقط أنه سيكون وقتا جيدا لتقابل (إيد) (مايسي). |
Seni köpeklerim ve sincaplarımla tanıştırmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | ! اوه (بيتر) لا أستطيع الإنتظار لتقابل |
Bebişimin babası olarak sizi tanıştırmak için heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | أجل ، وكُنت أشعر بحماس كبير لأقدمك إليه كوالد طفلي |
Bu yaz, onu ağabeyleri ve seninle tanıştırmak için... | Open Subtitles | فى هذا الصيف سيحضرها . الى مونتانا كى تقابلكم كلكم |