Ve kesinlikle ne Crick ne de ben kimyacıydık, bu sebeple bir model inşa etmeye giriştik. Francis, Wilkins'i tanıyordu. | TED | وبالطبع لم نكن لا أنا ولا كريك كيميائيين، لذا حاولنا بناء مجسم. ولقد عرف هو.. فرانسيس عرف ولكنز. |
Barmen yüzlerini tanıyordu, mahalledekilerin çoğu isimlerini biliyordu. | Open Subtitles | عرف عامل البار وجوههم بينما أكثر رجال الحى عرفوا أسمائهم |
Kurbanın yüzünü kapatmak için kullanılmış ki bunun diğer anlamı, katil kurbanı tanıyordu. | Open Subtitles | يبدو أنّها إستعملت لتغطية وجه الضحية، وهي علامة أخرى أن القاتل كان يعرفها. |
Seni tanıyordu, Jared. Anonim biri olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد كان يعرفك, جاريد لقد كنت أعتقد أنك مجهول |
Ve onun öyle söylemesinden son derece güven aldım, cünkü beni çok iyi tanıyordu. | TED | واستمديت الثقة من كلامه ذاك، لانه كان يعرفني جيدا. |
Dizzy Gillespie adında bir adam burada çalmaya geldi, çünkü şurada oturan, Marty Ashby adındaki adamı tanıyordu. | TED | و حضر رجل يدعى ديزي جيليسبي ليعزف هناك لانه كان يعرف هذا الرجل هنا مارتي اشبي. |
-Sence Darlene Zodiac'ı tanıyor mu? Ve Zodiac da Darlene'i tanıyorsa belki Mageau da Zodiac'ı tanıyordu. | Open Subtitles | واذا كان الزودياك يعرف دارلين اذن ربما ماجو يعرفه ايضا |
Parlak biri olduğunu biliyordum. O da beni tanıyordu. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه طالب بارع جداّ ولا بدّ أنه عرفني |
Mantıklı. Belli ki Sandersonlar'ı ve evi tanıyordu. | Open Subtitles | عرف عائلة ساندرسن ومن الواضح انه يعرف ذلك المنزل |
Spik e Kenedy'yi ve kardeşi Sam'i neredeyse herk es tanıyordu. | Open Subtitles | عرف الجميع من كان سبايك كيندي .وأخاه سام كانوا بآسين |
Taklitçi, babanı burayı bilecek kadar iyi tanıyordu. | Open Subtitles | القاتل المقلّد عرف أبيكِ لدرجة كافية لأن يعرف هذا المكان |
Hayatının aşkı, Sarah. Onu bir aydır tanıyordu. | TED | كانت هي حب حياته، سارة. لقد كان يعرفها منذ شهر. |
- Onu tanıyordu. - Onunla bağlantı kuracağımızı biliyordu. | Open Subtitles | إنه يعرفها انه يعرف أننا يمكننا أن نربط بينهما |
Diyelim ki onu tanıyordu. O kadar ciddi olamaz bu olay. | Open Subtitles | لنفترض بأنه كان يعرفها ليس الأمر خطيراً |
Muhtemelen onu tanımazsın, ama o seni tanıyordu. | Open Subtitles | ربما لا تعرف هذا ولكنّه كان يعرفك |
5 yaşından önce seni tanıyordu. | Open Subtitles | كان يعرفك قبل ما تكون في الخامسة |
Onunla gerçekten arkadaşça yazışmaya başladım. Seninle o kadar çok tartışıyorduk ki. O beni, çok iyi tanıyordu. | Open Subtitles | لقد بدأت أكتب له كصديقة فحسب كنّا نتجادل كثيراً ، وكان يعرفني جيّداً |
Newsweek'e kapak oldu. Herkesi tanıyordu. Her şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد صنع غلاف أخبار الأسبوع، و كان يعرف كل الأشخاص، و يفعل كل الأشياء. |
Adamımız kurbanı tanıyordu ve ondan nefret ediyordu. | Open Subtitles | أنا متأكد أن القاتل يعرفه تمام ، وأيضـا يكرهه |
Beni tanıyordu. Gelecekteki beni tanıyor. | Open Subtitles | لقد عرفني إنه يعرف نفسي المستقبلية |
Adam, kadını Amerika'dan tanıyordu. Ona her şeyi vadetmişti. Evlilik, mevki. | Open Subtitles | لقد عرفها في الولايات المتحدة وعدها بكل شيء مثل الزواج والمنصب |
Onları şahsen tanıyordu. Muhtemelen de umursuyordu. | Open Subtitles | كان يعرفهم بشكل شخصي غالبا اهتم بشأنهم أيضا |
Ancak, her durumda, pederi iyi tanıyordu. | Open Subtitles | برغم انه في كل مرة عرفه جيدا برغم انه في كل مرة عرفه جيدا |
Duvarlardaki şeklin ne olduğunu biliyordu ve ölen adamı da tanıyordu. | Open Subtitles | لقد تعرفت علي الأشكال التي علي الحوائط و كانت تعرف الشخص الميت |
Beni uzun zaman önce tanıyordu. | Open Subtitles | وقالت إنها تعرف لي منذ وقت طويل. |
Okula yeni geldiğin halde Kim Tan da Choi Young Do da seni tanıyordu. Ayrıca Bo Na da seni tanıyordu. | Open Subtitles | انتى انتقلتى حديثا لكنك تعرفى كيم تان وتشوى يونغ دو حتى لى بونا تعرفك |
Sanıyorum adamı tanıyordu. | Open Subtitles | هَلْ تَكلّمتَ معه؟ لأن , uh، أعتقد عَرفَ الرجلَ |
Bizim topuklu ayakkabı giyen bayan ya kurbanı tanıyordu, ya da tanımak üzereydi. | Open Subtitles | لدينا امرأة في أعقاب إما عرفوه أو على وشك. |