tanıdık bir şeyleri çağrıştırıyorsa, o dönemlerde ben de Beatles dinlediğim içindir. | TED | إذا كان يبدو مألوفاً فلأنني كنت في نفس الفتره أستمع إلي البيتلز. |
tanıdık bir yüz görüp çıkaramasanız bile, bu bile dikkate değerdir. | Open Subtitles | حتى إن رأيتم أحداً يبدو مألوفاً ولا يمكنكم التذكر جيداً حتى هذا أمر مهم |
En azından. ...tanıdık bir yuz görmeliyim. -Şey-- | Open Subtitles | وبفضلك هناك 8 آلاف حضور فأريد رؤية وجهاً واحداً مألوفاً |
Senden tanıdık bir şey görürsen söylemeni istiyorum. Selam. | Open Subtitles | وأنت تقول لي إذا كنت ترى أي شيء يبدو مألوفا. |
Nate! tanıdık bir yüz gördüğüm için çok mutluyum. | Open Subtitles | نايت , كم أنا سعيدة لأنني أرى وجها مألوفا |
USB çok iyi şifrelenmiş ama tanıdık bir kod parçası görecek kadar kırmayı başardım. | Open Subtitles | الفلاش مشفر بشكل كبير لكنني اخترقت بشكل كافي للحصول على نظرة لشفرة مألوفة |
Şimdi de geri döndü. Demek istediğiniz buysa tanıdık bir yüz görmek istiyor olabilir. | Open Subtitles | والآن قد عادت أنا وجه مألوف بالنسبة لها |
Kasiyer tanıdık bir yer olacağını söyledi. | Open Subtitles | .القابض قال أنه سيكون في مكان مألوف لدينا |
İzole edilen insanların listesine göz atıyordum ve tanıdık bir isme rastladım. | Open Subtitles | لقد مررت على قائمة أسماء مَن تم عزلهم ووجدت إسماً مألوفاً |
Balık,eğer tanıdık bir yüz görmezse asla saklandığı yerden çıkmayacaktır. | Open Subtitles | ذلك الذكي لن يكشف لكم إصبعاً من يده مالم يرَ وجهاً مألوفاً |
Ölümün tanıdık bir yüzü olduğunu biliyordum ama seninkini düşünmemiştim. | Open Subtitles | كنت أعرف دائماً أن الموت سيأتي من وجها مألوفاً ولكن ليس وجهك. |
Çünkü o an onlar için tanıdık bir sima olduğumu fark ettim. | Open Subtitles | لانه في تلك اللحظة اوضحت لهم اني سأصبح وجهاً مألوفاً لديهم |
Bazen sadece tanıdık bir ses duymak içindir. | Open Subtitles | أحياناً, يحتاجون أن يسمعوا صوتاً مألوفاً فحسب |
tanıdık bir şeydi, tüm hayatım boyunca bildiğim bir şey. | Open Subtitles | لقد بدا مألوفاً جداً شئ عرفته طوال حياتي |
Bir arama modeli oluşturup tanıdık bir şeyler çıkana kadar caddelere bakacağız. | Open Subtitles | سنقوم ببحث عبر هذه الشوارع حتى نجد شيئاً يبدو مألوفاً. |
Ölümün tanıdık bir yüzü olduğunu biliyordum ama seninkini düşünmemiştim. | Open Subtitles | دائمًا ما عرفت أن الموت يرتدي وجهًا مألوفا ولكن ليس وجهك |
tanıdık bir yüz bana bakıyordu. | Open Subtitles | ثم هناك وأبوس]؛ ق وجها مألوفا في بعض الأحيان. |
USB çok iyi şifrelenmiş ama tanıdık bir kod parçası görecek kadar kırmayı başardım. | Open Subtitles | الفلاش مشفر بشكل كبير لكنني اخترقت بشكل كافي للحصول على نظرة لشفرة مألوفة |
Onda gerçekten tanıdık bir şeyler olduğunu düşünüyorum | Open Subtitles | أشعر أنه مألوف بالنسبة لي |
Bilime bağışlayabildiğim her şeyimi bağışladıktan sonra parçalarımın tanıdık bir yere ebediyete kadar çürüyeceğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم أن باقي أجزاء جسدي بعدما أتبرع بأي شيء منها إلى العلم سوف تتعفن للأبد في مكان مألوف |